Her sekiz kadından birinde görülen meme kanseri, erken tanı sayesinde tedavi edilebilen bir hastalık haline geldi. Ancak hastalık tedavi edilse bile meme kaybı yaşanması, uzun süreli üzüntülere yol açabiliyor. Tıpta, özellikle estetik cerrahi alanındaki gelişmeler ise kanser nedeniyle memesi alınan kadınlara yeniden memeye sahip olabilme olanağı sunuyor.
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Hüseyin Gerçek, "Meme kanseri tedavisinde farklı aşamalarda meme rekonstrüksiyonu ameliyatı yapılabilir. Vücut ve meme yapısı ile meme kanserinin tipi ve tedaviye bağlı olarak farklı ameliyatlar planlanıyor. Silikon protezlerin yanı sıra kişinin kendi dokusunun kullanıldığı yöntemlerle memenin yeniden oluşturulması ameliyatları yapılabiliyor" diyor.
Multidisipliner yaklaşım önemli
Meme kanseri de diğer kanserler gibi tanı ve tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Genel cerrahlar, plastik cerrahlar, kadın doğum uzmanları, onkologlar ve radyasyon onkologları, bu ekibin parçalarını oluşturuyor. Kadınların kendi kendine memelerini muayene etmesinin erken tanının temel unsuru olduğunu vurgulayan Dr. Hüseyin Gerçek, "Kadınların kendi memesini muayenesi sırasında fark ettiği yeni oluşmuş sertlikler, şişlikler, bazen meme başından gelişen akıntılar, nadiren de olsa meme derisinde meydana gelen düzensizlikler ve değişiklikler gibi belirtiler memede kitle şüphesine yol açar" diye konuşuyor.
Bu belirtiler genel cerrahi uzmanına başvuruyu gerektiriyor. Uzman muayenesi, mamografi veya ultrason çekimleri ile hastalık tanısı konuyor. "Bıçak değerse kanser olur, kansere bıçak değerse yayılır" gibi tıbbi geçerliliği olmayan inanışların erken tanı şansını ortadan kaldırdığına da dikkat çeken Dr. Hüseyin Gerçek, "Erken tanı sıklığının artması için 20 yaş üzeri her kadın, memesini tanımalı ve aylık olarak meme kontrolünü yapmalı. 40 yaş üzeri kadınlar ise mamografi takiplerini ve uzman hekim muayenelerini düzenli olarak yapmalıdır" uyarısında bulunuyor.
Erken tanı ile memeyi korumak mümkün
Erken tanı, tedavide de yaklaşım farklılığına neden oluyor. Henüz ilk evrede yakalanması halinde kanserli doku çıkarılıyor ve memeyi korumak mümkün oluyor. İlerleyen meme kanserinde mastektomi (memenin tamamen alınması) ameliyatı, koltukaltı lenf bezlerinin alınması gerekiyor. Meme kanseri tedavisine cerrahinin ardından kemoterapi, radyoterapi ile devam ediliyor.
Meme yeniden oluşturuluyor
Tıptaki gelişmeler sayesinde tedavide de yenilikler olduğuna işaret eden Dr. Hüseyin Gerçek, memesini kaybeden kadınların kendisini daha iyi hissedeceği ameliyatların gerçekleştirildiğini belirtiyor. Memenin yeniden oluşturulması (meme rekonstrüksiyonu) ameliyatlarının bazı ülkelerde tedavinin bir parçası olarak kabul edildiğini anlatan Dr. Hüseyin Gerçek, şöyle devam ediyor:
"Meme rekonstrüksiyonu, ülkemizde az yapılan bir ameliyat. Oysa bu ameliyatın başta kadınların vücut bütünlüğünün ve cinsiyet kimliğinin yeniden oluşturulması olmak üzere sağlayabileceği olumlu etkiler çok fazla. Bu konuda hastaları bilgilendirmek çok önemli. Çünkü meme kanseri tedavisinde plastik cerrahlar tarafından farklı aşamalarda meme rekonstrüksiyonu ameliyatı yapılabiliyor. Uygun hastalarda mastektomi ile aynı seansta meme yeniden oluşturulabiliyor. Ayrıca tedavi görmüş ve nüks gelişmemiş olan hastalarda yıllar sonrasında bile bu ameliyatlar yapılabiliyor."
Tedavi şekli kişiye özel planlanıyor
Plastik cerrahi başvurusu sonrasında kişiye özel bir planlama yapıldığını anlatan Dr. Hüseyin Gerçek, vücut ve meme yapısı, meme kanserinin tipi ve tedavi protokolleri çerçevesinde farklı ameliyatlar planlandığını kaydediyor. Silikon protezler ile onarımın en sık tercih edilen yöntem olmasına karşın kişinin kendi dokusunun kullanıldığı (flep) cerrahilerin de popülerliğinin giderek arttığını söyleyen Dr. Hüseyin Gerçek, sözlerini "Meme rekonstrüksiyonu planlaması, olası sonuçlar ve tedavi süreçlerinin gidişatı konusunda, meme kanseri tanısı almış her hastanın bir plastik cerrahi uzmanı ile görüşmesi faydalı olur" diye bitiriyor.