Yılmaz Özdil cezaevinden yeni çıkan Nedim Şener için kalemine yüklendi.
"Sevgili Nedim... Ben sana ne diim" deyip Şener'e fırça(!) atıp akıllı uslu olması yönünde tavsiyeler(!) verdi.
İşte o yazıdan bölümler;
"İstihbarat Yalanları
Dink Suikastı filan...
Sana ne kardeşim?
Bak, Hrant’ı öldürene 22 sene verdiler. Sen misin araştıran... Seni 32 seneyle yargıladılar. Yazdığın kitap alt tarafı 208 sayfaydı, 375 gün içerde yattın. Maazallah... Ya 500 sayfa yazsaydın?
Kurcalama gari. İlla kurcalayacaksan...
Özetle bari.
DUA ET OLGUN ADAMMIŞ
Başbakanımız “ben ona kefilim” diyor, sen oturuyorsun “Hayırsever Terrorist” diye, Şeyh Yasin El Kadı’nın ipliğini pazara çıkarıyorsun. Koskoca maliye bakanımıza “Kemal Abi” diyorsun, marifetlerini yazıyorsun. “Tepeden Tırnağa Yolsuzluk”u deştin, “Naylon Holding”i deştin, eline ne geçti? Başroldeki güya kırmızı bültenle aranırken, güle oynaya geldi, sen içeri girdin, o affedildi... Dua et, olgun adammış, kitabını imzalatmak için seni ziyarete gelmedi!
Yazma artık öyle şeyler.
Bırak bu işleri.
Çünkü, kimi yazdıysan paçayı kurtardı. Senin yüzünden Zeus’un başı yandı. Deyyus oldu. Kusura bakma ama, sanırım ayağın sıkıyor, maşallah dediğin üç gün yaşıyor...
DUAYEN YALAKAYI ÖRNEK AL
Osmanlı dönemi şairlerinden adaşı Nedim'i örnek olmasını tavsiye eden Yılmaz Özdil, finali de meşhur "Sadabad" şiirinin yeni uyarlaması ile yaptı...
"Bu da, Nedim. Senin adaşın. Lale Devri’nin yazarı... Duayen yalaka.
Düşün bu hususta. Sadrazamları yağla. Padişah efendimizi yala. “Halkın gerçekleri öğrenme hakkı” falan diye tutturma. Aklını başına topla.
Biat et...
Ol emre amade
Aksi halde...
Serv-i revanım
Gerisin geri Silivri’ye!