“Bunları değiştiremiyorum o zaman bunlarla birlikte bu ülkede yok olsun”
Gezi Parkı olayları birçok insanı tanımamıza sebep oldu.
Yıllardır kendilerini zeki ve akıllı zannedenleri, bu ülkede istedikleri gibi at koşturacaklarını düşünenleri, Kendilerini demokrat ilan ettikleri halde demokrasiden hiç anlamayanları, Aydın görünümlü zavallıları, sanatçı görünümlü çapulcuyum ben diyen sanatçıları, Gezi Parkı olaylarıyla tanımış olduk.
Şimdiye kadar her şeyin en iyisini onlar bilirlerdi, birilerini onlar yönetir diğerleri de ses çıkarmadan itaat ederlerdi. Bunlar amaçlarına ulaşmak için yalanda söylerdi, kara propaganda da yaparlardı. Onarın iktidar oldukları dönemlerde Türkiye sıfır sorunlu ülke olurdu!
Ben bugün için onlar kadar gözünün önünü görmeyecek değilim, evet Türkiye”de her şey güllük gülistanlık değil, ancak onların zamanında çözümsüzlük içerisinde her söyleneni kabul etmemiz gerekirken, bugün çözüm yolları belli.
Onların zamanındaki gibi Askerlerin dayatmayla getirdiği başbakanlar değil, bu milletten Yüzde elli oy alarak seçilmiş bir başbakan görev yapıyor. Onu değiştirmek isteyebilirsin ancak değiştirmenin yolu da belli, tabi ki yakıp yıkmaktan sokaklarda 8 saat dikilmekten geçmiyor.
Bunların yaptığı “bunları değiştiremiyorum o zaman bunlarla birlikte bu ülkede yok olsun” mantığıdır
Türkiye'nin aleyhine çalışmanın, gelecek nesilleri ipotek altına almanın ne tür bir mantığı olur onu da ben anlayabilmiş değilim.
***
Geçen hafta Akdeniz oyunları görkemli açılış programını izledim.
AB üyesi Yunanistan ben bu oyunları beceremeyeceğim deyip çekilmesinden sonra Türkiye oyunlara ev sahibi oldu.
Şaka gibi, daha önce 10 yılda yaptığımız işler 18 ayda tamamlandı.
Başka partiye daha çok oy vermiş, iktidar partisini sevmeyen Mersin’de, bugün biri modern bir stat olmak üzere 11 yeni tesis var. 43 tesis ise 500 milyon lira harcanarak elden geçirilmiş
24 ülkeden 3 bin sporcu Mersin'de. En önemlisi de, bu Oyunlar TRT üzerinden 500 milyon kişiye canlı olarak ulaşacak olması.
1250 gönüllü, 10 binin üzerinde polis oyunların sorunsuz geçmesi için gece gündüz çalışıyormuş.
Türkiye bir taşla iki kuş vurmak istiyor Akdeniz Oyunları ile 2020 Olimpiyat adaylığı öncesi vitrine çıkıyor.
Bakan iradeli, başbakan net ve iradeli,
Mersin”deki çalışmaları takip ettim tesisleri inceledim ve açılıştaki mükemmelliği gördüm.
İnanın tüylerim diken diken oldu. Bu açılış programı önceki yıllar dünyanın değişik ülkelerinde yapılan açılış programlarına tur bindirmekle kalmadı, Hilal’i, ve Anadolu kültürü nüde dünyaya kabul ettirdi.
Gelin görün ki birtakım hazımsız duran insanlar yıllarca sahneledikleri oyunu tekrar sahneye koymak istediler. Türkiye bu işi eline yüzüne bulaştırsın, başarısız olsun diye elinden geleni ardına koymadılar. hatta Türkiye’ye olimpiyat verilmesin kampanyası başlattılar.
Gezi olayları ile Türkiye'nin imajına ilk darbeyi vurdular. Bu yetmedi tüm dünyadan olimpiyatlarda ülkemize oy verecek ülkelere, attıkları elektronik postalarla, yalan yanlış fotoğraf ve bilgilerle propaganda yaptılar.
Türkiye uzun atlama yapmak olimpiyatları ülkemize getirmek için çaba sarf ederken, onlar hala “Türkiye”de içki yasak” telinden çalıyorlardı.
Bunları yapanlar Türkiye’nin imajını yok etmek için he tarafı yakıp yıkanlar, ayakta sekiz saat durmayı marifet sayanlar demokrat.
Bunların tüm pisliğini temizleyenler, 10 yılda yapılan eserleri 18 aya sığdıranlar, ülkenin insanını rahat ettirenler, onlar gibi sekiz saat değil de günde beş vakit ayakta duranlar, irtica.
Gerçekten de bu durum anlaşılması zor bir olay. Onun için sadece yuh demek istiyorum