Konya Valiliği ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezinin ortaklaşa olarak düzenlediği Darulhadis Konferanslarının konuğu Prof. Dr. Bekir Karlığa oldu.
Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Karlığa, İnce Minareli Medrese’de, “Yeni Dünya, Yeni Türkiye Yeni Medeniyet Algısı” konulu bir konferans verdi.
Konferansa NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İl Kültür Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tahir Yüksek, Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, Prof.Dr. Önder Kutlu ile akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
Konuşmasının başında medeniyetin tanımını yapan Karlığa, “Medeniyet; insanoğlunun yaptıkları faaliyetlerin etkinliklerin en özgün ve içeriği tamamen açığa çıkmış olan eseridir. Medeniyetlerde değerler sistemi önemli yer teşkil eder. İnsanlar önce kültür üretirler. Alışkanlıklar dini inanç giyim kuşam bunların hepsi kültürü oluşturur. Kültürler de zenginleşerek yaygınlaşarak medeniyetleri oluştururlar. Kültür yöresel, medeniyet evrenseldir” dedi.
Medeniyet kelimesinin eski adı Yesrib olan fakat Peygamberimizin hicretinden sonra Medine adını alan şehirden geldiğini ve adeta İslam medeniyetiyle özdeşleşmesini ifade edecek şekilde dilimize geçtiğini söyleyen Karlığa, medeniyetlerin inşasının zor ancak yıkmanın çok kolay olduğunu Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle hatırlattı: “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, İki kazma kürek, iki de ırgat gerek, Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”
Yalnızca dünya görüşü ile değerler ve inanç sistemleri sağlam olanların medeniyet inşa edebildiklerini belirten Karlığa, medeniyetin temel unsurlarına da değindi. Medeniyetin en önemli göstergesinin devlet nizamı olduğunu söyleyerek, “Sağlıklı bir devlet yapısı şart. Sağlıklı bir devlet yapısı olursa medeniyetin diğer göstergeleri de ardından gelecektir. Bunlar bilim ve teknoloji ile mimari ve şehirciliktir. Her medeniyet kendi şehrini üretmiştir” şeklinde konuştu.
Karlığa son olarak medeniyeti esas kılan hususun birlikte yaşama tecrübesi olduğunun da altını çizerek, medeniyetin ancak farklı düşüncede farklı dinden farklı mezhepten ötekine saygı duyarak birlikte yaşayabilen insanlarla oluşturabileceğini sözlerine ekledi.