Yılanla dostluk hayaldir

M. Faik Özdengül

Eski bir hikâye ama hatırlamakta yarar var.

Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaratana olan aşkı “yılan bile olsa” yaratılana yansımış ve yılanı vurmaya kıyamamış.

Yılan da duygulanmış, dile gelmiş "Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, ben de sana bir iyilik edeceğim” demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve oduncuya uzatmış. “Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira

vereceğim.” Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Hiç kimseye olan biteni anlatmamış, ailesi dâhil. Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş. Yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış.

Gel zaman git zaman, oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış. "Git kör kuyunun başına ve oğlum olduğunu söyle, yılan sana altın verecek”

demiş. Oğlu inanmamış ama gitmiş, yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikâyenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, kim bilir daha ne kadar altın var kuyudan içeride demiş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş.

Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor. Yılan o arada görünmüş

ki, kuyruğu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılan yaralı... Hatalı olan oğlum olmalı demiş ve yılandan özür dilemiş. Tekrar dost olalım demiş... Yılan ise acı acı gülümsemiş. Çok isterdim ama... Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız.

İsrail Ortadoğu’da operasyonlar yapıyor. Dünyanın bir yerinde 8 kişi toplanmış. Bunun meşru müdafa olduğunu söylüyor. Bu arada birdenbire bizim askerlerimize yönelik terör faaliyetleri artıyor.

Bir arkadaşım Amerika’dan yeni döndü televizyonlarda sürekli terör eksenli programların yapıldığını ve “terör=İslam” fikrinin insanların bilinçaltlarına işlenip durduğundan söz ediyor. Adamın biri yapılanların yeni haçlı seferleri olduğunu ara sıra ağzından kaçırıyor. Biz AB’ye girmenin şart olduğundan dem vuruyoruz. “Dost ve müttefiklerimizle” sık sık bir araya gelip aile fotoğrafları çektiriyoruz.

Onlar bizim değişip değişmeyeceğimizden hiç emin olmadılar. Bizden yana çok kuyruk acıları var. Bizim de evlat acımız. Bir ihtimal değişip onlardan olursak başka. Bu da olmayacağına göre.

Yılanla dostluk hayaldir.

www.pozitifdegisim.com

           

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.