Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurulduğu tarihten itibaren sürekli olarak Cumhurbaşkanlığı seçim dönemlerinde sorunlar yaşamış ve siyasi krizlere sebebiyet vermiştir. 1979 tarihinde ki kriz çözülemediği için ekonomik ve siyasi kaosa sebebiyet vermiş ve akabinde 1980 askeri darbesine zemin ve ortam hazırlanmıştır. Türkiye, 2007 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde ise 367 krizi ile baş başa kaldık. Daha sonra ise Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiği noktasında TBBM tarafından alınan karar gereği referandum süreci başladı. 2014 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanımız oldu.
2016 yılının son günlerinde ise kamuoyu tarafından çok dikkatli bir şekilde takip edilen Anayasa Değişiklik teklifi süreci hızlanmış oldu. Anayasa’da 18 madde üzerinde TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu tarafından üzerinde mutabakat sağlanan maddelerin TBMM Genel Kurulda görüşme süreci de başlamış oldu. Anayasa Değişiklik teklifi üzerinde maddelerin tümü üzerinde TBMM Genel kurulundaki oylamada 338 oy birliği ile maddelerin tek tek görüşülmesi süreci de hızlandı. Dün itibari ile TBMM Genel Kuruldaki görüşmeleri devam eden Anayasa Değişiklik Teklifinin 1. Maddesi 347 oy, 2 maddesi de 343 oy ile geçmiş oldu ve kritik eşik olarak kabul edilen 330 rakamı çoktan aşılmış oldu. Diğer maddeler üzerindeki görüşmelerin de hayırlara vesile olmasını dilerim.
Anayasa değişiklik teklifi noktasına bu ülkenin gitmesinin en önemli sebebi; Bir daha 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimleri ile karşı karşıya kalınmak istenmemesidir. Anayasa değişiklik teklifi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir askeri darbe ve kalkışma girişimleri ihtimalini sıfıra indirmektir. Cumhurbaşkanlığı sistemi bir hükümet etme modelidir. Dolayısı ile yapılmak istenen bir hükümet sistemi değişikliğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yönetim rejimi 1923’den beri Demokratik Cumhuriyet’tir ve öyle kalacaktır.
1982 Anayasasının değiştirilme talebi ülkemizde sürekli olarak, Türkiye gündemini meşgul etmiş fakat zaman zaman birkaç madde ile yetinilen değişiklikten öte bir mesafe alınamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında değişiklik teklifi ilk defa olmuyor, tam 17 kez değişikliğe maruz kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasında ve Devlet yönetim sisteminde şüphesiz ki en büyük değişiklik, 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminden sonra hız kazanan ve AK Parti - MHP uzlaşmasına dayanan Yeni Anayasa değişiklik teklifi paketidir. Devlet sisteminde ciddi değişiklik yapan, 1982 Askeri Darbe ve Askeri Vesayet ruhunu Devlet üzerinden alan bu Anayasa teklif paketinin getireceği değişiklikler, Türkiye siyasal hayatına vurulacak bir damga niteliğini taşımaktadır.
TBMM Meclis Başkanlığına sunulan ve Genel Kurulda görüşülmesi devam eden Anayasa Değişiklik paketine göre yürütmede çift başlılığı savunulan Parlamenter sistem kaldırılıp, yerine Başbakan ve Bakanlar Kurulunun olmadığı, bunlara ait ne kadar yetki varsa hepsinin de Cumhurbaşkanına devredildiği, Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak daha güçlü olduğu bir model öngörülmektedir. Planlanan sistem aslında Başkanlık sistemi olduğu da düşünülebilir. Çünkü Başkanlık sisteminin olmazsa olmazlarından olan; Devlet Başkanını halkın seçmesi, yürütme organının başı konumundaki Cumhurbaşkanı sistemiyle birebir örtüşmektedir. Cumhurbaşkanı doğrudan millet tarafından 5 yılığına seçilecektir ve yürütme organının başı olacaktır. Yasama yetkisi milletin oylarıyla seçilmiş TBMM’de olacaktır. Yasa hazırlama, değiştirme ve kaldırma yetkisi tamamen TBMM’nindir. Bağımsız ve tarafsız yargı sistemi aynen korunacaktır. TBMM, yürütme organını araştırma, soruşturma, gensoru verme ve inceleme yetkisi aynen devam edecektir. Cumhurbaşkanı TBMM’yi fesih edemez, Fesih ettiği takdirde Cumhurbaşkanlığı makamı da doğrudan düşeceğinden, TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimleri aynı anda yapılacaktır. Cumhurbaşkanının çıkaracağı Kararnameler yasalara aykırı olamaz ve aykırı olan kararnamelerde yasalar geçerli olacaktır.
Son günlerde, güzel ülkemizin her bir şehrinde ki patlamalar, ciğerparelerimizi yitirdiğimiz terör saldırıları ve ekonomik kriz sevdalılarının, arka planına kabaca bir baktığımızda, TBMM’de görüşmeleri devam eden Anayasa Değişiklik teklifi maddeleri ve çok daha güçlü bir yürütmenin başı konumundaki Cumhurbaşkanımıza olan hazmetme ve tahammülsüzlüklerin işaret fişekleri ve göstergeleridir. Bu Asil ülke ve TBMM Genel Kurulda Anayasa Değişiklik teklifi maddelerini geçirecek. Daha güçlü bir Yürütme olacak ve Türkiye hızla büyüyecek. Bölgesinin ve dünyanın küresel gücü konumuna gelecektir. Bu asil millet, 1071’de ve Çanakkale’de olduğu gibi bu gerçeğe ve geleceğe yürekten inanmaktadır. Döviz kurunun psikolojik olarak arttırılması, vatandaşlarımızın çekmekte oldukları ekonomik ve siyasi sıkıntılar bu inancın vermiş olduğu metanettir. Avrupalı - Tek dişi kalmış Batı ve içimizdeki taşeronları, işbirlikçileri bu asil milletin bu metanetine olan inancını ve gerçeği hiçbir zaman anlamadı, anlayamadı ve anlamak da işine gelmedi.