Süleyman Özışık, kilit parti Saadet'i yazdı
Türkiye yazarı Süleyman Özışık, "Kilit Parti" başıklı yazısında Saadet Partisi'ni yazdı
İşte Özışık'ın yazısı:
"Bakmayın siz Saadet'in yüzde 0,7 oy aldıklarına. AK Parti içinde yüzde 8'lik bir etki gücüne sahipler..."
Her şey Gezici Araştırma Şirket'inin Başkanı Murat Gezici'nin yaptığı bu açıklamayla başladı.
Hakkını teslim edelim.
Temel Karamollaoğlu bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Hele bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile randevulaşınca bir anda üst perdeden konuşmaya başladı.
Yüzde 10'a tekabül edecek milletvekili istemeler, kabul edilemeyecek istekleri dayatmalar falan aldı başını gitti.
Kronik Erdoğan hastalığına yakalanmış bazı yazarçizer takımı kendisini parlatacak yayınlar yapmakta geç kalmadı. Nasıl olduysa 0,7 oy alan partiye "seçimlerin kilit partisi" muamelesi çekilmeye başlandı.
E, CHP bu fırsatı kaçırır mı?
"Saadet önemli bir parti olmasa Cumhurbaşkanı bunlarla görüşmezdi herhâlde" düşüncesiyle hareketlenen Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları Temel Karamollaoğlu'nun kapısını aşındırmaya başladı.
Aslına meselenin özü ne biliyor musunuz?
Saadet Partisinin CHP ve HDP ile yaptığı ittifak görüşmeleri tırı vırıdan ibaret... Temel Karamollaoğlu bu görüşmeleri daha iyi bir fırsata çevirmeye çalışıyor.
CHP ve HDP yöneticileriyle yapılan görüşmelerle AK Parti'ye mesaj veriliyor. "Bize 30-40 milletvekili verdiniz verdiniz, yoksa biz bunlarla ittifak yaparız" demekten başka anlamı yok bu görüşmelerin...
Medyanın pışpışlamaları bunların üzerinde bayağı etkili olmuş anlaşılan. Adamlar seçimin kilit partisi olduğuna gerçekten inanmaya başlamış!
Anlayamıyorum...
Hakikaten anlayamıyorum.
Son seçimde yüzde 0,7 oy alan, son anketlerde ise oy ortalamaları yüzde 4 ya da 5 civarında görünen bir partiden bahsediyoruz. Hepi topu 250 bin civarı oy ya var ya yok.
O oylar da parti teşkilatlarında görev yapanlarla onların birkaç yakınının oyları.
Kaldı ki...
Parti teşkilatlarında görev yapanlar, "CHP ve HDP ile ittifak kurulursa kendi partime oy vermem, Erbakan'ın kemiklerini sızlatmam" diyor. Bunların sayısı öyle az buz değil, on binleri buluyor.
Bu partililer, belki AK Parti ile ittifak kurulur umuduyla bekliyor. CHP ve HDP ile ittifak kurulması durumunda istifa edeceğini söylüyor.
Saadet Partisinin içinde yer alan teşkilat mensupları, PKK ve YPG'lilere destek veren HDP'lilerle aynı yolda yürümez!
Her şey Gezici Araştırma Şirket'inin Başkanı Murat Gezici'nin yaptığı bu açıklamayla başladı.
Hakkını teslim edelim.
Temel Karamollaoğlu bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Hele bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile randevulaşınca bir anda üst perdeden konuşmaya başladı.
Yüzde 10'a tekabül edecek milletvekili istemeler, kabul edilemeyecek istekleri dayatmalar falan aldı başını gitti.
Kronik Erdoğan hastalığına yakalanmış bazı yazarçizer takımı kendisini parlatacak yayınlar yapmakta geç kalmadı. Nasıl olduysa 0,7 oy alan partiye "seçimlerin kilit partisi" muamelesi çekilmeye başlandı.
E, CHP bu fırsatı kaçırır mı?
"Saadet önemli bir parti olmasa Cumhurbaşkanı bunlarla görüşmezdi herhâlde" düşüncesiyle hareketlenen Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları Temel Karamollaoğlu'nun kapısını aşındırmaya başladı.
Aslına meselenin özü ne biliyor musunuz?
Saadet Partisinin CHP ve HDP ile yaptığı ittifak görüşmeleri tırı vırıdan ibaret... Temel Karamollaoğlu bu görüşmeleri daha iyi bir fırsata çevirmeye çalışıyor.
CHP ve HDP yöneticileriyle yapılan görüşmelerle AK Parti'ye mesaj veriliyor. "Bize 30-40 milletvekili verdiniz verdiniz, yoksa biz bunlarla ittifak yaparız" demekten başka anlamı yok bu görüşmelerin...
Medyanın pışpışlamaları bunların üzerinde bayağı etkili olmuş anlaşılan. Adamlar seçimin kilit partisi olduğuna gerçekten inanmaya başlamış!
Anlayamıyorum...
Hakikaten anlayamıyorum.
Son seçimde yüzde 0,7 oy alan, son anketlerde ise oy ortalamaları yüzde 4 ya da 5 civarında görünen bir partiden bahsediyoruz. Hepi topu 250 bin civarı oy ya var ya yok.
