“Yörük Göçü”*
-Yörük Hikâyeleri-
Gazetemizin desteği ile yayımlanan son kitabım “Seçme Yazılar” için 8 Temmuz’da Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nde köşe yazarı arkadaşlara ve muhabir arkadaşlara bir imza günü düzenlemiştim. Telefon ve internet aracılığı ile bütün arkadaşlara ulaşmaya çalıştım. Bu arada yerel gazetelere ve televizyonlarımıza da mesaj ilettim. Üzülerek şunu belirteyim. Gazetelerimizin birkaçı dışında pek ilgi görmedi imza günüm. Üniversite televizyonu dışında hiçbirinin kültür-sanat diye bir derdi yoktu. Bu konuda tek bir örnek vermek istemiyorum, bölgenin en güçlü televizyonu olmakla övünen Kon TV’yi aradım telefonla. Telefona çıkan arkadaşa, kültür-sanat programı yapan arkadaşa ulaşmak istediğimi söyledim. “Böyle bir program bizde yok” diyerek kaba bir sesle telefonu kapattı. Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum, yıllardır fotoğraf sergileri açarım, kültür etkinlikleri yaparım, Kon TV bilinçli olarak hiçbir etkinliğimi haber yapmaz. Neyse, bu da onların bileceği iş.
O gün, Memleket ve Hakimiyet’te çıkan haberleri okuyan bir eğitimci yazar da gelmiş imza gününe, fakat biraz geç geldiği için tanıma imkanı bulamadık. Sonra büroma çıkıp geldi, sohbet ettik. “Yörük Göçü-Hikayeler” kitabını imzalayıp verdi. Elbette dünyalar benim oldu o an. Bir hastalık gibi, Yörükler’le ilgili ne bulursam topluyorum. Kitap, kaset, dergi, belge, her şeyi. Bir imza günü bana yeni bir dost, Yörükleri farklı yönleriyle anlatan değerli bir kitap kazandırmıştı. Kitabı değerli kılan şeylerden biri de halk bilimi konusunda ülkemizin sayılı hocalarından olan Prof. Dr. Ali Berat Alptekin’in önsözüydü. Ali Berat hocanın 5 Ağustos’ta Yazarlar Birliği’ndeki halk âşıklarıyla ilgili söyleşisini kaçırılmayacak bir söyleşiydi.
İki yüz sayfalık kitapta Yörüklerle ilgili 22 hikâye derlemiş Çınar Arıkan. Her hikaye bir başka âleme götürüyor insanı. Kimi hikâyede yaşanan dram Hasret Türküsü, gibi. Kimi hikâyede de gülümsersiniz, Kılıbık da olduğu gibi. Genellikle Anamur Yörükleri arasından derlenen hikâyeler bunlar. Beni en çok etkileyen hikâyelerden biri “Osman Ağa Öküz Alır mısın?” adlı hikaye oldu. Yoksul Yörük Veli’nin yaşadıkları hem içimi sızlattı hem gülümsetti. Kitabın değerli kılan yönlerinden biri de kitabın sonuna hikayelerde geçen kelime ve terimlerin bir sözlük halinde verilmesi.
“Hasret Türküsü”nde yaşanılan dramı şiirleştiren Ermenekli Şair Fil Ahmet’in dizeleriyle noktalayalım sözü:
“Tunam ben vuruldum yapış elimden
Çöz önceği kan olmasın belimden
Ben kalmışım sen de kalma yolundan
Gül iken solduran Tunam ağlasın.”
Dipnot:
1-Yörük Göçü. Hikayeler. Çınar Arıkan. 2006 Kendi Yayını