Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, "Özellikle şimdi 3-4 günlük bir program gerçekleştireceğiz, 2 hafta sonra bölgede. Böylece halka ulaşmak, yani "Azez'e renk geliyor" sloganıyla Azez'i renklendirmek istiyoruz" dedi.
Yunus Emre Enstitüsü (YEE), dünya genelinde 60'ıncı Türk Kültür Merkezini Suriye'nin kuzeyinde bulunan Azez ilçesinde açtı. Faaliyete açılan Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde (YETKM) 4 adet sınıf ve yaklaşık 300 kişilik bir konferans salonu bulunuyor. Ayrıca Türk Kültür Merkezinde, çocuk sanat atölyeleri, kadın sanat atölyeleri, bilim atölyeleri, tiyatro atölyeleri yer alıyor. Bu atölyelerde, ebru sanatı, elişi kursları, nakış eğitimleri, bez bebek dikimi kursları gibi bir çok eğitim ve kültür faaliyetinin gerçekleştirileceği kurslar yer alıyor.
"Kilis'te nasıl bir yaşam tarzı var ise Azez'de ve Afrin'de de ya da Gaziantep'te ne ise Halep'te de o var"
Daha önceden Suriye'deki güvenli bölgelerde çalışmaya başladıklarını belirten Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, "Yoğun talep üzerine özellikle Azez'de ilk merkezimizi açtık. Açar açmaz Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam'da teşrif etmişti. Bölgede olağan üstü bir beklenti var. Çünkü bu bölgelerdeki kültürel doku bizim Anadolu'nun her tarafındaki kültürel dokuya benzer. Dolayısıyla yani Kilis'te nasıl bir yaşam tarzı var ise Azez'de ve Afrin'de de ya da Gaziantep'te ne ise Halep'te de o var. Bu tarihsel, kültürel bağlarımızı yeniden canlandırmak ve oradaki Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize Türkçe öğretmek çok önemli. Çünkü biz bölgemizde savaşın ve çatışmanın olmasını istemiyoruz. Nasıl ki tarih boyunca bu halklar beraber yaşamış ise Türkçe'nin bu bölgede iletişim dili, resmi dil özellikle hem kurumlar arası hem de insanlar arası iletişimde, ticarette kullanılmasını istiyoruz. Bölge halkı da bu konuda çok istekli, onun için özellikle birinci etapta öğretmenlerin Türkçe eğitim standartlarının yükseltilmesi birinci aşamamız. İkinci aşama orada kalkınmaya üretime ve barışa katkı sağlamak için savaştan, baskından ve zulümden uzaklaşması gerekiyor insanların. Bunun sadece fiilen değil fikren de uzaklaşması gerekiyor. Onun için kültürel faaliyetlerin yapılması lazım. Yunus Emre Enstitüsü Azez Merkezi de bu kültürel dokunun yeniden canlanması, buradaki halkın sanata, kültüre edebiyata yeniden kavuşması gerekiyor. Çünkü yaşanan süreç 10 yıl boyunca insanları, kendini gerçekleştirmek, kültürel faaliyet, anlamlandırmak, düşünmek gibi alanlardan uzaklaştırıyor. Bu da tabi terörü, öldürmeyi, vahşeti tetikliyor. Onun için kültür enstitüsü olarak temel görevimiz burada yeniden hayatı anlamlı kılmak, hayata değer katmak ve yaşamanın önemini göstermek. Bunun için bölgedeyiz" şeklinde konuştu.
"'Azez'e renk geliyor" sloganıyla Azez'i renklendirmek istiyoruz"
"Özellikle şimdi 3-4 günlük bir program gerçekleştireceğiz, 2 hafta sonra bölgede. Böylece halka ulaşmak, yani "Azez'e renk geliyor" sloganıyla Azez'i renklendirmek istiyoruz. Bunu da duvar boyalarından tutun da oraya yazılacak yazılara kadar, çocukların Türkiye'deki çocuklar gibi gerçekten de barış ve mutluluk içerisinde yaşayabilmesi için, oyundan tutun, psikolojik desteğe, boyama atölyelerinden tiyatro atölyelerine, kitap kulüplerinden tutun da bilgisayara ulaşması gibi normalde savaş bölgelerinde olmayan özellikleri oraya taşıyoruz. Böylelikle o savaştan ve vahşetten arındırılmış bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu insanları barış ve huzur içerisinde yaşattığını bu insanlara da gösterelim ve böylelikle o insan kaynağı he yaşadığı toprağa ve coğrafyaya hem de Türkiye'ye ve dünyaya katkıda bulunsun" ifadesini kullandı.