Kış mevsimini Mersin'in Gülnar, yazı ise Konya'nın Ahırlı ilçesinde geçiren son konargöçerlerden Çelik ailesi, çağın sosyal hayatından uzak, kıl çadırlarda yaşadıkları yaylalarda hem gece gündüz çalışıyor hem de ramazan boyunca oruç tutmanın huzurunu yaşıyor.
Küçükbaş hayvanları için yılda iki kez yer değiştiren Çelik ailesi, nisan sonunda yola çıktıkları Gülnar ilçesinden, yaz mevsimini geçirdikleri Ahırlı ilçesine 35 günde ulaştı.
Anadolu'daki yüzlerce yıllık Yörük geleneğini sürdüren ve sayıları gittikçe azalan Sarıkeçili Yörükleri'nden 9'u yetişkin, 9'u çocuk 18 kişilik Çelik ailesi, Ahırlı'da 4 kıl çadır kurdu.
Geçimini hayvancılıktan sağlayan Çelik ailesinin yetişkin fertleri, yaklaşık 600 keçi ve oğlak besliyor. Ailenin yaşça küçük olanları ise işlerinde büyüklerine yardımcı olmaya gayret ederken, çadır hayatını adeta bir oyun gibi eğlenceli yaşıyor.
Günün neredeyse tamamını keçi ve oğlaklarla ilgilenerek geçiren ailenin yaşamı, ramazan ayında tutulan oruç, ateşin başında açılan iftar ve hep birlikte yapılan sahurla oldukça renklenmiş durumda.
- Atalarından miras kültürü devam ettiriyorlar
Ailenin en büyüğü 55 yaşındaki Yaşar Çelik, yaptığı açıklamada, atalarından miras kalan konargöçer kültürünü yaşatmaktan gurur duyduklarını söyledi.
Eşi, 4 çocuğu, 3 gelini ve 9 torunuyla birlikte bu kültürü devam ettirmeye çalıştıklarını anlatan Çelik, "Çocuklar da bizimle birlikte göçebe hayatı yaşıyor. Bazen oğlakları sürerek bize yardım eder çocuklar. Küçük yaşta yaptığımız işi ve hayatımızı öğrenip benimsiyorlar. İlerde onların da bu kültürü devam ettirmelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çelik, ailece yaklaşık 600 hayvana baktıklarını belirterek, ramazan dolayısıyla erkeklerin gün boyu hayvanlarla ilgilendiğini, kadınların da iftar zamanı yaklaşana kadar hayvan otlatıp daha sonra çadırlarında iftar hazırlıklarına başladığını aktardı.
Mübarek ramazan ayını sevinçle karşılayıp, bugünlerde de huzurla uğurladıklarını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
"Hem hayvanımızı güttük hem ibadetimizi yaptık. Burada sabah saat 05.30 gibi kalkıyoruz. Akşama kadar hayvanlarla ilgileniyoruz. Ramazan olduğu için iftara kadar birazımız davar güdüyor, birazımız da iftar hazırlığı yapıyor. Ateşini yakıyor, yemeğini, çayını yapıyor. İftar saati gelince hep birlikte orucumuzu açıyoruz. Ailece toplanıp sohbet ediyoruz. Sonra istirahata geçip, gece 02.30 gibi de sahura kalkıyoruz. Sabah yine işle güçle uğraşmaya başlıyor, günlerimizi bu şekilde geçiriyoruz. Biraz zor ama bu iş gelir kaynağımız. Zor olsa da yapacak bir şeyimiz yok. Hem hayvanımızla uğraşıyoruz hem ibatemizi yapıyor, orucumuzu tutuyoruz. Bu yüzden mutluyuz."
- "Bir kısmımız süt sağarken, diğerleri ekmek yapıyor"
Yaşar Çelik'in gelini Fatma Çelik de ailede kadın erkek hemen herkesin aynı şartlarda yaşadığını, sabah güneş doğar doğmaz hep beraber kalkıp hayvanları otlattıklarını ifade etti.
Keçi ve oğlakları birbirinden ayırdıktan sonra keçileri otlattıklarını, ardından tekrar alana getirip oğlakları beslediklerini dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Akşama kadar hayvanlarla ilgileniyoruz. Hem hayvanlarımızı güdüp hem de iftar hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bir kısmımız süt sağarken, diğerleri ekmek yapıyor, süt kaynatıyor, yemek hazırlıyor, eve odun taşıyor. Bu şartlarda hem hayvanlarla ilgilenmek hem de oruç tutmak biraz da sıcak havadan dolayı zor oluyor ama yine de ibadetimizi yerine getirmek için elimizden geleni yapıyoruz."