O oylar da parti teşkilatlarında görev yapanlarla onların birkaç yakınının oyları.
Kaldı ki...
Parti teşkilatlarında görev yapanlar, "CHP ve HDP ile ittifak kurulursa kendi partime oy vermem, Erbakan'ın kemiklerini sızlatmam" diyor. Bunların sayısı öyle az buz değil, on binleri buluyor.
Bu partililer, belki AK Parti ile ittifak kurulur umuduyla bekliyor. CHP ve HDP ile ittifak kurulması durumunda istifa edeceğini söylüyor.
Saadet Partisinin içinde yer alan teşkilat mensupları, PKK ve YPG'lilere destek veren HDP'lilerle aynı yolda yürümez!
Benim bir anket araştırma şirketim falan yok.
Ama şunu iddiayla söylüyorum. Saadet Partisi, CHP ve HDP ile ittifak kurarsa, alacağı oy oranı yüzde 0,3'ün üstüne çıkmaz. Yahu bu durumdaki bir partinin her tarafı “kilit” olsa kaç yazar kardeşim?
Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan Temel Karamollaoğlu ile görüşmeseydi, kimse Saadet Partisini önemsemezdi bunu anlayın artık!
Ama şunu iddiayla söylüyorum. Saadet Partisi, CHP ve HDP ile ittifak kurarsa, alacağı oy oranı yüzde 0,3'ün üstüne çıkmaz. Yahu bu durumdaki bir partinin her tarafı “kilit” olsa kaç yazar kardeşim?
Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan Temel Karamollaoğlu ile görüşmeseydi, kimse Saadet Partisini önemsemezdi bunu anlayın artık!
Bir siyaset tasarımcısı olan Erdoğan 2019 seçimleri öncesinde en önemli hamlesini MHP ve Büyük Birlik Partisi ile anlaşarak yaptı. İkinci büyük hamlesini ise Temel Karamollaoğlu ile yaptığı görüşmeyle gerçekleştirdi.
“Ya bizimle ya da CHP ve HDP ile yürürsünüz” diyerek Saadet Partisi’ni köşeye sıkıştırdı.
Her iki ihtimalde de Saadet Partisi seçmeninin kendisine, yani AK Parti’ye oy vereceğini bilerek yaptı bu hamleyi. Dün parti grup toplantısında yaptığı açıklamayla öldürücü darbeyi indirdi.
"Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz partiler kendisine başka yol arkadaşı seçiyorsa onlara güle güle demekten başka bir şey elimizden gelmez" diye kestirip attı.
Bundan sonra önümüzde iki ihtimal var.
Saadet Partisi ya AK Parti ile ittifak yaparak yoluna devam edecek. Ya da elinde olan yüzde 4-5’lik oyu da kaybedip bir tabela partisine dönecek.
Bu arada, değinmeden geçemeyeceğim.
Bir hafta önce “CHP kapalı kapılar ardında HDP ve İYİ Parti ile görüşüyor” diye yazmıştım.
“Kadın kontenjanından CHP’ye kapağı atan” eski Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu bu tür görüşmeler yapmadıklarını söylemiş ve sosyal medyada bana hakaretler yağdırmıştı.
Önceki gün önüme bir fotoğraf düştü. Önde, CHP’li Özgür Özel ile HDP’li Ayhan Bilgen... Hemen arkalarında ise Mehmet Bekaroğlu... Ahmet Kekeç bu adama boşuna “Kalıpsız Mehmet” demiyormuş.
Hakikaten kalıpsızın önde gideniymiş!
“Ya bizimle ya da CHP ve HDP ile yürürsünüz” diyerek Saadet Partisi’ni köşeye sıkıştırdı.
Her iki ihtimalde de Saadet Partisi seçmeninin kendisine, yani AK Parti’ye oy vereceğini bilerek yaptı bu hamleyi. Dün parti grup toplantısında yaptığı açıklamayla öldürücü darbeyi indirdi.
"Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz partiler kendisine başka yol arkadaşı seçiyorsa onlara güle güle demekten başka bir şey elimizden gelmez" diye kestirip attı.
Bundan sonra önümüzde iki ihtimal var.
Saadet Partisi ya AK Parti ile ittifak yaparak yoluna devam edecek. Ya da elinde olan yüzde 4-5’lik oyu da kaybedip bir tabela partisine dönecek.
Bu arada, değinmeden geçemeyeceğim.
Bir hafta önce “CHP kapalı kapılar ardında HDP ve İYİ Parti ile görüşüyor” diye yazmıştım.
“Kadın kontenjanından CHP’ye kapağı atan” eski Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu bu tür görüşmeler yapmadıklarını söylemiş ve sosyal medyada bana hakaretler yağdırmıştı.
Önceki gün önüme bir fotoğraf düştü. Önde, CHP’li Özgür Özel ile HDP’li Ayhan Bilgen... Hemen arkalarında ise Mehmet Bekaroğlu... Ahmet Kekeç bu adama boşuna “Kalıpsız Mehmet” demiyormuş.
Hakikaten kalıpsızın önde gideniymiş!
Süleyman Özışık-Türkiye