İSTANBUL (AA) - MURAT PAKSOY - İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alındıktan sonra şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın anne ve babası, evlatlarını teröre kurban vermenin acısını hala yüreklerinde taşıyor.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda 31 Mart 2015'te terör örgütü DHKP/C üyesi iki terörist tarafından odasında rehin aldıktan yaklaşık 8 saat sonra şehit edilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kiraz'ın ailesi, o günü unutamıyor.
Anne ve babası, her cuma günü evlatlarının Eyüp Mezarlığı'ndaki kabri başına giderek dua ediyor.
Baba Hakkı Kiraz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan 3 yıl geçmesine rağmen acılarının ilk günkü gibi olduğunu söyledi.
Zamanın kendileri için geçmediğini anlatan Kiraz, "Biz halen 31 Mart 2015'teyiz. Bizim için zaman geçmiyor. Yani normalinde geçiyor ama biz yine hep 31 Mart'tayız." dedi.
Bu tarihin hayatında çok önemli bir yer tuttuğuna dikkati çeken Kiraz, şöyle konuştu:
"O gün benim canım, ciğerim, evladım, arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım, arkam, her şeyim olan evladımı teröre kurban verdim. 31 Mart 2015 günü benim için bunu ifade ediyor. Elhamdülillah evladımı teröre kurban verdim ama bu vatan uğruna kurban verdim. Bu insanların benim şahsımla ilgili bir düşmanlıkları yoktu fakat benim oğlumun malum olan bir davaya bakması nedeniyle bizim üzerimizden devlete bir saldırı yapıldı. Dolayısıyla bu böyle olunca tabii ki bizim yüreğimiz yanıyor, ciğerimiz yanıyor, biz oğlumuzu unutamıyoruz. Her cuma günü buradayız. Eşim, kardeşim, çocuklarımla mezarını ziyaret ediyoruz."
Hakkı Kiraz, her gelişlerinde birilerini oğlunun mezarı başında dua ederken gördüklerini ve buna sevindiklerini söyledi.
- "Yeter ki vatan sağ olsun"
Terör saldırısının, kendileri üzerinden devlete bir saldırı olduğunu bildiklerini yineleyen Kiraz, "Biz de bu devletin bir vatandaşı isek bu saldırıyı başımız, gözümüz üzerinde karşılarız. Hiç önemli değil, bizim için yeter ki vatan sağ olsun." ifadelerini kullandı.
Baba Kiraz, bu milletin Çanakkale'de, 15 Temmuz'da şimdi de Afrin'de büyük bir kahramanlık gösterdiğini belirterek, bu asil millet varken canlarının bir kıymetinin olmadığını söyledi.
Allah'ın kendisini oğluyla sınadığını dile getiren Kiraz, şöyle devam etti:
"En mükemmeli oğlum bugün gibi 31 Mart 2015 tarihinde Rabb'ine kavuştu. Elhamdülillah hem de şehit olarak kavuştu. Ümit ediyorum ki bu şehitlik mertebesini kazanmıştır. O gün hem oğlum Rabb'ine kavuştu hem ben oğlumla imtihan edildim hem de oğlumu, ciğerimi bu vatan uğruna şehit verdim. Bunun için bugün benim için çok önemlidir. Bu güne çok önem veriyorum. O günden bugüne biz her zaman buradayız. Allah oğlumla beni imtihan etti. İnşallah sabredip imtihanı verenlerden oluruz."
- "Bizi hiç üzmedi, çok salih bir insandı"
Baba Hakkı Kiraz, oğlu şehit olduktan sonra şehir dışında oldukları zamanların dışında her cuma günü mutlaka mezarını ziyaret ettiklerini belirterek, "Mezarlığın karşısındaki durağa oğlumun adını vermişler. Şükrediyoruz. Şu an oğlum bizim yanımızda yok. Şu anda artık 'Baba neredesin, ne yapıyorsun?' diye sormuyor ama ruhaniyeti bizimle biz de onunla beraberiz. Biz onu unutmadık ama bu millet, bu devlet de bizi unutmuyor. Bizi hiç üzmedi, çok salih bir insandı, 5 vakit namazındaydı." diye konuştu.
İl dışına çıktığı bir gün Afyon'a giderken bir dinlenme tesisinde durduğunu aktaran Kiraz, başından geçen olayı şöyle anlattı:
"Dinlenme tesisinde bekliyordum. Tesiste dolaşırken biri kişi koluma girdi, 'Buyurun.' dedim. Gözleri dolarak 'Ben sizi tanıyorum siz Şehit Savcının babasısınız.' diyerek boynuma sarılıp ağladı. Bizi evine, köyüne davet etti. Bunun gibi olaylar başıma geliyor. Bu millet çok kadirşinas bir millet, bu millet vatanını, devletini seven bir millet. Oğlumu vatan uğruna şehit verdiğimiz için hem de emsali görülmemiş vahim bir şekilde şehit edildiği için milletin hafızasından silinmiyor."
Kiraz, böyle bir milletin mensubu olmaktan gurur duyduğunu dile getirerek, "Biz oğlumuzu severiz, eşyalarımızı severiz, akrabalarımızı severiz ama hiç kimsenin şüphesi olmasın hele hele bu ülkenin düşmanlarının hiç şüphesi olmasın ki biz bu vatanı, bu milleti, her şeyimizden daha çok severiz. Eğer söz konusu vatanın, milletin bekası ise bir can değil bin can fedadır bu vatana. Böyle bir millet yeryüzünde yok, dünyanın hiçbir ülkesinde yok." ifadelerini kullandı.
- "Sırdaşımdı, kardeşimdi, yoldaşımdı"
Devletin kendilerini hiç yalnız bırakmadığına dikkati çeken Kiraz, oğluyla ilgili duygularını şöyle dile getirdi:
"Bir tane oğlum vardı. Sırdaşımdı, kardeşimdi, yoldaşımdı... Devamlı sorardı. Biz oğlumuzu tam yetiştirdik, belli bir yere getirdik ve elhamdülillah meyve vermeye başlamıştı. Tam sırtımızı dayıyoruz, rahat ediyoruz derken... Bizim halimizi hatırımızı soruyor, bir mağazanın önünden geçerken bir kravat, gömlek, elbise görüp bu babamın tarzı diyerek alıyordu. Artık öyle bir insan yok yanımda, artık kapıyı çalmıyor, telefon açmıyor 'Baba ne yapıyorsun?' demiyor ama bu millet bizimle. Söz konusu bu vatansa, bu milletse ve bu kaderde böyle yazılmışsa vallahi bu kaderin ellerinden öpüyoruz, başımızın üzerine koyuyoruz. Allah bu devlete, bu millete zeval vermesin."
Baba Hakkı Kiraz, 15 Temmuz'da söz konusu vatansa insanların neler yapabileceğini gördüklerine vurgu yaparak, böyle bir millete her şeyin feda edilebileceğini kaydetti.
AA