İnsanlık durunca dünyada, zaman durmuyor akıyor. Zamanla birlikte zulümde durmuyor. Biliyoruz ki zamanın durduğu an, insanlığın ya helak olduğu yada kıyametin koptuğu andır. Durağan bir pozisyonu yaşıyor şuanda küresel çapta insanoğlu. İnsan çağ içinde adeta kendi iç dünyasına kapanmış durumda. Enaniyet yolunda, bir sistem dâhilinde robotik bir hayat. Bu da tabii ki insan olma şerefi ve üstünlüğünden sıyrılarak kaybedilmiş mahlûka dönmüş haldeyiz. Bunun arkasından gelen iman zayıflığı ve ruhsuzluğu boşluğunda, oradan oraya ilkesizlik rüzgârında savrulduğumuz aşikâr. Aklen, zihnen ölmüş yaşam süren biyonik yaratığa dönüşmüş insan. Zihnen ve kalben çizilen sınırlara hapsolmuş yaşamda kaybolan insan. Düşüncemizi ve yaşam felsefemizi mal- mülk, para, makam şöhret, nefis ve heva heves ve ego içinde boğulmak üzere insan. İnsani ilkeler adalet, hak hukuk, kardeşlik yaratandan ötürü birbirini sevmek, saymak, merhamet, vicdan, paylaşım kodlarını yitirmiş insan. Zulüm nasıl olsa bizim sınırlarımız dışında diyerek dert edinmeyen bir merhametsizliğe sahip insan. Ne oldu da bu duruma düştük. Ateş!.. Dindaşlarımız ümmetin emaneti Filistinliler üzerinde yanmaya ölüm kusmaya devam ediyor. Unutma Müslüman!..
Her gün soykırıma şahit olmamıza rağmen zulüm yokmuş umursamazlığında kalpler ve vicdanlar. Dünyaya hükmeden emperyalist vampirlerin bu çağda yaptıklarını "sıradanlaştırıp unutturdular" hepimize. Merhamet, vicdan hazinemizi boşlattılar. Kalplerimizdeki acıma, yardım duygusunu sildiler. Bizim önümüze konforu, parayı makamı ve şöhreti sundular. Günlerdir izlenilen insanlığın en lanetlileri Siyonist canavarlarının vahşeti karşısında zihnimizde, kalplerde olan kardeşlik duygu selini durdurdular. Dünyayı yöneten hegemonyacı sırtlan sürüleri, firavunlaşan kralların korkak uşakları ile bizdeki İrlandalılar algılar üreterek vicdanımızı körelttiler. Köreltilen Siyonistlerin köleleştirdikleri kendilerini gizleyerek veya açıktan çalışmalarına devam etmekteler. Zihinleri yosunlaşan atık bakterileri haydut fikirlere karşı uyanık olmalı, mücadelemiz çetin olmalı. Dünyada yosun bağlamamış duyarlı akıllar kıyamda.. Bu soykırım insanlık suçuna karşı, ayaklanmış durumda. Emperyalist ülke halklarında "vicdan dirilişinin" hareketlendiği gözlemlemekteyiz. Bizim İslâm âlemi ve halklarında bir duraksama göze çarpmakta. Konfora, rehavete ve unutkanlığa düşmemek için izlenecek yolu söylemeliyim burada. Uyanmalısın Ey Müslüman!.. Gazze kasabı Vampiryahu ve onun arkasındaki batılı eşkıya çakallarının soykırımı her geçen saat şiddetlenerek acımasızca sürmekte.
