Başbakan Erdoğan'ın ekonomi başdanışmanı Yiğit Bulut Star gazetesindeki köşesinde kıyı bölgelerinde yaşanan talanı ve vurgunu yazdı. Özellikle Başbakan Erdoğan'ın Bodrum kıyılarını gördükten sonra verdiği tepkinin ardından devletin harekete geçeceğini söyleyen Bulut bunların hesabı sorulacak dedi. Bulut'un ismi kulislerde kıyı şeritlerinden sorumlu kişi olarak geçiyordu.
İşte Bulut'un o köşe yazısı:
Bu ülkede insanlar evlerine ekmek götürmek için canlarını tehlikeye atmak pahasına çalışırken, bazı belediyelerden "işi bağlayanlar" ülkenin koylarını "kendi rant alanlarına" çevirme vicdansızlığı içindeler.
BELEDİYE BAŞKANLARI BU İŞİN İÇİNDE
Sevgili dostlar, Başbakan Erdoğan bir süre önce bu koyları denizden denetlemiş ve "içinden kim çıkarsa çıksın bu koyların halka iade edilmesi" için talimat vermişti. O günden bugüne "işi bilen bazı belediye başkanlarının" açtığı yoldan ilerleyen bu yapılar ile ilgili çalışmalar devam ediyor.
Durum Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi tam bir "vicdansızlık" ve tek kelimeyle vahim! Özellikle Cennet koyunda "pansiyon ruhsatı" adı altında başlayan ve yeşil görünmez hale gelene kadar devam eden, bugün 5-7 milyon euro bedeller ile satılarak halkın varlıklarının cebe indirildiği manzara korkunç!
DOĞAYI KATLEDEN GEZİCİLER
İşin ilginç tarafı da bunları yapanların içinde "Gezi'de ağaçlar kesildi öyleyse vurun Hükümet'e provokasyonunu" yapan sermaye grupları ve bağlantılı taşeron iş adamları da var! Kimi "pansiyonu" villaya çevirmiş, kimi üstünde pansiyon yapıyorum diye doğayı katleden otel yapmış!
BU VİCDANSIZLIĞIN HESABI SORULACAK
Uzun lafın kısası; İstanbul Sarıyer'den, Bodrum koylarına varan, "milli emlak arazisi işgalinden", Belediyelerle "ortak olmaya kadar" giden bir şebeke "Türkiye'nin doğasına, kıyılarına elinden geldiğince" tecavüz etmiş ve etme
teşebbüslerine devam ediyor. Ama herkes şundan emin olsun ki; Türk Devleti, bunları yapanların yanına bırakmayacak kadar kararlı ve gücünü test etmek isteyenler için de bu kararlılığını göstermek üzere Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla yola çıkmış durumda! Bu ülkede "olmayanların olduğu, yapılamayanların yapıldığı, dokunulamayanlara dokunulduğu" bir dönemde bunu yapanların da yanına da, cebine de kalmayacağını göreceksiniz...