Hiçbir Sistem kendi başına çok iyi ya da çok kötü olamaz. Ancak bir öncekinden daha iyi veya bir sonrakinden daha kötü olarak nitelendirilebilir. Sonuçta kul yapısında mükemmeliyet aramak, beyhudedir. Bu nedenle yeni sınav sistemleri de aynı şekilde değerlendirilebilir.
12 Eylül İhtilali'nin bir ürünü olarak ortaya çıkmış YÖK, bugüne kadar Üniversiteye giriş için onlarca sistem değiştirdi. Bizim üniversiteye hazırlandığımız dönemde ÖSS ve ÖYS adında iki ayrı sınav vardı. Sınava girdiğimizde hem sorularımızı cevaplar hem de tercihlerimizi yapardık.
Bundan sonra onlarca kez sistem değişti. Her gelene yeni bir isim verildi. Adı ve şekli önemli değil ama sonuçta bir sınav var. Bizim ülkemizde üniversiteye bu kadar rağbet varken, sınavsız bir giriş sistemini düşünebilmek mümkün değildir. Aksi halde bakkala, manava, tamirciye; doktorlar, hukukçular dolar…
Somali'de bilançosu çok acı bir terör saldırısı oldu. Dünyada kaç ülke Somali'de olan bu acıyla ilgilendi? Maalesef ki yok… Sorarsanız ben onların yardıma gitmeyişlerine üzülmüş de değilim. Zira bunu onlardan beklemedim ki hayal kırıklığına uğrayayım. Somali’de hastane yapabilirsiniz. Bu mümkün. Ama bu hastaneye göndereceğiniz doktorlar, bir atlası açsalar Somali’nin yerini bulamazlarsa… Onların tarih bilgisi ve bilinci buraları kuşatmaya yetmezse… Sizin kardeşlik söylemleriniz, onların sınav sistemindeki cebir denemelerinde yer almıyorsa… Doktorlarınız, bu hastanede bir gönle dokunmak yerine, orada ay sonunda alacağı maaşı düşünecektir.
Geçen hafta kamuoyuna açıklanan yeni sınav sistemini hazırlayıp sunan ekibin içinde uzaktan ya da yakından ihanet çeteleriyle ilişkili birileri inşallah yoktur. -ki ben olmadığına inanıyorum- O zaman bu sistemde ciddi bir hata var. Bu sınav sistemiyle aklını sadece rakamlara endekslemiş bir nesil yetişir. Bunlarla 2023 hedefini nasıl yakalarız? Bir nesli matematik veya sayısal verilerle yetiştirmek mümkündür. Ama dünyaya bir medeniyet aşısı yapacak nesli yetiştiremezsiniz. Sizin kucaklamayı hedeflediğiniz coğrafyaları ve bu mekânlarla ilgili kadim ilişkilerinizi onların gözleri görmemiş, kulakları duymamışsa… Bir sınav kaygısıyla bile olsa bunun için çalışmamışsa… Bu nesil matematiği sadece para hesaplarında kullanır.
Arkadaşımın kızı Tıp Fakültesi'ni kazandı. Eğitim-öğretime başladılar. Derslerine gelen bir hocası onlara şöyle demiş: “Arkadaşlar buraya girmek için çok matematik çalıştınız biliyorum. Sizin çalıştığınız logaritmaların, cebirlerin hiçbirini burada kullanmayacağız. Rakamlar ve sayılar, sadece para sayarken lazım olacak… Bundan sonra biyoloji ve kimya dersleriniz ağırlıklı olacak…”
Sözde öğrencileri rahatlatmak, onları daha uzun sürecek bir sınav stresinden uzaklaştırmak için sınavlar tek bir güne toplanmış. İşin garip tarafı şu ki; bir öğrenci düşünün, cumartesi günü sabahleyin sınava hasta ya da morali bozuk olarak girebilir ve 150 puan alır. Aynı öğrenci öğleden sonra çok iyi bir puan alır. Bu öğrenci üniversiteyi kazanamayacak. Çünkü birinci oturumda başarısız oldu.
Biz bütün alanlara matematik ve Türkçe soruyoruz. İyi bir hukukçu yetiştirmek istiyoruz. Ama yetiştirmek istediğimiz bu hukukçular; tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji ve dini bilgilerden sorumlu değil. Oysaki bunlar, o mesleği temelde ilgilendirecek dersler.
Biz 2023 vizyonuna yetişmiş eleman hazırlayacağız. Yetişmiş eleman dediğimiz, hem ülkesinin hem de dünyanın şartlarını ve standartlarını bilen insan demektir. Çok iyi havuz problemi çözen, geometriden anlayan, hesap kitap işlerinde mükemmel bir nesli yetiştirdik diyelim... Lakin Suriye dediğinizde ne anlayacak? Irak dediğinizde nereyi görecek? Bugün Kuzey Irak'ta ortaya çıkan savaşların arka planında sömürge devletlerinin niyetlerini okuyamayacak varsa, siz oradan hangi mesleğe eleman yetiştirirseniz yetiştirin sonu felaket olur.
Böylesi bir duruma felaket tellallığı ile yaklaşmak istemem. Lakin sonuç çok da iç açıcı görülmüyor.
Zamanlama mı? Ona hiç girmeyelim… İnşallah sonu hayırlı olur.