Silahların gölgesinde hayat kurtardılar

Silahların gölgesinde hayat kurtardılar

FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu gece, 112 Acil Servis istasyonlarından Ankara ve İstanbul'da 797 çıkış yaparak yaralıları hızla sağlık merkezlerine nakleden sağlık görevlileri, çatışmanın en önemli tanıkları oldu- Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin önüne

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi yaptığı gece, Sağlık Bakanlığına 112 Acil Servis istasyonlarından başkentte 498, İstanbul'da 285 olmak üzere 797 çıkış yaparak yaralıları hızla sağlık merkezlerine nakleden sağlık görevlileri, yüzlerce kişinin hayatını kurtardı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önüne atılan bombalarla yaralanan 24 yaşındaki 112 Acil Tıp Teknisyeni Şerife Şule Delialioğlu da bunlardan biriydi. Bir hafta sonra nişanlanacak Delialioğlu'nun heyecanı, FETÖ'nün darbe girişiminde Külliyenin önüne isabet eden bomba sonucu başından ve yüzünden yaralanmasıyla yerini hüzne bıraktı. O gece çalışan birçok sağlık çalışanı da silahların gölgesinde yaşam kurtarmak için görev yerinden ayrılmadı.

Delialioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesi çalışmadığını ancak arkadaşlarından gelişmeleri öğrendikten sonra merkezi arayarak, ihtiyaç olup olmadığını sorduğunu söyledi.

Televizyonlardan Özel Harekat Daire Başkanlığında bombalama olduğunu öğrendiğinde hemen hazırlanarak görev yerine gitmek üzere evden ayrıldığını ifade eden Delialioğlu, "Teknik Destek Birimine gittim. Ambulanslarımız orada malzeme konulması için bekliyordu. Malzemeleri doldurup, 'Çıkın' emrinin verilmesiyle birlikte tamamen gönüllülerden kurulan ekiplerle yedek ambulanslarla çıktık." dedi.

Delialioğlu, girebildikleri tüm alanlara ulaşmaya çalıştıklarını belirterek, şunları aktardı:

"Emniyetten vatandaşların yardımıyla dört yaralı çıkarttık. Yaralıları taşıdıktan sonra, Genelkurmay Başkanlığının oraya gittik. Tam üstümüzden F-16 geçip meclisi bombalayınca, biz de mecburen alandan çıktık ve bir istasyonumuzun önüne konuşlandık ve burada bekledik. Sonra Külliye'nin önüne ekip istendi. Kendi isteğimizle oraya gittik. İki saate yakın köprü altında bekledik. Saat 05.30'a doğru çatışmaların durduğuna yönelik Komuta Kontrol Merkezine haber gitmiş ve alana girebileceğimiz belirtildi. Ancak, hala sesler geliyordu.

Sonra, Özel Harekattan bir araç geldi ve 'Sizi yaralılara götüreceğim.' dedi. Biz de hiç tereddüt etmeden onları takip ettik. Külliye'ye doğru giden yola çıktık, bir ara yola soktu bizi. Sonra, oradan dönüş olmayınca tekrar açık alana çıkarttı, Külliye'nin önüne. Üç sivil giyinmiş polis vardı ve dediler ki 'Ekip giremez, çatışma var.' Önümüzdeki özel harekatın aracı, geri döndü, biz orada kaldık. Yaklaşık 1,5 dakika sonra üç el silah sesi duyduk. 'Çıkalım mı?' demeye kalmadan her yer aydınlandı bir anda. Ne olduğunu hiçbirimiz anlamadık. Tam iki metre önümüze bomba düştü. Ekip arkadaşım, kendini araçtan çıkartmış. Ben, onu hiç görmedim. Kafamdaki açık yaradan dolayı yüzüm kan içindeydi. Önümü göremiyordum. Bizi durduran polis arkadaşlar, beni yakamdan çekip, yolun kenarına doğru sıkıştırıp, kendilerini üzerime siper etti. Ben, o sırada şok geçiriyordum."

Ekibini görmediği için öldüklerini düşündüğünü anlatan Delialioğlu, bir polisin kendisine korkmamasını, herkesi kurtaracağını söylediğini belirtti. Delialioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekibimin iyi olduğunu, benim de iyi olduğumu söyledi. Kendini, benim önüme geçirdi ve 'Bana güven' dedi. Sonra bir araç durdurdu, aracın içindeki de sivil polismiş. Beni yanına oturttu ve 'Kafanı eğ, kaldırma. Ekibini, arkandan yollayacağım' dedi. Sonra, polis memuru, beni en yakındaki TOBB ETÜ Hastanesine götürmesini söyledi. Sonra, 112 Komuta Kontrol Merkezini aradım, ekibimi söyledim. Şimdi, hepsinin durumu iyi, taburcu oldular."

