ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da, çeşitli nedenlerle ailelerinin yanında bakımları sağlanamadığı için devlet korumasına alınan 4 çocuk, koruyucu ailelerinin "can"dan evlatları oldu.

Anne... Bir çocuğun en fazla ihtiyaç duyduğu, söylemek istediği en değerli kelime. Koruyucu ailelerin de çoğunun hikayesi "anne" kelimesini duymakla başlıyor. Ailelerin tek amacı bir yetimi, öksüzü "Anne" sözcüğünden mahrum bırakmamak.

Antalya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne koruyucu ailelik için başvuranlar, özlem duydukları evlatlarına kavuştu. Ailelerin çocuklarıyla buluşması duygusal anlara sahne oldu. Kimisi evlat kokusunu içine kadar çekti, kimisi ise minik kızlarının saçına tarayıp tokasını taktı, "Yavrum" diyerek sevdi.

İki çocuklarının ardından çok istemelerine rağmen bir daha evlat sahibi olamayan Fazilet ile Erhan Demir çifti, "Çocuğumuz olmuyorsa belki bir çocuğun kaderini değiştirebiliriz." düşüncesiyle koruyucu aile olmaya karar verdi.

Fazilet Demir, sahiplendikleri üç aylık bebekleri Rüzgar'ın evlerine mutluluk kattığını söyledi. Rüzgarın sadece kendilerinin değil yaşadıkları apartmanın da göz bebeği haline geldiğini anlatan Demir, şöyle devam etti:

"Bize yıllar sonra anne ve babalık duygusunu yaşattı. Çocuğumuzdan farklı değil. Hastalandığı zaman sabaha kadar başında bekledik. Allah'ın bir emaneti. Bu emanete iyi bakmak lazım. Doğurmuş olmak önemli değil. Rüzgar'ı kardeşleri de çok seviyor. Okuldan gelir gelmez onu görmek istiyorlar. Hayatımıza mutluluk geldi."

- "Yiğit Ali'yi ilk gördüğümde 'Onun annesi olmalıyım' dedim"

2,5 yaşındaki Yiğit Ali'ye koruyucu aile olan Hatice Baş ise evlendikten sonra annelik hissini yaşayamadığı için üzüldüğünü dile getirdi.

Evlat sevgisinin hasretini çektikleri için koruyucu aile olmak istediklerini aktaran Baş, duygularını şöyle anlattı:

"Yiğit Ali'yi ilk gördüğümde 'Onun annesi olmalıyım' dedim. Onu görünce gözyaşlarımı tutamadım. Mutlu bir aileydik, şimdi daha çok mutlu bir aile olduk. Bir evlat ancak bu kadar tatlı olur. Evimizde çok güzel bir enerji var. Evlat sevgisini tatmak gibi güzel bir duygu yok. Oğlumuzla beraber çok güzel bir hayat yaşayacağız. İkinci bir çocuk almak için de başvurduk. İnşallah hanemiz büyüyecek."

- "Doğurmasam da onun annesiyim"

Öğretmen Nuray Teke, bir seminerde koruyucu ailelik modelini gördüğünü, buradan edindiği bilgilerle başvuru yaptığını aktardı. Ailelerine katılan 2 yaşındaki Kerimhan ile evlerine neşe geldiğini vurgulayan Teke, şunları söyledi:

"Çocuklarımızın yaşları 8,9 ve 10'du. Sürekli kavga ediyorlardı. Kerimhan gelince evde kavga da artık olmuyor. Kardeşleri ona büyük ilgi ve sevgi gösteriyor. Küçük bir çocuğun annesi oldum. Tekrar başa döndüm. Gece kalkıp üstü açık mı diye bakıyorum. Doğurmasam da onun annesiyim. Çocuk kokusu gibi güzel bir koku yok. Herkes minik kuzulara kucak açsın."

- "İlk 'Anne' diye seslenmesi anlatılmaz, muhteşem bir duygu"

Sigortacılık yapan ve 3 yaşındaki Kader'in koruyucu ailesi olan Nur Önder ise bekar olmasının koruyucu ailelik için engel teşkil etmediğine işaret ederek şöyle konuştu:

"İlla bir çocuk dünyaya getirmek için evlenmem gerekmediğini, doğmuş bir çocuğa da sevgimi verebileceğimi düşündüm. Kendime benzeyen bir kızım oldu. İnşallah birlikte çok mutlu oluruz. Ona sevgiyle beraber mutlu bir yuva verebilirim. İlk gördüğüm anı hiç unutmayacağım. İlk 'Anne' diye seslenmesi anlatılmaz, muhteşem bir duygu. Aramızda çok güzel bir bağ oluştu. Ona çok güzel kıyafetler giydiriyorum. Onun da benim de hayatım değişti."

- "Çocukların sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları var"

Antalya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Çalışkan ise Bakanlık olarak çocuk politikalarının temelinin kurum bakımı değil aile yanında bakım olduğunu vurguladı.

Koruyucu aileliğe yönelik çalışmalar yaptıklarına dikkati çeken Çalışkan, şunları kaydetti:

"Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek ve güven sağlayacak sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları var. Bu nedenle Antalya İl Müdürlüğü olarak 115 aile 137 çocuğa koruyucu aile oldu. Bu yıl sonuna kadar bu rakamı 150'ye yükseltmek istiyoruz. Hem çocukların hem de ailelerin hayatı değişiyor. Hayatlarında çok güzel değişimler oluyor. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum."

AA