Balçiçek Pamir'le Söz Sende yine medyayı eksen alan bir gündemle Habertürk ekranlarındaydı. Hürriyet yazarı Yalçın Doğan'ın konuk olduğu programda medyanın gündemi tartışıldı. Doğan, Başbakan'la yaşadığı hayli ilginç bir anektodu da aktardı.

Medyanın değişmeyen gündemi 'yandaşlık' tartışmalarında nerede durduğunu anlatan Yalçın Doğan gazetesine göre daha objektif olmaya çalışan bir tavırla dikkat çekti.

MEDYADAKİ İKİ KUTUP DA İNANDIRICILIĞINI YİTİRİYOR!

Balçiçek Pamir: Siz ne diyorsunuz bu 'yandaş medya' tartışmalarına?

Yalçın Doğan: Geçmişte de vardı yandaşlık tartışmaları. Ama bu kadar sert bir kutuplaşma yoktu. Benim medyam, benim işçim, benim sermaye sınıfım biçiminde oluyor artık. Gazetecilerin de fikirleri olur, hükümeti destekleyebilir. Ama eleştiri de yapabilmelidir. Şimdi o kadar katı ki, 'madem ki destekliyorum koşulsuz destek vermeliyim' biçiminde yürüyor.

CUMHURBAŞKANI O TOPLANTIYA SABİH
KANADOĞLU'NU DA ÇAĞIRMALIYDI!

Yalçın Doğan: Ben sosyal demokrasiye inanan bir insanım. Elazığ depreminden sonra Erdoğan gitme kararı aldı, Baykal girmedi. Ben bunu eleştirdim. Çok da tepki aldım bu nedenle. Sürekli birini övmek ya da eleştirmek insanın inandırcılığını zedeler. Tayyip Erdoğan'ın deprem olayındaki gibi duyarlı bir tarafı var. Bunu çok beğeniyorum. Hükümetin yaptığı doğru işler de oldu. Bunları da görmek gerek. Ben de hükümetin değişmesini isterim ama bu durum benim gerçekleri görmemi engellememeli. İlk defa kendisinden olmayan çevreleri de bu kahvaltılarla, toplantılarla kucaklamaya çalışan bir Başbakan görüyorum. Ben bu ülkede 11 tane başbakan görüyorum. Ama şu da var. Cumhurbaşkanı hukuçuları topladı. Neden, Sabih Kanadoğlu, Rıza Türmen, Erdoğan Teziç'i de çağırmadılar. bir görelim paradigmaları yıktıklarını. Genelde kendilerine uygun şeyler duymak istiyorlar.

YALÇIN DOĞAN TAYYİP ERDOĞAN'I NASIL ŞOKE ETTİ?

Balçiçek Pamir: Biraz da iktidar olayının hastalığı bigi bu. Siz bu uçaklara, dış gezilere davet ediliyor musunuz?

Yalçın Doğan: Hayır davet edilmiyorum. Yasaklı olan yazarlardanım. İlk bir iki yıl gittiğim oldu. Sonra olmadı. Tayyip Erdoğan'la ABD'ye gittik. O zaman Başbakan Abdullah Gül daha. Kophenag'dan Washington'a gittik, oradan da yine Kophenag'a döndük. 2004 yılıydı sanırım. Tabii bu benim 5 ya da 6. Beyaz Saray deneyimimdi. Tayyip Bey, Bush'la görüştükten sonra bize şunu anlattı. Bush dünya haritasının olduğu küreyi çevirmiş, Türkiye'yi bulmuş ve demiş ki : Şu anda Türkiye dünyanın en önemli ülkesi. Siz de O'nun liderisiniz.' Ben de kendisine 'Siz de yediniz mi yani?' dedim. Afalladı, anlayamadı. Mesut Yılmaz'a da başkalarına söyleniyor bunlar. Ama duymak istediklerini söylemediğinizde tavır alınıyor.