Bu satırların yazıldığı saat itibariyle oy kullanma işlemi devam ediyordu. Benim şahsi düşüncem, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın, milletvekilliğinde ise Cumhur İttifak’ının zorlanmadan kazanacağıdır. Sistemi değiştiren adamın, değişen sistemin ilk başkanı olması da yakışır.
Kurulduğu günden itibaren Ak Parti’nin parti olarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın da lider olarak bu millete hayal bile edemeyeceği hizmetler ürettiği tarihi bir gerçektir. Tarih, bu lideri anılması gerektiği gibi anacak ve olması gereken yerde tutmaya devam edecektir. Onun deyimiyle göklerden gelen bir karar vardır ve hiçbir beşeri güç bu karara rağmen süreç geliştiremez.
Recep Tayyip Erdoğan sadece bir lider değil, aynı zamanda toplumun bilincini yükselten, topluma bakış açısı kazandıran, sahip olduğu birikimin farkına varmasını sağlayan bir aydındır. Sığ, bayağı ve bir o kadar da ikiyüzlü liderlerin yanında bu milletin Recep Tayyip Erdoğan’ı tartıya bile koymayacağını açık ara ile yeniden görevlendireceğini düşünüyorum. O sebeple de yeni dönemin Türkiye açısından ABD ve AB’ye rağmen terakki dönemi olacağına inanıyorum.
CHP ve ona teşnelik yapan tüm siyasal hareketlerin özü itibariyle FETÖ ve FETÖ’yü de kontrol eden güçlerce yönlendirildiği aşikar. Bunu her ne kadar taşlaşmış kimi kalpler bilmese de, yahut bilip görmezden gelse de milletimizin çoğu olayın farkında. Hem bizim açımızdan hem de bu milletin düşmanı satılmışlar açısından, 15 Temmuz tüm hızıyla devam ediyor. O gece, gece olarak kapansa da onlar açısından hesap olarak kapanmamıştır. Dolayısıyla millet olarak bizim açımızdan da kapanmamıştır. O gece, ellerine silah, altlarına tank verilmiş satılmışlar bu ülkeyi teslim almaya çalışmıştı, bu gün de başka şekillerde teslim almaya çalışıyorlar. Enstrümanlar değişse de düşman açısından hedefte bir değişiklik yok.
24 Haziran seçimlerinin bu ülkeyi ne kritik bir eşikten atlatacağını ilerleyen dönemlerde daha iyi göreceğiz. Sonuçlar, Allah’ın izniyle bu ülkeye düşmanca tutum içinde olanların umudunu tüketirken bize ışık olacak ve daha uzun hedeflere daha güçlü bir iradeyle koşmamızı sağlayacaktır.
Bugün batı yakası hariç tüm kıtalarda bu ülkenin seçim sonuçları bir dua ile bezenmişse bu sizin sadece kendiniz için yaşayamayacağınızı dahası yaşamamanız gerektiğini ortaya koyar. Muhalefetin TİKA, AFAD gibi dev kuruluşlar başta olmak üzere birçok yapıyı kapatacağını ilan etmesi, Türkiye’yi hangi sığ düşüncelerine hapsedeceğinin açık delilidir. 24 Haziran ise, Türkiye’nin muhalefetin dar, ufuksuz ve dünyadan kopuk hayallerine sığmayacak kadar büyük olduğunu göstereceği gündür.
Ak Parti’nin yeni sistemde daha stabil bir yapıya ve sorumluluklar açısından daha düşük bir profile çekileceğine inanıyorum. Meclis dışı hükümet, Ak Parti’yi de rahatlatacaktır. Dolayısıyla partinin de Cumhurbaşkanın da yükü olan kimi isimlerin harekete artık daha az zarar vereceklerine inanıyorum. Bunun yapısal olarak sıfırlanabilmesi zaten mümkün değil. Ama hissedilemeyecek kadar düşük oranlara çekilmesi pekala mümkün.
81 İl, 919 ilçe ve 20.000’ne yaklaşmış köy sayısıyla tüm yapının temiz ve hasarsız götürülebilmesi ve hedefler açısından tavan, taban mutabakatının yüzde yüz sağlanabilmesi mümkün değil. Ama hiç şüphemiz olmasın ki yeni sistemle birlikte Türkiye’nin hem seçim/seçmen ilişki biçimi hem de parti/propaganda şekli değişecektir. Yani sosyal yapıların teslim aldığı kitleler özgürleştikçe ve muhalefet ve destek kültürü parti aidiyetinden bağımsız hale geldikçe her şey daha güzel olacak. Çok yakın bir tarihte siyasal yapıların ihanet eden tavanı, tabanına söz geçirmeyecektir. Yeni sistem aynı zamanda yeni bir neslin de inşa edilmesini sağlayacaktır.