Süleyman Okudan, Paralel Yapı Operasyonuyla ilgili ifade verdi
Konya’daki paralel yapı soruşturmasında ifade veren Prof. Dr. Süleyman Okudan, dönemin Emniyet Müdürü Salih Tuzcu’nun Nusret Argun’a ihale verilmemesi yönünde baskı yaptığını belirterek, "Tuzcu kafayı Argun’a takmıştı” ifadelerini kullandı
2008 yılında Konya'da gerçekleştirilen Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik soruşturmada tutuklanan dönemin Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Konya KOM Şube tarafından yürütülen paralel yapı soruşturmasında müşteki sıfatıyla ifade verdi. Paralel yapının Konya'daki yapılanması hakkında bilgisine başvurulan Okudan, paralel yapıyla ilgili çarpıcı iddialar ileri sürdü.
DAHA ÖNCE DE KATILIYORDU
1985 yılından itibaren Selçuk Üniversitesi'nde görev yaptığını söyleyen Okudan, “2003 yılında rektörlük görevini devraldım. 8 sene rektörlük görevini yürüttüm. Okyanus Şirketler Grubu sahibi Nusret Argun'u 1980'li yıllarının sonlarından beridir tanırım. Argun, üniversitenin ihalelerine giriyordu. Araştırmalarımıza göre herhangi bir engelinin bulunmadığını öğrendim. Zaten Argun, ben rektör olmadan önce 17 sene boyunca ihalelere katılıyordu” dedi. Tam tarihini hatırlamadığını ancak dönemin Konya Emniyet Müdürü olan ve şu anda firari olan Salih Tuzcu'nun kendisini ziyarete geldiğini söyleyen Okudan, “Tuzcu 'Bu pu…'a iş vermeyin üniversiteye sokmayın, ihale vermeyin' şeklinde söylemlerde bulundu. Ben de, 'Müdür Bey Nusret'e ihale vermeyi biz de istemiyorduk. Ancak yaptığımız araştırmalarda ihaleye girmesinde yasal bir engel yok. En ucuz fiyatı veriyor. Eğer bu şahsın ihalelere girmesinin yasal açıdan engel olduğuna ilişkin bir belge verebilirsen gereğini yaparız' dedim. Sonra Tuzcu yanımdan ayrıldı. Daha sonra Tuzcu'nun Argun aleyhine birçok kişiye baskı yaptığını duydum. Nusret Argun bu süreçte girdiği her ihaleyi almaya devam edince Tuzcu'nun öfkesi bir kat daha artıyordu” diye ifade verdi.
1985 yılından itibaren Selçuk Üniversitesi'nde görev yaptığını söyleyen Okudan, “2003 yılında rektörlük görevini devraldım. 8 sene rektörlük görevini yürüttüm. Okyanus Şirketler Grubu sahibi Nusret Argun'u 1980'li yıllarının sonlarından beridir tanırım. Argun, üniversitenin ihalelerine giriyordu. Araştırmalarımıza göre herhangi bir engelinin bulunmadığını öğrendim. Zaten Argun, ben rektör olmadan önce 17 sene boyunca ihalelere katılıyordu” dedi. Tam tarihini hatırlamadığını ancak dönemin Konya Emniyet Müdürü olan ve şu anda firari olan Salih Tuzcu'nun kendisini ziyarete geldiğini söyleyen Okudan, “Tuzcu 'Bu pu…'a iş vermeyin üniversiteye sokmayın, ihale vermeyin' şeklinde söylemlerde bulundu. Ben de, 'Müdür Bey Nusret'e ihale vermeyi biz de istemiyorduk. Ancak yaptığımız araştırmalarda ihaleye girmesinde yasal bir engel yok. En ucuz fiyatı veriyor. Eğer bu şahsın ihalelere girmesinin yasal açıdan engel olduğuna ilişkin bir belge verebilirsen gereğini yaparız' dedim. Sonra Tuzcu yanımdan ayrıldı. Daha sonra Tuzcu'nun Argun aleyhine birçok kişiye baskı yaptığını duydum. Nusret Argun bu süreçte girdiği her ihaleyi almaya devam edince Tuzcu'nun öfkesi bir kat daha artıyordu” diye ifade verdi.