Yaşadıklarını ifade edebilmesinin mümkün olmadığını belirten Delialioğlu, başından, yüzünden yara aldığını ancak şimdi çok daha iyi olduğunu söyledi. Delialioğlu, bu hafta sonu nişan töreni olduğunu ve ikinci kez yaşama şansı yakaladığını belirtti.

Hayat kurtarmaya çalışmak üzerine yeminli olduğunun altını çizen Delialioğlu, bir an bile düşünmeden yine ihtiyaç duyulan her bölgeye gidebileceğini vurguladı.

-"Bizim, görevimiz hayat kurtarmaktır"

UMKE Sorumlusu Abdülkadir Durmuş da olayın meydana geldiği gece mesaisini bitirdiğini ve icapçı olarak evine gittiğini belirterek, bu nedenle aracın da kendinde bulunduğunu söyledi.

Genelkurmay Başkanlığında saat 22.00 sıralarında saldırı olduğuna yönelik bir bildirim aldıklarını ve bunun üzerine göreve çıktıklarını ifade eden Durmuş, güvenli bir bölgeye araçlarını çektiklerini aktardı. Durmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Meclis ile Genelkurmay kavşağının oraya araçlarımızı çektik. Polislerin konuşmasından olayı anladık. O sırada 2-3 sivil araç geldi. 'Durun' çağrısı rağmen durmayan araçları, polisler silah çekip durdurdular. Arabalarla aramızda 10 metre kadar vardı. O anda, camları açıp, silah sıkmaya başladılar. İçindekiler, üniformalı, hücum yelekli, baretli askerler. Bir tanesi arkadan dolanıp, bizim UMKE aracını taradı. Biz, siper almıştık. O anda yaralandım. Şarapnel parmağıma girmiş. O sırada yanımızdaki polisler ateş etmeye başladı. Sonra, bir sivil araç kaçtı. Daha sonra saat kulesinin oraya geçtik. Polis ve asker konuşuyordu. Asker, 'Bize izin verin. Genelkurmaya gitmemiz lazım. Yukarıda helikopter var, sizi taramaya başlar' diyordu. Sonra, helikopterin ateş ettiğini gördük. Bunun üzerine orayı da terk edip, asker, polis ve Genelkurmay Başkanlığının arasında kaldık. Sonra, ben yaralı olduğum için ayrıldım, ancak ekibimiz orada kaldı."

Durmuş, sağlık personeli olarak her zaman ihtiyaç duyulan yerde olacaklarını vurgulayarak, "Biz asker de polis de vatandaşımız da yaralansa, olayı bilsek de bilmesek de yaralılara yardım ederiz. Bizim görevimiz, hayat kurtarmaktır." dedi.

-"Halkımızı sağduyulu olmaya çağırıyorum"

112 Acil Tıp Teknisyeni 30 yaşındaki Fatih Alıtkan da istasyon dışında vakada olduğu sırada olayı öğrendikten sonra tüm bölgelerdeki yaralılara müdahale ettiklerini söyledi.

Yaşanılanları "İnanılmaz" sözleriyle yorumlayan Alıtkan, bazı yaralılara olay yerinde müdahale etmeye çalıştıklarını belirtti. Genelkurmay Başkanlığının olduğu bölgede yaralıları çıkartmaya çalışırken ateş altında kaldıklarını aktaran Alıtkan, "Halkımızı sağduyulu olmaya çağırıyorum." sözlerine yer verdi.

-"Özel Harekat Daire Başkanlığı duman altındaydı"

Sıcak saatlerde olay yerine giden 112 Acil Servis ambulansında görev yapan T.K. da gelen anons üzerine bir vakayı almaya giderken Gölbaşı istikametinde olağanüstü bir hareketlilik fark ettiklerini, bombalama sesleri duyduklarını ve hemen o tarafa doğru yöneldiklerini dile getirdi. Seslerin, Özel Harekat Daire Başkanlığından geldiğini belirlediklerini ifade eden T.K, "Bir sürü araç var. Resmi araçlar, sivil araçlar var. Birbirleriyle çatışıyordu." diye konuştu.

T.K, Özel Harekat Daire Başkanlığının duman altında kaldığını, göz gözü görmediğini aktararak, getirilen özel harekatçıların çoğunun o anda yaşamını yitirdiğini dile getirdi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı