Yayınlanan bu KHK'lar “Son KHK ile İlahiyatların önünün açıldığı” şeklinde değerlendirilerek kamuoyu yanlış yönlendirilmeye çalışıldı. 696 sayılı KHK’da Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili olarak verilen bölümde konu ile ilgili olarak sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanan İlahiyatçıların atanmasının iptal edilmemesi gerektiğinden bahisle atananlar daha önce alınan Danıştay kararının dışında kanunla korunmuş oldu.
İlgili madde görüldüğü gibi İlahiyat Fakültesi mezunlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanmalarını da ön görmemektedir. Sadece mevcut atananların atanmasının geçerliliğinin devamını kanunen güvence altına almaktadır. Yeni bir düzenleme yapılmadıkça veya mevcut Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunları tamamıyla atanmadıkça İlahiyat Fakültesi mezunlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atanması son alınan Danıştay kararı çerçevesinde imkansızdır.
Öte yandan Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atanabilecekler listesinden ilahiyat mezunları çıkarılmasını Memleket'e değerlendiren Mehmet Azimli Danıştay'ın iptal kararını haklı bulduğunu ifade ederek, "onlar ilahiyatın din kültürü bölümünden mezun oldular. Yeni bir düzenlemeye de ihtiyaç yok. Din kültürü bölümü öğrenci almıyor, mezun da vermiyor. 6 bin civarındaki mezunlara haksızlık yapılıyor" şeklinde konuştu.
DANIŞTAY'IN KARARI DOĞRU
Hitit Üniversitesi-İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Azimli, "Din kültürü atanmaları bittikten sonra piyasada din kültürü mezunu kalmadığı için ortaokul ve liselere ilahiyatçı kitlesi kaldı. Danıştay’ın din kültürü ile ilgili kararı doğrudur çünkü din kültürü mezunları bile ilahiyatta din kültürü bölümünden mezunlar. Ama o zaman anlaşılmadılar, kargaşaya getirildiler. İlahiyatçılar feryat ettiler. Çünkü piyasada şu anda çok fazla ilahiyat mezunu var. Hâlbuki onlar ilahiyatın din kültürü bölümünden mezun oldular. Yeni bir düzenlemeye de ihtiyaç yok. Din kültürü bölümü öğrenci almıyor, mezun da vermiyor. O zamanlar ortalığı karıştırdılar ve bu haksızlıktı. Çünkü bu çocuklar din kültürü almışlar ve zamanında onlara "ilkokul ve liselerde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlik yapacaksınız" denmiş. Mezun olmuşlar ve bekliyorlar. Ama onların kadrosuna da ilahiyatçılar atanmaya başlamıştı. Sonuçta bunları mahkemeye verdiler ve Danıştay onlara göre bir karar verdi." şeklinde konuştu.
M. Ali Elmacı-Memleket