Ne cezaymış arkadaş? Bitmek bilmedi. Bir de üzerine rakip seyirciyi alıp deplasmana çevirdiler. İstanbul’da oynansa Konyaspor için daha iyi olurdu. O bıçak atan alçağı her iç saha maçında “anıyorum”.
Konyaspor bu dezavantaj ve rakibin üstün gücüne rağmen Galatasaray’a karşı ilk yarı çok dirençli ve akıllı oynadı. Özellikle orta sahada rakibini iyi kilitledi ve pas hatalarına zorladı. Mehdi’nin oyununa gerçekten hayran olmamak elde değil. Hem savunma hem hücuma ciddi katkı sağlıyor. Reşit Akçay ilk yarı tamamen rakibi durdurma odaklı bir oyunu tercih etti. Skubiç’in çıkışları ve kontralar dışında risk almadı ama Galatasaray’a göre hücum zenginliği daha fazlaydı.
İkinci yarı biraz daha öne çıkan Yeşil Beyazlılar savunmasında erken boşluk verdi. Özellikle Ali Turan’ın oyun kurmaya çalışması büyük hataydı. Gomis ceza sahası içinde golü zorlarken bir türlü kalabalıklaşmadılar. Adam çok güçlü. Sol ayağıyla kısa mesafeden vurdurmak golü kabul etmek demekti.
Nitekim yine Gomis’i başıboş bırakmanın cezasını penaltı ve ikinci golle ödediler.
O dakikadan sonra Galatasaray’a karşı maçı çevirmek çok zordu. Ceza sahasının önüne resmen duvar ördüler. Hava topu hakimiyeti de olmayınca kanatlardan bindirmeler işe yaramadı.
Konyaspor ekstra bir rakiple oynadı. Mağlubiyet büyük kayıp değil. Kayseri ve Antalya maçlarında telafi etmesi de çok zor değil.