AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığından milletvekilliği aday adaylığı için istifa eden Ziya Özboyacı ile uzun bir sohbetti gerçekleştirdiğimiz.
Konya’daki sosyal hayattan ekonomik işleyişe kadar pek çok konu açıldı kapandı.
Anadolu sermayesinin yapısından da bahsettik, Konyalı sanayicinin yapısından da…
***
Daha önce de pek çok kez dile getirdiğim bir konu var…
Konya olarak, meselelerimizi yerel yönetimlere ve hükümete havale etmekte pek mahiriz.
Belediyeler ve devlet Konya’yı ihmal etmemeli.
Tamam…
Fakat Konyalı sanayici ve işadamlarının da bu şehri ‘marka bir şehir’ yapmak için yapacakları şeyler olmalı değil mi?
Sabancı Holding ve Koç Holding sadece ekonomik kuruluşlar değil.
Ekonomik anlamda Türkiye’nin lokomotifi olan bu yatırımların sosyal hayatla ilgili projeleri de oldukça değerli.
Sabancı geliyor, Konya’da Selçuk Üniversitesi’ne konservatuar yapıp, okulun önüne de ismini konduruveriyor.
Sabancı ve Koçların sanat koleksiyonları da dikkate değer.
Dünyanın en saygın müzelerinde koleksiyonlarına aldıkları eserleri sergileyerek ülkeye bambaşka alanlarda da katkı sağlıyorlar.
Bu iki örnek ‘Konya’yı aşar’ diyebilirsiniz.
O zaman da Kayseri’den Kadir Has’ı örnek verelim size…
Kadir Has Üniversitesi, Kadir Has Müzesi, Kadir Has Kültür Merkezi gibi onlarca ‘değerli’ işte onun adını ve katkısını görürsünüz.
Fakat ne yazık ki Konyalı sanayicilerimizin, işadamlarımızın ‘kendi çaplarında yaptıkları hayırlı işler’ bir yana, böylesine organize olmuş bir görüntüleri yok.
Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’in adını taşıyan ve kendisi tarafından kurulacak ‘Güzel Sanatlar Müzesi’ ne iyi olurdu değil mi?
İşadamı Mehmet Ganioğlu’nun adını taşıyan ‘Kent Müzesi’ne ne dersiniz?
Önümüzde bir de stadyum meselesi var.
Türkiye’nin en zenginleri arasında yer alan BİM Marketler Zinciri’nin sahiplerinden Mustafa Latif Topbaş ve Ahmet A. Topbaş birlikte bu stadyuma imzalarını atsalar.
Güzel olmaz mı?
Zengin olmak bir unvandır ama cömert olmak ‘erdemlilik’tir.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır, demiş atalar.
Ahmet Keleşoğlu Bey’e daha ne diyebilirim ki…
Keşke herkes onun kadar bu işlere ehemmiyet verebilse…
***
Ziya Bey, Anadolu sermayesinin son yıllarda canlandığını ve işadamlarının bu bahsettiğimiz işleri küçük çaplı da olsa yaptıklarını söyledi.
Sonra tabi ki siyasetten de konuştuk.
AK Parti Milletvekili aday adaylığından.
Özboyacı, kendisini bu süreçte planlamadan bulduğunu anlattı.
İl başkanlığı için diğer isimlerle birlikte Ankara’ya gittiğinde ‘inşallah Başbakan bu görevi bize vermez’ diye içinden geçirdiğini…
Kendisine isim sorulduğunda ‘Ahmet Sorgun Beyi’ önerdiğini anlattı.
Başbakan’la baş başa kaldıklarında bir an için onun yorgunluğunu hissetmiş Ziya Bey…
“Beni görevden affedin” diyecekken, “ne görev verirseniz yaparız”a varmış iş…
Diyor ki:
-Başbakanımızın omuzlarındaki yükü hissettim.
-Bu çok ağırdı…
-Konya teşkilatında bize havale edeceği şeyse onun tahammül ettiği şeyler yanında pek hafif.
Duygusal bir konuşma geçmiş aralarında, Başbakan Erdoğan Ziya Beyi kucaklamış…
Siyaseti rafa kaldırmışken, Başbakan Erdoğan’la bu temas, ‘hizmetten kaçılmaz’ noktasına getirmiş onu…
Bundan sonrası da nasip meselesi…