Bu sezon ilk kez Denizlispor maçına gittim.Gitmek zorundayım çünkü sevgili kardeşim Uğur Öztekeye ve Memleket Gazetesine köşe yazısı yazacağım diye sözüm var. Uğur, Abi, sana basın davetiyesi gönderelim dedi. Ben, Gerek yok, Konyasporlular bir davetiye göndermişler dedim. Esasında yazı yazıyorsan, birçok tecrübeli basın ve TVde yazan insanla bir arada oturmakta yarar vardır ama ben, Konyasporlu yönetici arkadaşlarımın göndermiş olduğu davetiyeye icap ederek birçok eski arkadaşımı da görme umuduyla bana ayrılan yere gittim. Tabii biz Konyalıyız ve Konyaspora hasbelkader hizmet vermiş insanlardanız. Bir çok yeni ve eski yönetici arkadaşla sarıldık, sohbet ettik.Çevreme bakıyorum, eski bir sporcu arkadaşıma, antrenör bir arkadaşıma rastlar mıyım diye ama nafile. Neyse yerime oturdum. Yanımda bereket TÜFAD Başkanı Süleyman Körsü var. Konyaspor yönetimi tevazu buyurmuş, taban birlikleri başkanlarına ve yine eski başkanlara birer davetiye göndermişler. Süleyman başkanla sohbete başladık. Bir dokun bin ah işit. O da birçok arkadaşına karşı sorumluluğunu yerine getirememenin sıkıntısı içinde.Dünkü yazımda da yazmıştım. Sanki o protokol veya şeref tribününde bir soğukluk var. Sanki birçok insan görevi gereği maça gelmiş gibi. Her iktidar döneminde olduğu gibi farklı farklı simalar var. Süleyman Başkanla birbirimize bakıyoruz, kim bu adamlar? diyoruz. Etrafımıza bakmaya devam ediyoruz. Hemen arka sıramızda bazı Konyasporlu futbolcu kardeşlerimizin eş ve çocukları gözümüze çarpıyor. Birisi bizim Kaptan Yasinin çocuğu. Kız pek tatlı. Maç boyunca hem maç izledik hem çocuğu sevdik. Devre oldu. Süleyman Başkan hadi aşağı inelim dedi. Ben Gerek yok ağabey, zaten çok tanıdığımız yok oturalım şurada dedim. Bu arada sıkı sık trübünlere bakıyoruz. Yağmur yağmazdan önce tribünler dolu gibiydi. Ancak yağmur yağıpta, kapalı tribünlerin kapıları açılınca maraton tribünlerinin bomboş olduğunu gördük ve derin bir ahh çektik. Hem Konyaspor adına hem de maça giremeyen birkaç yüz amatör ve Konya sporuna hizmet vermiş insan adına. Arada sırada stada gider spor yapmaya çalışırım. Dün de akşama doğru bu amaçla stattaydım. Yürüyüşüme başladım. Yine spora gelmiş birçok eski sporcu arkadaşlarım daha ben hiç bir şey demeden, Konyaspor maçlarına gidemediklerinden yakındılar. Bu konuda bana birçok ilden örnekler verdiler: Trabzonda Özkan Sümer Hoca bu konuyu çözmüş dediler. Anlattılar, anlattılar. Ben de dinledim dinledim. Esasında en çok benim dertlenmem, en çok benim konuşmam gerek diye düşündüm. Neden mi? Çünkü ben, şu an Konya Profesyonel Futbolcular Dernek Başkanıyım. Nedir bu dernek, kimlerden oluşmakta? Bu dernek geçmişte Konyaspor ve Konya İdmanyurdunda futbol oynamış, tek amaçları bu takımlara hizmet olan, aralarında bir çok kez milli olmuş, çoğunda da boğaz tokluğuna hizmet vermiş insanlar. Kim mi bu adamlar? Sarı Mehmet Aktanlar, Ali Büyükbayramlar, Talat Önceller, Ali Palalılar, Tuncay Bilgeler, Ziya Gülsaçanlar, Kamil Köprülüler, Haldun Üsteller, Hasan Satılar, Mehmet Güntanlar, Sami Otlar ve diğerleri. Bu yukarıda saydığım ağabeylerim, kardeşlerim bir dönemin bugün sahada oynayan Zafer Biryolu, Ceyhunu, Özdeni, Yasini, Erhan Albayrağı idi. Ama çok nankör bir dünyada yaşıyoruz. Geçmiş birden unutuluyor. Eski dostlar birden hatırlardan siliniyor.Ancak ben bu durumu Konyasporda yöneticilik ve Başkanlık yapan arkadaşlarımın genel yapısına bağlıyorum. Sanırım Bahattin Karapınar kardeşimizin dışındaki diğer arkadaşlarımız bu yukarıda saydığım eski ağabeylerimizi tanıdıklarını sanmıyorum. Bu işin ahdi vefası o yağmuru, çamurlu sahalardan oynamakla geçer diye düşünüyorum. Sağolsun Konyasporlu yöneticiler, akıllarına gelmiş, bizi de taban birliklerinin yerine koymuşlar. Bence asıl olan iyi yöneticilik, görev sona erdikten sonra da el sıkabilmek, dostlarını yanında görebilmektir. Biz, dernek olarak kendimizi asla Taban Birliği olarak görmüyoruz. Biz, kendimizi Konyaspora geçmişte şerefle hizmet etmiş insanlar olarak görüyoruz. Haa hemen soracaksınız; sayınız kaç? Diye. Üye sayımız 55. Onların birçoğu da Konya dışında. Yani şu an Konyada 30-35 kişiyiz. Ama bir toplantı yaptık mı, neredeyse arkadaşlarımızın tamamına yakını koşa koşa gelirler. Neden gelirler? O eski dostlukları yudumlamak için. Şimdi bu memlekette spor yapan veya yaptıran insanlara memleketlerinin takımlarını izletmeyi engellemek revamıdır? Geçen sezon Konyasporun seyirci ortalaması 4500-5000. Stadımız küçük olur da o zaman belki hak verebilirsin. Ama ya şimdi. Ben, bu konulardan Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tahir Akyürekin haberinin olduğunu sanmıyorum. Şu an Konyasporun her yükünü sayın Belediye Başkanımız çekiyorsa, onun da mutlaka bu konuda söyleyecekleri vardır diye düşünüyorum. Tahir Başkanımız belki sporun içinden gelmemiş olabilir ama ahdivefanın manasını çok iyi bilen bir insandır. Ne dersiniz; sevgili taban birlikleri, taraftarlarımız, amatör sporcularımız derdimizi anlatabildim mi dersiniz. Bir bakarsınız Tahir Başkanımız bizleri haklı görüverir ve müjdeyi verir. Haydi hayırlısı ..