Dünyanın en zalim devletidir değil mi Amerika? Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da… dünyanın pek çok yerinde masumların, Müslümanların kanını ya akıtmaktadır, ya da buna çanak tutmaktadır değil mi?
Müthiş bir askeri ve ekonomik güce sahip olan bu devlet, sahip olduğu tüm imkânları zulüm, baskı, kan için seferber etmektedir değil mi? İnsan hakları, hukuk, eşitlik, adalet… bu gibi kavramlar hep “laf”tır değil mi Amerika için? Bir de şimdi başına Trump diye bir adam geldi, esip gürlüyor, ortalığın anasını ağlatıyor değil mi? Zalim Trump, hain Trump, pis Trump, kötü Trump…
Çok sevdiğim genç bir arkadaşım var. Bir süredir görüşemiyorduk, aradım, “ne yapıyorsun, ne ediyorsun” dedim. İş yerini değiştirdiğini söyleyince biraz tavır değiştirerek “bizde sık işyeri değiştirenlere pek iyi bakılmaz, hayırdır” mealinde konuştum. Dedi ki: “Ağabey, 2 aydır patron işçilerin maaşını ödemiyordu ama dişimizi sıkıyorduk, kriz var diye sabrediyorduk. Ama bir de baktım ki arabasını değiştirmiş, son model bir Mercedes almış, o gün istifamı verdim, çıktım” dedi.
Allah Trump’ı, dünyanın sanayi ve silah devi bir ülkenin başına koymuş, adam elindeki imkân ölçüsünde zulmediyor; imkân çok olunca zulmün çapı da artıyor. Peki, işçisinin maaşını ödemediği halde saray yavrusu evde oturan ve arabasını değiştiren patronun yaptığının “kötü Trump”tan ne farkı var sizce? O da imkânı ölçüsünde zulmediyor, bu da. Hatta bu adam Trump’tan daha geri zekâlı. O en azından üzerinde yükseldiği insanlara değer veriyor, bu örnekte gördüğümüz gibi ahmakça, aptalca harcamıyor.
Bir şekilde hepimiz trafikteyiz. “Nasıl olsa benim altımdaki kamyon, bir kaza olsa bana bir şey olmaz, bana çarpan düşünsün, kimse de bu korkuyla bana ilişemez” diye düşünen ve kural tanımayan kamyon şoförünün yaptığı nedir sizce?
Amerika, elindeki güçle başkasının hakkını hiçe sayıyor; kırmızı ışıkta geçen, ters yola giren, dönel kavşaklarda kimseye yol vermeyen ağır vasıta şoförü de elindeki güçle başkasının hakkını hiçe sayıyor. Arada fark var mı sizce?
Hani hırsızlığın 1’i de 1000’i de birdi?
Kiralık ev fiyatlarından haberiniz vardır mutlaka. Hatta belki bu yazıyı okuyan sizin de kirada bir eviniz vardır. 800 – 1500 TL arası geziyor ev kiraları. Şehir halkımızın büyük çoğunluğunun asgari ücretle çalıştığını da biliyoruz. Peki, biz nasıl aynı duvarın tuğlalarıyız ya Hu? Biz nasıl aynı vücudun azalarıyız Müslümanlar olarak? 2000 TL maaş alan din kardeşimizden ortalama 1000 TL kira alarak onu neye itiyoruz? Bu kardeşimiz bu parayı kira olarak öderse ne yiyip ne içecek?
Onu kredi kartlarına ve borçlanmaya biz itmiş olmuyor muyuz? Hani aynı duvarın tuğlası, aynı vücudun uzvuyduk?
Yoksa biz parası, evi olanlar üst tabakayız, toplumun ayrı bir kesimiyiz de, kirada oturanlar köle, esir, avam mı?
Biz de “benim evim bu fiyat, tutabilen buyursun” diyerek, elimizdeki imkânla, din kardeşimizin bileğini bükmüyor muyuz? Hatta bu konuda o noktaya geldik ki, kiracısına merhamet ederek dairesini 700 TL’ye kiraya veren kişiye diğer site sakinleri
“ne yapıyorsun sen, piyasayı düşürüyorsun” diyerek çıkışıyorlar, kavga ediyorlar.
Kaybedeceksiniz. Bunu bilin kaybedeceksiniz.
Eline geçen fırsatla kendi milletinden, kendi dininden olanı ezmeye, kazıklamaya, aptal yerine koymaya çalışan kim varsa bilsin ki kaybedecek.
Adam sülük satıyor, “kaç para” dedim, (o gün için) “3 lira” dedi. “Yalnız ben boynuma hassas bir yere koyacağım” deyince “o zaman sana özel sülük vereceğiz” dedi satıcı. “O kaç para?” diye sorunca da “15 TL” cevabını verdi. Arkadaş, sülüğü Oxford’ta mı okuttun diye sorasım geldi. Al sana bir Trump daha.
Adam gıda üretiliyor, örneğin bal yapıyor, hem de meşhur markalar da var bunun içinde; numune alınıp inceleniyor, sonuç: “Hileli bal”. Glikoz çıkıyor içinde.
Diğeri tereyağ yapıp satıyor, içinde patates, margarin. Bir diğeri elma satıyor, üzerinde parafin.
Geçtiğimiz Ramazan Ayı’nda somun ekmek alıyorum: 90 Kuruş. Üzeri susamlı somun ekmek var aynı gramajda: 2 TL.
Al sana küçük küçük Trumplar.
Siz, birbirinizi elinize geçirdiğiniz imkânla tokatlarsınız da, elin Amerikalısı,
Hristiyan’ı size ne yapmaz Allah aşkına? Vicdan mı bekleyeceksiniz Trump’tan.
Önce siz, o yerin 7 kat dibine gömdüğünüz vicdanlarınızı çıkaracaksınız, merhamet sahibi olacaksınız ki, Allah ta size merhamet edecek, elin Amerika’sına ezdirmeyecek.
Çok gördük, işyerlerinde eline 3 kuruşluk yetki verilince kaşını gözünü beğenmediği kişileri işten çıkarttıranları. Sonra din kardeşliğiymiş, millet bilinciymiş…
Bu millet belki de tarihinin hiçbir döneminde bu kadar bencilleşmemiştir, mankurtlaşmamıştır, kirlenmemiştir. Lafla peynir gemisi yürümüyor beyler, sizin gemi de bir hayli su aldı, haberiniz ola. Kafanızı çıkarın o kum yığınlarından.
Demem odur ki, bugün elindeki imkânlarla başkasını düşünmeyen, onu zavallılığa iten, hayatını zorlaştıran biz MÜSLÜMANLARIN !, elindeki silahla parayla mazlum Müslümanları ezen, düşünmeyen Amerikan başkanlarından pek farkımız yok gibi