Seven insan sabah mutlu uyanır, hayata güzel başlar ve karşısına çıkan zorluklara daha dirençli olur.
Tıpkı inanan insan gibi.
H. U. / Dün, Bugün ve sen
Yeni bir kitap, her yazar, her şair için heyecan verici ve tazelenme sebebi oluşturur. Kelimelerle kâğıtın buluşması bir tür iç dökümüdür. Hayat, yaşananların ötesinde bambaşka bir anlama dönüşür her metinde. Ve her şiir bir dünya, her kitap bir evrendir. Yüce Allah, Âdem atamızın hafızasına kelimeleri nakşettiğinde insanoğlu en büyük nimetlerden birine kavuşmuştu, zira diğer nimetler bu sayede manaya ermiş, nesneler anlam kazanmıştı. Her insanın içinde de ayrı bir dünya olduğu kabulünden yola çıkacak olursak, söz bu dünyaların anlaşılması açısından çok değerlidir. İnsanın yüzü kimliği ise konuşması da karakterinin bir parçasıdır.
Yıllar içinde biriken şiirlerimi topladığım kitabım Dün, Bugün ve sen bu hafta çıktı. Her mısrasında içimi döktüğüm, sevgimi dile getirdiğim, inancımı, dünya görüşümü ortaya koyduğum şiirlerim böylece okuyucusuyla buluşuyor. Sevmek ve inanmak, bence hayatın en öncelikli iki kavramı. Kitabın içeriği de bu iki kavramlar üzerinden oluşuyor. Her şey kendi kabı içinde güzeldir. Sevgi bir din değil, inanmak bir terapi değil, bizim sevgimiz Allah için, inancımız ise dünyadan mahşere kadar uzanan bir büyük kurtuluş yoludur. Kadın ve erkek birbirini severken bu çerçeve içinden bakmalılar birbirlerine. Evet kitapta yer alan bir büyük aşkın yangınından dumanlar tüter, ancak bu ne isyandır ne de bir matem. Yalnızca sevginin sadece kavuşmak isteğinden ibaret olmadığını, aynı zamanda, Attila İlhan’ın da dediği gibi, ayrılıkların da sevgiye dahil olduğunu ve mevsimlik değil ebedi yaşatılması gereken bir duygu olduğunu dile getirmeye çalıştım.
Kitaba ismini veren şiir, Dün, Bugün ve sen’de eski günlere, mahallelere, komşulara, sevgilere, aşklara olan hasretimi anlattım. Şiir boyunca yetmişli, seksenli yıllarda bir gezintiye çıkardım okuyucuyu. Ardı sıra gelen şiirlerde de bu özlem mevcut, ama bir ferdi aşk ve ayrılığın içinde yaşadığım şehirden çeşmelerinden, camilerinden ve çıkmaz sokaklarından, geniş caddelerinden söz açtım, Ve birçok şiirde günümüzdeki aşkları, insan ilişkilerini, betonlaşan şehri ve kontrolsüz bir şekilde artan ferdi özgürlüğü üstü kapalı bir şekilde eleştirdim. Bu olumsuzluklardan kurtulmanın da eski zamanların olumlu tecrübelerinden yararlanma gereğini, atalarımızı tanımanın önemini ve vatanımıza, milletimize aidiyet duygusu beslememizin elzemliğini söylemeye çalıştım.
Kitapta yer alan Ufuktaki Umut şiirimde çocuklarımıza, gençlerimize modern zamanın içinde yitip gitmemelerini, dünün güzel adamlarını tanımalarını ve onların izinde bir hayat sürmelerini anlatmaya çalıştım. Geleceğe yürüyen genç insanlar sevgiyi nefse tercih ederlerse, bizim millet olarak yarından bir umudumuz olamaz. Gençler şiir okumalı, tarihe ilgi duymalı, inancını hakkıyla öğrenmeli. Ve yaşadığı dünyaya, insanlara, hayata saygı duymalı... Kitapta yer alan şiirler de bunları söylemeye çalışıyor.
25 Kasım Pazar Kılıçaslan konferans salonunda kitabımın imza günü var siz okuyucularımı da orada görmek isterim.
Yazımı kitapta yer alan bir şiirle bitiriyorum,.
Sevgiyle kalın.
İÇİMDEKİ OKYANUS
Yokluğun büyük okyanus
Bu koca ummanın
Yalnız ben sahibiyim.
Bir tek yalnızlık yok bende
Sensizlikler demeti gibiyim.
Çınlar durur kulaklarım
Yağmurlar gibi çiseler sözlerin.
Küçük dereler hâlinde
İçime yürür sonra ayak izlerin.
Kol kol dökülür bağrıma
Uzak ellerin.
Yüreğime iner
Çağlayan gözlerin.
Yağmur, ırmak, sis, deniz...
Her haliyle büyür bende su
Sensizliğim besler
İçimdeki okyanusu
Çırpınır sularda yokluğun
Aylı gecelerde uyandırır
Gamlı yakamozları
Yakıp yakıp söndürür
Bağrıma düşen yıldızları
Senin yüzünü taşır burada
Bütün denizkızları
Dalgaların avazında
Yankılanır ahenkli sesin
Ve bir imbattır
İçime işleyen nefesin
Kürek mahkumuyum artık
Hasretinle yüklü gemilerin
Heyhat!
Eriyip akıyor gönlüme her bir yerin
Bir de hayalin var
Bu ummanın sevimli yunusu
Sensizliğim besler
İçimdeki okyanusu
Ansızın kopar fırtınalar
Azdırır deli ayrılığı.
Her gün başka bir yerinde parçalar
Yüreğimi binlerce köpekbalığı.
Gönlüm isyanlarla buluşur.
Kabaran duygularda
Dev dalgalar oluşur.
Şu bitmeyen hasretimi teskin etmez
Derinliklerimde saklanan inci tanesi.
Adın dilimin yegâne efsanesi.
Senden uzaklarda
Ben böyle yaşıyorum inan ki.
Acımayan kalplerde
Aşk yaşamıyor sanki.
Neden vuslattan çok hasrettir
Büyük sevdaların konusu?
Ve neden
Sensizliğim besler
İçimdeki okyanusu?