YOK OLAN TARİHİMİZ

Haziran ayı ortalarında, yerel gazetelerimizde, Ilgın’daki Lala Mustafa Paşa Külliyesi’nin durumu ile ilgili haberler yayınlandı.Haberleri okurken içim burkuldu, yüreğim sızladı.Konyalı amatör fotağrafçılar olarak yıllardır buna benzer haberler yapmış, ilgili ilgisiz makamlara öyle çok yazılar yazmıştık ama hep sağır duvarlara çarpmıştı seslenişlerimiz.Külliye ile ilgili haberin akibeti de farklı olmayacak.Külliye hergün harap olmaya devam edecek, haber gazete sayfalarında unutulup gidecek.Konya ve çevresi tarihi eserler bakımından gerçek bir cennet.Çatalhöyük’te neredeyse 9 bin yıla tarihleniyor.Konya bölgesinde yerleşim; Hititlerden, Roma, Bizans Selçuklu ve Osmanlıdan kalma yüzlerce anıt eser var ama bunların tümü kaderlerine, zamanın ve hoyrat insanların tahribatına terkedilmiş durumda.Şehrimize yerleşik tiyatro daha dün gibi kısa bir dönemde başladı.Hadim Bolat yaylasında iki bin yıl önce tiyatro varmış.Bolat deresinde gördüğüm lahitler benzersiz güzellikteydi.Geyik, aslan avlayan avcı kabartmaları vardı üzerlerinde.İnsafsız define avcıları balyozlarla parçalamışlar bu lahitleri.Bozkır Zengibar Kalesindeki lahitlerde aynı akıbete uğramış.Kalenin her tarafını delik deşik etmiş defineciler .Bozkır Asarlık’ta eski bir cami var.Dışta ve içteki ahşap süslemeleri çok güzel bir eser ama kaderine terkedilmiş, yıkılmak üzere.Beldedeki yaşlıların anlattıklarına göre caminin içindeki antik kililmler, halılar, yazma kitaplar hep çalınmış.Belde halkı caminin restorasyonu için defalarca başvuru yapmışlar, bir sonuç çıkmamış.Bizde konuyu defalarca yazdık, haber yaptık, yüksek makamlara yazılar yazdık.hep sağır duvarlara çarptık.Konya-Kayseri arasında, Selçuklulardan kalma onlarca han var.Tarihte, tuz deve yolu diye bilinen bu güzergahtaki ata yadigarı hanların (Aksaray’daki Sultan hanı hariç) hepsi perişan.Sultanhanı’nın şansıda şehir merkezinde olması.1996 yılı haziranında yerel bir gazetemizde konuyu manşetten haber yapmış tarihimizin yokolmakta olduğunu duyurmuştuk.Dönemin Konya Valisi Ziyaettin Akbulut (sayın Akbulut kültür-sanat olaylarına karşıda çok duyarlıydı.) Hemen konuyu incelettirmiş bu incelemenin ardıdandan Obruk Hanı Zazadınhan ‘da restore çalışmaları başlatılmıştı.Ertesi yıl restore çalışmalarına elli milyon lira gibi komik bir kaynak gösterilince, kısa süreli bu çalışma durduruldu.Yeri gelince “Vatan, millet, Sakarya” diye bir başlarız, kimse önümüzde duramaz.İş gerçekliğe gelince, hemen yelkenleri suya indiririz.Tarihimiz yok oluyormuş kimsenin umrunda olmaz.Kimi ulusun tarihi bile yoktur, uyduruk tarihler üretir.Bizim köklü bir tarihimiz var.Korkarım, bu köklü tarihin izleri, gün gelecek amatör fotoğrafçıların albümünde, anı olarak kalacak.