Soylu ve Akar'ın değil kellelerini kesip attıkları tırnaklarını dahi size vermeyiz
Gazeteci Süleyman Özışık, Kemal Kılıçdroğlu'na yapılan saldırı üzerinden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasını isteyenlere sert çıktı
Gazeteci Süleyman Özışık, Kemal Kılıçdroğlu'na yapılan saldırı üzerinden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasını isteyenlere sert çıktı: "PKK'lıyı başının üstünde ağırlarken, geçmiş olsun telefonu açan Süleyman Soylu'ya kâğıda kaleme gelmez küfürler edip, "Sizi bitireceğiz" diye tehditler savuracaksın. Sonra da "Bizim terörle, teröristle bir işimiz yok. AKP'liler bize iftira atıyor" diyeceksin. Yok öyle bir dünya arkadaş! Bu ikilinin değil kellesini, kesip attıkları tırnaklarını dahi size vermeyiz. Bunu kafanıza soksanız iyi edersiniz" dedi.
Kim kime benzemeye çalışırsa ondandır
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde yapılan saldırıyı kınadım diye bizim mahalleden epey laf işittim.
Beni takip eden kardeşlerim, "Bekir Bozdağ ve Taner Yıldız'a benzeri saldırı yapıldığında bunlar hem seviniyor hem de saldırganları koruyordu. Sen nasıl olur da bunlara yapılan saldırıyı kınarsın?" diye isyan içerikli mesajlar gönderdi.
Bak sevgili kardeşim.
Bekir Bozdağ saldırıya uğradığında, "Bekir yerde" manşeti attığını, Taner Yıldız yumruk yiyip burnu kırıldığında, "Yumruk terapisi" diye alay ettiklerini ben de senin gibi unutmadım.
Ben de CHP liderine yapılan fotoğrafın altına, "Kılıçdaroglu'nun çenesi şehit yakınının yumruğuna çarptı" diye yazabilir ya da "Kılıçdaroğlu'nun şehit yakınlarıyla sıcak buluşması" diye alaycı cümleler kurabilirdim.
Ama ben yapamam!
Çünkü benim peygamberim, "Kim kime benzemeye çalışırsa ondandır” diye buyuruyor. Ben, onlara benzemeyecek bir davranış içinde olamam!
İbn Haldun'un, "Mağluplar, galip olanları taklit eder” sözü meşhurdur. Ben, inandığım davanın galibiyim kardeşim. Onlar beni taklit edecek. Ben onları taklit edemem, onların yaptığının bir benzerini yapamam. Bunu davama, inancıma, kişiliğime ve karakterime hakaret sayarım.
Ben onlara benzeyecek bir davranış içinde olmayı istesem, onlar gibi davranırdım.
15 Temmuz gecesi ecel, Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerine çığlık ata ata gelirken ve 253 insanımız kurşunlarla kırılıp yere düşerken yaşanan katliama tiyatro diyenlere, "Asıl tiyatro budur" demeyi ben de bilirdim.
O gece onların darbecilerin tanklarını alkışladıkları gibi ben de saldırganı Kılıçdaroğlu'na saldıranları alkışlamayı bilirdim.
Onlar, 15 Temmuz'da, "Polislerle bir olup Mehmetçik'in kafasını kestiler" yalanını piyasaya sürmüşlerdi. Ben de "HDP ve PKK ile bir olup 4 Mehmetçik'in katledilmesine sebep oldular" diyebilirdim. Ve Allah biliyor ki bu söylediğim yalan olmazdı!
Ama bunu söylemenin bu ülkeye ya da bu ülke insanına bir faydası olmuyor, olmayacak.
Aksine zararı olacak!
Ezan tartışması, seçim tartışması ya da Kılıçdaroğlu'na saldırı üzerinden bizi karanlık noktaya çekmeye çalışan gizli bir el var. Seçimden hemen sonra PKK'nın yeniden askeri üslere saldırmaya başlaması bir tesadüf değil.
Seçimden sonra biz, “antrikod mu musakka mı?” diye kafa patlatırken, Kılıçdaroğlu’na atılan yumruğa sevinirken ABD, YPG’ye 200 tır dolusu silah daha gönderdi.
Birileri bu ülkeyi küle ve köze döndürmek uğraşıyor. Hedefleri bize seması olmayan bir ülke bırakmak olan bu karanlık odakların ne yaptıklarına odaklanmak ve kurdukları tuzaklara düşmemektir bizim işimiz.
Bu konuda söyleyeceklerim bundan ibaret ancak konuyla bağlantılı olarak şunu da eklemem gerekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyı kınadık kınamasına ama Kemal Kılıçdaroğlu cephesinde yaşananları da göz ardı edemeyiz.
CHP'nin de bu noktada dönüp kendine bakması ve "Yahu millet bize niye CHPKK diyor? Biz niye terör örgütünün stepnesi muamelesi görüyor ve şehit cenazelerinde ağır tepkilerle karşılaşıyoruz?" sorularını sorması gerekiyor.
En basit örnekten yola çıkacak olursak...
Saldırı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun ziyaretine giden HDP'liler arasında, daha iki gün önce PKK'lının tabutuna omuz veren bir PKK'lı vardı ve bu PKK'lı CHP genel merkezinde paşalar gibi ağırlandı.
"AKP'lilerin kullandığı nefret dili bizi hedef haline getirdi " diyerek suçu başkalarına atanların da dönüp kendini bir hesaba çekmesi gerekiyor.
Sen, Mehmetçik ile girdiği çatışmada itlaf edilen PKK'lı teröristin tabutuna omuz veren PKK'lıyı makamında ağırlayacaksın. Ama onlarla canı pahasına mücadele eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın istifasını isteyeceksin.
PKK'lıyı başının üstünde ağırlarken, geçmiş olsun telefonu açan Süleyman Soylu'ya kâğıda kaleme gelmez küfürler edip, "Sizi bitireceğiz" diye tehditler savuracaksın.
Sonra da "Bizim terörle, teröristle bir işimiz yok. AKP'liler bize iftira atıyor" diyeceksin.
Yok öyle bir dünya arkadaş!
Bu ikilinin değil kellesini, kesip attıkları tırnaklarını dahi size vermeyiz. Bunu kafanıza soksanız iyi edersiniz.