Bir iki yıl öncesine kadar yalnızca internet medyasını kullanmakla yetiniyordum. Ancak iletişim teknolojisindeki hızlı gelişme, akıllı telefonların ucuzlaması, insanların artık medyaya ulaşmak için bayiye gidip gazete almak zorunda kalmaması, haberlere ulaşımı kolaylaştırdı. Yerel basın da geç de olsa sosyal medya haberciliğine uyum sağladı ve eskiden çok daha dar bir çevreye ulaşan haber ve köşe yazıları artık daha çok okunmaya başlandı.

Bunları şunun için anlatıyorum: Birkaç yıl öncesine kadar biz kendimizi sorumlu hisseder, şehirdeki havayı mümkün olduğu kadar koklamaya çalışır ve ona göre yazı yazardık. Şimdi o “rahat” günler kalmadı. Yazılarımız daha çok kişiye ulaşsın diye sosyal medyada herkes ile arkadaş oluyor ve onlardan inanılmaz bir enerji alıyoruz. Artık daha çok çalışmak, okuyucunun isteklerine daha çok kulak vermek zorundayız. Çünkü gecenin bir saati “Neden Konyaspor’da transfer yok? Neden işinizi yapmıyor, haber vermiyorsunuz? “ diye yazmaktan, gazeteciyi sert şekilde eleştirmekten çekinmiyor insanlar. Biz de mecburen haber almak için yöneticileri daha çok sıkıştırıyoruz.

Vallahi bu sosyal medya işi beni kendime getirdi. Biz istediğimiz zaman değil artık kamuoyu istediği zaman habercilik yapıyoruz. Tabi iyi bir gazeteci olarak kalmak istiyorsanız böyle. Yoksa internete hiç girmeden eski kafalı gazeteciler gibi “yatmaya” devam edebilirsiniz.

İki haftadır Konyaspor taraftarı yönetime tepkili. Yapılan caps, yani fotoğrafın altı yapılan espiri ve alaycı yorumların haddi hesabı yok. İyice sıkılan ve yönetimi acziyetle suçlayan taraftarlar Ronaldo ve Messi’yi Konyaspor’a imza atmış gibi gösteren caps’ler yaptı. Konyaspor yönetimi belki bu yazı yayınlandığı sırada golcü, orta saha ya da kaleci transferiyle ilgili bir açıklama yapacak. Ama hayli yıprandıklarını söylemeliyim. Bari gazetecileri yıpratmasalardı. Sabah akşam “transfer haberi vermiyoruz” diye eleştiriliyoruz.

Bu arada transferlerin neden geciktiğiyle ilgili de bir iddia var. Benim iki ay önce hakkında yazılar yazdığım ve kulübü zarara uğrattığını iddia ettiğim Alper adlı menajerin kulüple ilişkisinin kesildiği bilgisi ulaştı. Duyduğuma göre Aykut Kocaman da, “bu adamı burada istemiyorum” demiş. Menajer Seyit İçgül ile de sıkı bağları olan ve kulüpten çıkmayan, Ahmet Şan’ın ifadesiyle Konyaspor’a güya çok faydalı olan, hayır kurumu gibi çalışan bu menajer, devre arası transferine karışmamış. Bu nedenle yönetimin eli ayağına dolaşmış ve oyuncu alamamışlar. Sonra bakmış ki Konyaspor çok zor durumda vicdan yapıp tekrar birkaç oyuncu için görüşme yapmış. Güler misiniz, ağlar mısınız bilmem ama yorum sizin.

Bu konuda benim güldüğüm bir başka önemli gelişme var. Ben bu menajerin marifetleriyle ilgili yazı yazarken, yöneticiler, başkan ve menajerin sufle vermesiyle canlı yayında, beni ortalığı karıştırmakla, Konyaspor’a zarar vermekle suçlayan bir meslektaşım, şimdi transfer yapılmadığı için taraftar baskısı artınca “Konyaspor’u Menajer Alper’in sömürdüğünü” söylemiş. Aferin, şöyle yola gel kardeş. Yanlışta ısrar etmemek de erdemdir.

Twitter: @selmansel  / Facebook: selman.akyuz

Mail: [email protected]