MERSİN (AA) - HAKAN CAN ŞAHİN - Türkiye'nin son konargöçer Yörükleri Sarıkeçililer, Konya ve Karaman çevresindeki yaylalardan 4 ay önce geldikleri Mersin'de tek geçim kaynağı keçilerin yavruladığı oğlakları büyütmek için emek harcıyor.
Konargöçer bir hayat süren, çadırlarda kalan ve son yıllarda sayıları gittikçe azalan Sarıkeçili Yörükleri, kış aylarında Mersin'in Silifke, Gülnar, Anamur, Bozyazı ve Aydıncık ilçelerini, yaz aylarında ise Konya ve Karaman'ın yaylalarını tercih ediyor.
Mersin'e 4 ay önce gelen Yörüklerin konaklamaları ise Toros dağlarının eteklerindeki Kızılcam ormanında devam ediyor.
Tüm mal varlıkları deve, keçi, at, köpek ve deve sırtındaki eşyalar olan Yörükler, güne erken saatlerde uyanarak başlıyor.
Kadınların çadır içindeki yaktıkları ateşte ısınan Yörükler, burada kahvaltı yaptıktan sonra hayvanlarını beslemek için 4-5 kilometre uzaklıktaki otlaklara gidiyor.
Sürülerin birbirine karışmaması için aralarında yaklaşık birer kilometre mesafe bırakan ve ormanın değişik bölgelerinde çadır kuran 11 aile, sürüleri gün batımına kadar otlattıktan sonra konakladıkları bölgeye dönüyor.
Tek geçim kaynağı hayvancılık olan Yörükler, keçilerin ocak ayında yavrulamaya başlamasıyla oğlakların hayatta kalabilmesi için de çaba sarf ediyor.
Sarıkeçili Yörükleri, yavrularını emzirmekten kaçınan keçileri sürü içinde tek tek bulup, oğlakların anne sütü içerek beslenmesine yardımcı oluyor.
- "Oğlaklar geleceğimiz için yetiştirdiğimiz çocuklar gibidir"
Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ocak ayında başlayan yavruma dönemiyle birlikte zorlu bir sürece girdiklerini bildirdi.
Keçilerin doğum yaptıktan sonra yavrularını sahiplenmeyerek emzirmediğini belirten Savran, "Bunlar koyun gibi değil. Bir hafta 10 günü bulan zorluklarla oğlağı annesiyle buluştururuz. Oğlakların annelerini emmelerini sağlıyoruz. Çünkü bir oğlağın karnı doymaz ise üşüyerek yaşamını yitirir. Bu nedenle bizler, annesini bulamayan oğlakları anneleriyle buluşturmak için seferber oluruz." diye konuştu.
Savran, baharın gelmesiyle büyümeye başlayan oğlakların nisan ayındaki göç öncesi doğaya uyum sağlamış olduğunu aktararak şunları kaydetti:
"Yılda bir kez olan bu doğumlarda hanemizde bulunan tüm bireyler oğlaklara yardımcı olur. Eğitim gören bir çocuğumuz bile okuldan geldiği zaman hemen oğlakların yanına gider ve beslenmelerine yardım eder. Bu süreç içerisinde biz de onları tanıma fırsatı buluruz. Bunların her birini çok iyi tanırız. Kim kimin yavrusu çok iyi biliriz. Oğlaklar geleceğimiz için yetiştirdiğimiz çocuklar gibidir. Öyle bir şey ki çocuğumuz, gencimiz, yaşlımız, gelinimiz, kızımız, öğrencimiz bu oğlakların beslenmesiyle uğraşır. Burada bir emek, uğraş ve alın terin var. Doğaya yeni bir can gelmiş. Bu canın hayatta kalabilmesi için hepimiz uğraşırız."
AA