Yenilikçiler bir devri

Mustafa Yiğit

Yenilikçiler bir devri zaten kapatmıştı…


Türk siyasetinin çok önemli bir aktörünü geçtiğimiz hafta Hakk’a uğurladık.

Erbakan Hoca’nın inandığı bir davası vardı ve O bu inandığı davadan hayatının sonuna kadar hiçbir kırılma ve sapma göstermedi.

Allah rahmet eylesin…

Muhtemelen onun arkasından dua edenler benim şu an düşündüklerimi düşünüyorlardı…

Hüzün vardı, burukluk vardı ama isyan da vardı gözyaşlarının arkasında…

“Savunan adam”ın arkasından bir kısmının sahte gözyaşları döktüklerini, “kandırılan” adamlardan oluşan bir ülkeyi inşa ettiklerini görüyor ve “Evet İsyan!” diyorlardı o sahneyi izleyenler muhtemelen.

“Evet İsyan!” diyoruz, çünkü mu
hafazakar demokratlığın başka bir adının “ahlaksız muhafazakarlık” olduğunu, bu terimin batıdaki püriten ahlakın Türkçeye çevrilmiş halinden başka bir şey olmadığını biliyoruz.

“Evet İsyan!” diyoruz, çünkü yıllarca arsız Batılılaşmaya karşı duran mütedeyyin, milli ve manevi değerleri kendine şiar edinmiş bir toplumun nasıl katakulliye getirilip muhafazakar demokratlık adı altında yeniden batılı modernist bir yapıya entegre edildiğini görüyoruz…

Batıyla “kadim” pek çok meselesi olan ve bunu her zaman aklının bir köşesinde tutan bir milletin neye karşı, neyin yanında olduğunu anlayamaz bir hale getirilmesine “İsyan” diyoruz.

Başlıca “kadim” önceliklerimizin unutturulmaya çalışıldığı bir süreçten geçtiğimizi görüyoruz.

Evet Erbakan’ın ölümünün bana hatırlattıkları şeyler bunlar…

Bir dönem kapandı dedi bir çok yorumcu o cenaze töreninde….

Aslında bir dönem çok önce kapanmıştı.

Yenilikçiler o dönemi kapatmışlardı….

Erbakan’dan ayrılanlar ve bugün iktidarda olanlar bu dönemi zaten kapatmışlardı.

O devri kapatanlardan biz yeni şeyler öğrendik aslında…

Avrupa Birliği’nin bir Hıristiyan birliği olmadığını öğrendik onlardan…

Amerika’nın kadim dostumuz ve model ortağımız olduğunu öğrendik onlardan.

Adil düzen diye bir şey yokmuş, hatta o dönemde Erbakan’ın yanındakilerin bile buna inanmadığını öğrenmiş olduk onlardan.

Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin bir demokrasi projesi olduğunu, Ortadoğu halklarını demokrasiyle tanıştırmamız gerektiğini öğrendik onlardan.

Asker ocağının peygamber ocağı olmadığını öğrendik onlardan…

Terörle mücadele edenlerin şehitliğinin bile tartışılabileceğini öğrendik onlardan…

Vatan, din, millet, bayrak gibi kavramların önemli olmadığını, mesela başörtüsünün yüzde birbuçuğun meselesi olduğunu öğrendik onlardan.

Savunan adamın savunduklarını yemin billah savunmayacağım bir daha diyen adamların nasıl iktidara yürüdüklerini gördük orada….

Erbakan’ın ölümünün bize yeniden hatırlattıkları aslında bu söylediklerimizden daha fazlasıydı….

Bizim gördüğüm resmin bir kısmı buydu….