ANTALYA (AA) - Yüksek tansiyon ve bunun neden olduğu kalp damar hastalıklarından 2020 yılında 23,4 milyon kişinin yaşamını yitireceği öngörülüyor.
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği'nin (TİHUD) 16. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Titanic Deluxe Otel'de düzenlendi.
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler, burada yaptığı konuşmada, halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinen hipertansiyondaki risk faktörleri ve tedavi metotları hakkında bilgi verdi.
Kalp damar hastalıklarının dünyada ve Türkiye'de en sık görülen ölüm nedeni olduğunun altını çizen Güler, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 2005 yılında hipertansiyon ve onun neden olduğu kalp ve beyin hastalığına bağlı 17,5 milyon ölüm görülmüştür. Yapılan tüm çalışmalara ve bulunan yeni ilaçlara rağmen 2020 yılında bu rakamın 23,4 milyona çıkması beklenmektedir" diye konuştu.
Güler, yüksek tansiyonun özellikle kalp damar hastalıkları açısından önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyi tedavi edilmezse kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi ölümcül tablolara yol açar. Birçok ölümcül hastalık vardır ama sık değildir. Hipertansiyon bunların aksine çok sık görülen bir hastalıktır. Ülkemizde yaklaşık olarak her 3 kişiden birinde hipertansiyon vardır.
Tüm çabalarımıza rağmen ülkemizde tedavideki başarı şansı yüzde 54'tür, yani yüzde 46 oranında hasta tedavi olamamakta ve kardiyovasküler ölümcül risklere maruz kalmaktadırlar."
Güler, tedavide başarısızlığın en önemli nedeninin hastaların hipertansiyonu çok ciddiye almamasından kaynaklandığına dikkati çekti.
Kalp damar hastalıkları açısından risk faktörlerinin hekim ve hasta dayanışmasıyla kolayca tedavi edilebildiğini anlatan Güler, "Yapılan çalışmalar göstermiştir ki tansiyon ve kolesterolde yüzde 10'luk düşme, inme ve kalpten ölüm riskini yüzde 45 oranında azaltır" dedi.
Güler, tansiyon hastalarının mutlaka yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini vurgulayarak, kilo kontrolünün sağlanması, tuz tüketiminin azaltılması, düzenli egzersiz yapılması, alkol kullanımının sonlandırılmasının yanı sıra sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyle de kan basıncı değerlerinin düşeceğini anlattı.
- Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri Hepatit B ile tanışık
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Özer de Hepatit B ve Hepatit C hakkında bilgi verdi.
Hepatit B'nin, bir DNA virüsü olduğunu ve dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin bu virüsle karşılaştığını belirten Özer, 350-400 milyon kişinin bu virüse maruz kaldığını söyledi.
Özer, kronik hepatitin siroz ve karaciğer kanserine kadar değişen hastalıklara neden olabildiğine dikkati çekerek, "HBV ile enfekte bireylerin siroz, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri gelişim riskleri artmıştır. Birçok taşıyıcıda HBV'ye bağlı karaciğer komplikasyonu gelişmemesine rağmen yüzde 15-40 hastada yaşamlarının bir döneminde ciddi sekeller gelişebilmektedir" diye konuştu.
Dünya genelinde her yıl HBV'ye bağlı son dönem karaciğer hastalığı ve karaciğer kanseri nedeniyle 500 bin ila 1 milyon kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Özer, cerrahi müdahale geçirenlerin, diş tedavisi olanların, kan ve kan ürünü alanların, sağlıksız koşullarda dövme yaptıranların ve şüpheli cinsel teması bulunanların hastalık açısından risk taşıdıklarını vurguladı.
Hepatit C Virüsü'nün (HCV), hastaların yüzde 85'inde kronik hepatite neden olduğunu belirten Özer, "Dünya genelinde 170 milyon, ülkemizde ise 1 milyon birey bu virüsle karşılaşmıştır" dedi.
Özer, Türkiye'de bugün itibarıyla tedavi edilen hasta sayısının yaklaşık 5 bin olduğunu ifade etti.
- 21. yüzyılın salgın hastalığı diyabet
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız ise halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin 21. yüzyılın salgın hastalığı kabul edildiğini söyledi.
"Dünyada 382 milyon diyabetik hasta bulunduğunu ve 2035 yılında bu sayının 592 milyona ulaşmasının tahmin edildiğini" anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
"Halk arasında gizli şeker olarak isimlendirilen prediyabet ise halen 316 milyon kişide görülürken 2035'te 471 milyona yükselmesi beklenmektedir. 15 yaş altında tip 1 diyabetli çocuk sayısı yaklaşık yarım milyondur.
Dünyada her 6 saniyede diyabete bağlı bir ölüm gerçekleşmektedir. 2013 yılında 5,1 milyon insan diyabete bağlı nedenlerle hayatını kaybetmiş, diyabet ve komplikasyonları için 548 milyar dolar harcanmıştır."
- "Statinler, kalp krizi riskini düşürüyor"
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç de kolesterol düşürücü ilaçların kullanıma ilişkin bilgi verdi.
Bu konuda birçok uzmanlık alanının, sağlık otoritelerinin, "kalp damar hastalığı ya da diyabeti bulunanların 'statin' denilen kolesterol düşürücü ilaçları kullanmaları durumunda kalp krizi risklerinin belirgin derecede azalacağı ve yaşam sürelerinin uzayacağı" görüşünü savunduğunu dile getiren Güleç, "Statin ilacını bırakan hastalarımızın azımsanmayacak bir bölümü lüzumsuz yere kalp krizi geçirecek, bazıları ise maalesef zamanından önce ölüm riskiyle karşı karşıya kalacaklardır" değerlendirmesini yaptı.