Ablukadaki bir halkın dış bağlantısını kesen terörist ‘’Kudurmuş İtrail’’ canavarları kardeşlerimizi bombalarla, silahlarla, akıl almaz işkencelerle her gün yüzlercesini şehit etmekte. İnsanlık ise susarak gözlerini kapatmış halde yok oluş ve tükenmişlik sendromu yaşıyor. Gazzeli füzelerle katledilmeye devam edilirken en korkulanı ‘’Açlık ve Hastalıkla’’ kitlesel ölümlerin başlaması an meselesi.’’Anne Açıktım Yemek İstiyorum’’ diye feryat eden çocuklar ve çaresiz annenin gözyaşı, feryatları arştan duyulurken bizler sağır rolünü oynuyoruz. Hesap gününü unuttu "İnsanlık." Yok, böyle bir adalet. Topyekûn İnsanlık ise yukarıda sıraladığımız ölçekte Yok! Yok! Yok! Son soykırımla birlikte. İnsanoğlu sıfatımız "Eşref-i Mahlukat" onurumuzu yitirdik. İnsanlığın modern çağı denilen 21. yüzyılda "Zihinlerimiz Yosunlaşmış ve Vicdanlar Çürümüş" inanın. Soruyor muyuz bizim gözyaşlarımıza ne oldu? Akıl ve imanımıza ne oldu? Nereye savruldu İnsanlık? İbadetlerimizde duaları kalpten yapabilmekte miyiz? Filistinli bebekler için gözyaşları akıtabiliyor muyuz? Yoksa kuş tüyü yataklarda fosur fosur düşüncesizce uyumakta mıyız? Eller cüzdana gidip yardım için paramıza kıyıp gönderebiliyor muyuz? Sahi!.. Şu boykot kararlılıkla sürüyor mu? Yoksa eski hamam eski tas Yahudi şirketlere desteğe devamda mıyız? Sloganımız neydi? "İçmezsen ölmezsin, İçersen Ölür Gazzeli Mazlumlar." Görünen o ki tutulmuşuz unutkanlık virüsüne yine. İzlerken Gazze'deki ölümleri rutin hava durumu izler gibi izliyoruz. Yüreklerimize bir ok gibi saplanıyor her gün yüzlerce Şehidin haberi. Acısını hissediyor mu zihinlerimiz? Biz nasıl olduk böyle Ya Rabbi!..Ne kadar aciz kul olduk diyemiyorsak vay ahiretimizin durumuna ki vay… Rabbim bizlere acı bizi bize bırakma. Bizler iyice dünyevileştik.
Ümmet olarak gündemimiz her an Gazze’deki soykırım olması gerekirken, maddeye kullukta yarıştayız. Dertlenmeyenin derdi olmazmış. Müslümanın derdi Gazze olmalı zamanın ruhunda. Vicdanlara seslenelim Gazzelinin yok oluşuna seyirci kalmak her insan için büyük vebaldir. "İnsanlık onurunu tekrar kazanmak istiyorsa suskunluğa son vermeli. Mazluma yapılan zulme karşı sesini gürleştirmeli ve küresel zalimlere haddini bildirecek hamleleri ivedilikle yapmalı insanlık." Sessiz tepkilerle avunmayı hemen şimdi sonlandırmalı insanlık. Yoksa insanlık tarihinde insan kavramı uçurumun kenarında yok oluş çukuruna yuvarlanacak. Korkak Siyonistlerin Musa’ların katliamının karşısında durmalı. Arz-ı Mev’ut hayallerini yok edecek Yiğit Filistinlilerle olmalı insan. Terör devletine anladığı dilden cevap verilmeli. Elle ise elle, malla ise malla, maddi destekse para ile. Dille destek ise her an zalime karşı sosyal medya, basın ve mitinglerle protestoları aralıksız sürdürmeli insan. İnsanlık şu anda kalpten buğzu bir an önce bırakmalı ki insanlık vahşi medeniyeti sonlandırmış olsun. Soykırıma karşı gevşeklik ve umursamazlık uykusundan uyanmalı insanlık. Taş devrini ilkel görüp o devrin insanını medeniyetsiz bir toplum gören yosunlaşmış zihniyetlere sözümüz; iki asırdır modern medeniyet diye diye uyuşturduğunuz insanlığa daha vahşi bir medeniyet sundunuz. İnsanlığın şu an ki hali acınacak bir hal!.. İşlenen vahşet karşısında. Eyvah ki! Eyvah! İnsanlığın mücadelesi sömürü çarkının zalimlerine karşı baş kaldırmak olmalı. Yoksa İsrail dünya üzerinde durdukça İnsanlığın huzura kavuşması hayaldir insanlık adına. Zihinlerimizi kaplayan yosunlardan sıyrılıp, imanın berraklığında tekrar "Hakikat Medeniyetini" inşa etmeli Müslümanlar. Zalimlerden İnsanlık Kurtarılmalıdır. Ölen insanlıktır. "Gazze Diriliştir."
Elhamdülillah.