Benim oturduğum site, kooperatif şeklinde yapılmış aynı bahçe içerisinde bulunan 4 siteden birisi. Sitelerin ilk önce biteni yeşil renkli. İkincisi sarı, benim oturduğum üçüncü site bordo ve sonuncusu da kahverengi. Saydığım sırayla ve birer yıl arayla biten sitelere kurayla oturdu mülk sahipleri.
İlk oturan yeşil site sakinleri diğer komşuları gelinceye kadar bayağı bir yol alarak otopark olması gereken alanı kendilerine yeşil alan yapmışlar. Çocuklar için oyun alanları, parklar düzenlemişler. Zaman içinde inşaat bittikçe yeni siteler yerleşmeye başlayınca huzurlarının kaçtığını izledim. Araçlarını park etmek isteyenlere zorluk çıkardılar evvela. Sonra bir gün kapıyı otomatik yaparak, burası bizim siz giremezsiniz deyiverdiler. Ne de olsa onlar imtiyazlıydı. Kurada şanslıydılar yani. Aslında ilk kurada evlerine kavuşmalarından başka bir ayrıcalıkları yoktu, ama öyle olmadı. Bizim çocuklar, torunlar onlardan tarafa oynamaya geçemediler. Geçenleri kovaladılar. Hasılı acayip bi görgüsüzlük yaşadık.
Şimdi tüm siteler yerleşti. Fakat imar planında otopark olması gereken yerin yeşil site tarafından gasp edilmesi kim vurduya gitti. Ön kapıyı onlar kullanmaya devam ederlerken, bize arka kapı düştü. En son bu aylarda yeni yeni dolmaya başlayan son kahverengi site de yeşil siteye kızmış olacak ki, ön tarafa olmadık bir yere otomatik kapı yapıverdi…
Dün akşam eve gittiğimde yeşil sitenin bir yeniliğiyle daha karşılaştım. Sitenin en üst katından aşağıya doğru kuvvetli ışık veren bir lamba takmışlar. Bizim kullanamadığımız parklarını ışıklandırmışlar yani. Işık öyle kuvvetli ki bizim gece lambası yakmamıza gerek kalmadı artık. Bakalım önümüzdeki günlerde daha ne gibi yenilikler (!) yaşayacağız.
Hülasa diyeceğim, aynı bahçe içerisinde olmamıza rağmen dört site arasında tuhaf bir rekabet aldı başını gitti. Yakında bu evi satarsam şaşırmasın kimse. Bu kadar görgüsüzlüğe daha fazla dayanamam. Apartmanda oturmanın da ayrı bir hukuku, etiği olmalı değil mi…
Yeşil sitenin son numarasını bekliyorum, daha ne yapacaklar bakalım…
Erbil’in Programını İzleyenlere Gösterildi O!
Mehmet Ali Erbil isimli TV’lerin fırlama sunucusu en sonunda belasını buldu. Hem de okkalısından. Programında orasını burasını açarak şunda bunda diyerek milleti eğlendiren hokkabaz en sonunda pantolonunu indirdiği elemanın donsuz olduğunu bilememiş, rezalet bir görüntüye neden olmuş…
Ben daha yeni duydum, meğer iki gündür bu konuşulurmuş. Neyse hemen internete girip olayı öğrenmeye çalıştım. Hakkaten olayın resmini koymuşlar. Vatandaş malı meydana çıkarıp ellerini havaya dikmiş öyle duruyor…
Erbil diyormuş ki, “ben ne bileyim adamın altına don giymediğini.” Don giyseydi normal miydi yani. Milletin orasını burasını çekiştirerek yaptığı şaklabanlığın bir gün sonu gelmeliydi ve geldi. Program yayından kaldırılmış. Bir süre bir yerlerde iş de bulamaz bu gidişle…
Bir zamanlar bir Güner Ümit vardı. O da bir programında birilerine bir laf etti, yıllardır herif doğru dürüst bir programla karşımıza çıkamadı.
Bir son söz de millete. Kuru kuruya Erbil’e kızmanın da alemi yok tabi. Adam yaptığı maymunluklarla izleniyordu. İzlemeyiverseydi millet. Çıplak kızların elindeki dandik kutuları açarak üç kuruşluk hediye dağıtan adama “Mehmet Ali Bey yardım etttt” diyerek tamah edenlere başka ne denir. Bu programı severek izleyenlere gösterildi bence o organ. Yoksa benim gibi tesadüfen gören ve hemen kanal değiştirenler zaten görmedi.