Seydişehir ve çevresinde yardım dağıtan bir yardım kuruluşu ile gönüllü olarak köylere yardım dağıtmaya gittik. Yapılan bu güzel iş insanı çok yönlü etkiliyor. Ters düz oluyorsunuz gördükleriniz karşısında. Duygularınız med-cezir oluyor. Yoğunlaştıkça yoğunlaşıyor. İnsanı tanımak açısından en güzel tecrübeydi benim için..
Yaşadıklarımı kısaca paylaşmak istiyorum sizlerle. Köyün birinde yardım dağıtırken; ihtiyaç sahibi insanlar kendilerine ne verildiyse aldılar. Kimisi teşekkür etti, kimisi de azırğandı. Ama hiçbiri ısrarcı olmadan razı oluyor verilene..
Ama bir kadın geldi ki! Pazar yerine döndü adeta ortalık. Kadın ısrarla kendisine yardım edilmesini istiyor. Dövünüyor ve “illa ki bir şeyler koparırım sizden” der gibi bakıyordu görevlilere. Ama yardım yapılacaklar önceden belirlenmiş ve buna göre dağıtım yapılacaktı. Bu kadının ismi ise liste e yoktu.
Yanımda duran ihtiyar heyetinden bir beyefendiye, “Bu kadının yardıma ihtiyacı var mı?” diye sordum “Hayır yok, bunun durumu iyi” dediler.
Tam bu sırada görevli ekiple yapılan tartışmadan sonra kadın çığlıklarla köyün dışına doğru koşmaya başladı. Merak ettim,bir şey oldu galiba dedim içimden. Öyle bir koşuyordu ki karşıdan görenlerin “Ne oluyor acaba? Kaza mı oldu? Biri bir şeyin altında mı kaldı? Yoksa biri kanala mı düştü?” gibi soruları aklından geçirmemesi mümkün değil.
İleride traktörle çift süren adamın yanına bağırarak vardı ve belli ki o yakını idi az sonra çoğaldılar ve üç kişi yaya olarak geldiler. Yaşı kırk beş civarında ve gayet sağlıklı olan beyine ve çocuğuna ısrarla kendi elleriye ayakkabıyı ölçerek beğenerek aldı. Tabii ki kendisine de. Koşarak gidip geldiği yere zafer kazanmış edası ile konuşarak döndüler.
Vay be dedim, traktörün var. Çalışmaya gücün yetiyor. Çalışabiliyorsun. Peki, bu kadar kendini parçalaman niye dedim içimden. Abondone oldum, yıkıldım. Kendime gelmekte güçlük çektim..
Diğer insan tipine ise başka bir köyde yardım dağıtılırken şahit oldum. Elinde poşetle kendine verilmiş gıda maddesi ile giden yaşı 50 civarında olan kadına “Teyze siz neden giysi, ayakkabı almadınız?” dedim. “Benim var oğlum. Olmayan başka birine versinler. Bak şu karşıda duran çocuklu kadının durumu iyi değil ,onlara verin siz” diyebiliyordu kadın.
İçim burkuldu, duygulandım. Bir o kadın aklıma geldi, bir de bu kadın. Dediklerine bak dedim. Bunların ikisi de insan demekten kendimi alamadım…
Ne diyeyim ki başkaca.
Fazla yoruma gerek yok.