POLİSE ARABA HİBE ETMEDİ
Argun hakkında emniyet müdürü Tuzcu'ya “Müdür bey Nusret Argun benden önceki dönemlerde de ihalelere katılıyordu, bu zamana kadar neden müdahale etmedin?” diye sorduğunu ifade eden Okudan, “Kendisi bana 'Eski dönemler beni ilgilendirmez' dedi. Argun'a niçin kafayı taktığını söylemedi. 'Nusret Argun'a probleminiz nedir?' diye sorduğumda, Argun'dan Emniyet adına araba hibe etmesini istediğini, almadığı için de kızgın olduğunu söyledi” dedi.
Kanser cihazı yerine yol ihalesi versek
Üniversiteye kanser tedavisi için cihaz alımı ihalesini de kazanan Nusret Argun'un dönemin valisi tarafından da veto edildiğini öne süren Okudan, “Konya için çok yararlı bir cihazdı. Konya ve çevresine de yarar sağlayacaktı. Vali Bey bana, 'Hocam, Emniyet Müdürü bu cihazın Nusret Argun'dan alınmasını istemiyor, biz bu işten vazgeçsek onun yerine yol gibi şeyler yapsak olmaz mı?' dedi. Ben de cihazın Konya ve çevre illerdeki kanser hastaları için hayati önem taşıdığını söyledim. Benim ille de Nusret Argun'dan alınmasını istediğim yoktu. En uygun ucuz fiyatı o veriyordu” dedi.
Polis evinde konakladılar
İl Özel İdaresi Meclis Başkanı S.A'nın kendisine “Hocam 1-2 ay içerisinde tekrar ihaleye çıkıp bu cihazı alacağız ancak bu sefer alırsak sıkıntı doğacak” dediğini söyleyen Süleyman Okudan, “Daha sonra ihale iptal edildi. Kanser cihazı yerine alınan cihaz hem daha düşük model hem de daha pahalı idi. Zarar gören devlet oldu. İhale ile ilgili rapor tutan görevliler baskı altında veya yanlı rapor tutmuşlardır. Çünkü o dönemde inceleme yapan görevliler Konya'daki polis evinde konaklatıldı” ifadelerini kullandı.
Argun hakkında emniyet müdürü Tuzcu'ya “Müdür bey Nusret Argun benden önceki dönemlerde de ihalelere katılıyordu, bu zamana kadar neden müdahale etmedin?” diye sorduğunu ifade eden Okudan, “Kendisi bana 'Eski dönemler beni ilgilendirmez' dedi. Argun'a niçin kafayı taktığını söylemedi. 'Nusret Argun'a probleminiz nedir?' diye sorduğumda, Argun'dan Emniyet adına araba hibe etmesini istediğini, almadığı için de kızgın olduğunu söyledi” dedi.
Kanser cihazı yerine yol ihalesi versek
Üniversiteye kanser tedavisi için cihaz alımı ihalesini de kazanan Nusret Argun'un dönemin valisi tarafından da veto edildiğini öne süren Okudan, “Konya için çok yararlı bir cihazdı. Konya ve çevresine de yarar sağlayacaktı. Vali Bey bana, 'Hocam, Emniyet Müdürü bu cihazın Nusret Argun'dan alınmasını istemiyor, biz bu işten vazgeçsek onun yerine yol gibi şeyler yapsak olmaz mı?' dedi. Ben de cihazın Konya ve çevre illerdeki kanser hastaları için hayati önem taşıdığını söyledim. Benim ille de Nusret Argun'dan alınmasını istediğim yoktu. En uygun ucuz fiyatı o veriyordu” dedi.
Polis evinde konakladılar
İl Özel İdaresi Meclis Başkanı S.A'nın kendisine “Hocam 1-2 ay içerisinde tekrar ihaleye çıkıp bu cihazı alacağız ancak bu sefer alırsak sıkıntı doğacak” dediğini söyleyen Süleyman Okudan, “Daha sonra ihale iptal edildi. Kanser cihazı yerine alınan cihaz hem daha düşük model hem de daha pahalı idi. Zarar gören devlet oldu. İhale ile ilgili rapor tutan görevliler baskı altında veya yanlı rapor tutmuşlardır. Çünkü o dönemde inceleme yapan görevliler Konya'daki polis evinde konaklatıldı” ifadelerini kullandı.
(Mustafa Sait Özkan-Yeni Şafak)