Yeni dönemde meclis dört partili

yazar-53

Yeni dönemde meclis dört partili olur

3 Kasım seçimlerinde Türk demokrasi tarihinde ilginç bir sonuç çıkmıştı. Siyasetin ve siyaset bilimcilerin hayretle karşıladığı bu sonuç, Türk vatandaşının artık eskisi gibi olmadığının, halk içinde demokrasi anlayışının belli bir mesafe kat ettiğinin ve seçmenin beklentilerini ya da layık olduğu, beklediği, özlediği yönetim tarz ve anlayışını bulamadığında sandıkta en büyük cevabı vereceğinin tarihsel olarak ilk ve önemli bir adımı olarak hafızalarımızda ve tarihi süreçte yerini aldı.

3 Kasım seçim sonuçlarına baktığımızda meclise sadece AKP ve CHP olmak üzere iki parti girmiş ve diğer partiler ağır bir diyet ödemişlerdi. O gün için partilerin aldığı oyları hatırlatma adına yüzdesel başarılarını bugünün eğilim kazanan partileriyle birlikte vererek hafızalarımızı bir tazeleyelim. 3 Kasım seçimlerinde AKP yüzde 34.28, CHP yüzde 19.39, DYP yüzde 9.54, MHP yüzde 8.36 ve ANAP yüzde 5.13 oy almışlardı.

 O gün meclise birinci parti olarak giren AKP tarafından kurulan 58. ve 59. hükümetler tarafından üç buçuk yıldır idare olunan Türkiye’de üç yıllık dönem büyük bir sabır ve metanetle gözlemlendi. Zira AKP iktidara gelirken vatandaştan üç yıllık bir süre istemiş ve bu süre zarfında ülkenin krizden kurtulup refah ve huzura ereceğini vaat etmişti.

İstenen üç yıl zarfında kamuoyu sabırla gelişmeleri izledi. 57. hükümet döneminde oluşan ve toplumda sosyoekonomik açıdan derin yaralar açan o dönemin oluşturduğu tedirginlik, göreve gelen yeni hükümetten beklentiler ülke genelinde bir güven ve umut ortamını oluşturdu.

Üç yıl dolduğunda makro dengelerdeki göstergeler ne kadar olumlu izlenimler oluştursa da vatandaşın ekonomisinde işinde ve tenceresinde çok önemli bir ölçüde değişim yaşanmadı. Avrupa Birliği yolunda ise kırk yıllık umut müzakere süreci ile birlikte yeşerse de AB yolunda atılan adımların ülkede birlik ve beraberliğin, istiklal ve ikbalini ilerleyen süreçte zora sokacak bir takım tavizlere açık kapı bırakması nedeniyle de siyaseten ilk dönemlerde artı puan kazandıran AB adımı ilerleyen zamanlarda soru işaretli gündemlerin oluşmasına neden oldu. Hükümetin dış politikada izlediği yol, iç politikada terör, adli vakalardaki artışın huzursuzluk doğurması, ekonomide tabana yansımayan gelişmeler ve diğer ayrıntılar hükümetin üçüncü yılında karnesini artılarla ve eksilerle doldurdu.

Sonraki günlerde vatandaşta oluşan güven ve umut ortamı yerini karamsarlık ortamına sürükledi. Hızla ülke siyaseti bu ortamla birlikte ısındı ve seçim çağrıları başladı.

Son altı aydır yapılan anketler, muhalefetten gelen sesler ve iktidar cephesindeki tansiyon yüksekliği, bürokrasi ve basınla restleşmelerden mütevekkil oluşan konjoktürel hava sandığa doğru bir akıntı başlattı.

Yapılan anketlere geçmeden önce şunu belirtmekte fayda görüyorum. Yaklaşık 2 bin denekten ve yapıldıkları alanların her zaman tartışmaya açık olduğu bu anketler objektif bir çalışmadan öte çeşitli kurumların ya da siyasi partilerin bu işi yapan kuruluşlara yüz binlerce dolar vererek yaptırdıkları bir iş. Dolayısıyla tabanında ticaret olan bir işte kimin ekmeğini yiyorsan onun kılıcını sallamak ama bunu üslubunca yapıp ortamı da uyandırmamak gerekiyor.

Cüneyd Zapsu’nun ABD gezisinde, hepinizin hatırlayacağı üzere o hararetli masada geçen şu ayrıntıyı da hatırlatmak istiyorum “Bizde anket yaptık oylarının yüzde 22’ye geriledi.” ABD’nin yaptırdığı ankette AKP oylarının yüzde 22’ye gerilediğinin ifade edilmesi ve arkasından MHP ve DYP’nin geldiği belirtilmesi bir işarettir.

Son altı aydır değişik anketler yapılıyor. Bu anketlerden hep AKP birinci parti olarak çıkıyor. CHP ikinci parti ve DYP ise üçüncü parti olarak çıkıyor. Kimi ankete göre MHP baraj sınırında kimisine göre baraj üstünde yer aldığı görülüyor.

Tabii bunlar sayısı 2 bini geçmeyen denekli anket sonuçlarına göre oluşan sonuçlar. Ankette, yapılan mecra ve katılımcı sayısı önemli. Taşrada yapılan anketlerde AKP daha düşük oranlarda kalırken, tarım politikalarıyla DYP, milliyetçi değerleriyle MHP oranları daha yüksek çıkıyor.

 

Netice olarak yeni dönemde mecliste dört partili dönem olasılığı bana göre daha yüksek. Bu duruma göre de kurulacak hükümet bir koalisyon hükümeti olacak ve estirilmeye çalışılan hava ise AKYOL’u işaret ediyor. Bunu sivil toplum kuruluşlarının ve reel sektörün yaptıkları toplantılarda oluşturulan birliktelik görüntülerinden de tespit etmek sanırım çok zor değil.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.