Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesi
MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan:- "Bu olayda Suudi Devleti'nin hasım ve taraf olduğu için özellikle cinayete katılanları adil yargılamayacağı kanaatindeyiz. Bu konuda kuşkumuz var. Kaşıkçı'yı öldüren katiller mutlaka Türkiye'de yargılanmalıdır"
İSTANBUL (AA) - MAZLUMDER Genel Başkanı Ramazan Beyhan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin, "Bu olayda Suudi Devleti'nin hasım ve taraf olduğu için özellikle cinayete katılanları adil yargılamayacağı kanaatindeyiz. Bu konuda kuşkumuz var. Kaşıkçı'yı öldüren katiller mutlaka Türkiye'de yargılanmalıdır." dedi.
Aralarında MAZLUMDER, İnsan ve Medeniyet Hareketi'nin de bulunduğu uluslararası alanda faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri tarafından, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesine ilişkin basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda, İnsan ve Medeniyet Hareketi adına konuşan Hayati Şamiloğlu, cinayetin Türkiye'de gerçekleşmesinin Türkiye Devleti'ne ve halkına büyük bir sorumluluk yüklediğini belirterek, "Bu olayın tüm sorumluluları ortaya çıkana ve cezalandırılana kadar hem Türkiye Devleti hem de uluslararası kuruluşların nezdinde bu olayın takipçisi olacağız. Adalet ve insan hakları söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan tüm dünya devletleri ve kuruluşlarını bu göreve davet ediyoruz." diye konuştu.
MAZLUMDER Genel Başkanı Beyhan da olayın başından beri duyarlı davrandıklarını dile getirerek, "Bu olayda Suudi Devleti'nin hasım ve taraf olduğu için özellikle cinayete katılanları adil yargılamayacağı kanaatindeyiz. Bu konuda kuşkumuz var. Kaşıkçı'yı öldüren katiller mutlaka Türkiye'de yargılanmalıdır. Türkiye'nin yürüttüğü soruşturmanın güvenilirliği herkes tarafından kabul görmüştür. Yargılamanın suç mahallinde olması en doğrusudur." ifadelerini kullandı.
Adalet ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Mahmut Cabir Fergani de "Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi normal bir öldürme değil. Bunu hiçbir insan kabullenemez. Bunu hiçbir din, kanun, örf kabullenemez. Bunu yapan böyle bir devlet maalesef ki kendisine İslam şeriatını anayasa olarak belirlemiş. Bunu üzülerek ifade ediyorum." dedi.
- "Bu cinayet bir devlet suçudur"
Konuşmaların ardından, uluslararası alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarınca imzalanan "İnsanlık Adına Cinayetleri Durdurun" başlıklı basın bildirisi okundu.
Bildiride, şunlar kaydedildi:
"Bu cinayet bir devlet suçudur. Nitekim açıkça ortaya çıktı ki bu cinayet bizzat resmi olarak Suudi Arabistan yönetimine bağlı bir grup tarafından işlenmiş olup konsolosun huzurunda ve bizzat konsolosluk binasında gerçekleşmiştir. Bu durum Suudi Arabistan yönetiminin bu cinayette bir parmağı olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Bu nedenle bu cinayet ile ilgili gerekli soruşturmanın adil bir çerçevede gerçekleşmesini ve katillerin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi metinlerine ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesine uygun bir şekilde cezalandırılmasını zaruri kılmaktadır. Suudi Veliaht Muhammet bin Selman yönetimine muhalif yazıları ile tanınan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi Suudi Arabistan yönetiminin bizzat veyahut dolaylı yoldan katlederek, yahut Yemen'de, Mısır'da ve Suriye'deki yönetimlere maddi ve manevi desteği ile işlemiş olduğu diğer suçlara ışık tutmamızı da gerekli kılıyor."
Bildiride, Suudi makamlarının Türk yargı makamları ile iş birliğine gitmesi, olayla ilgili gereken kovuşturmanın yapılması, yargılanan 18 kişinin Türk yargısına iade edilmesi istendi.
Ayrıca, Türk makamlarıyla iş birliği konusunda Suudi Arabistan uzlaşmazlığının devam etmesi halinde, uluslararası boyutta bir soruşturma başlatılması, soruşturmanın tamamlanmasına kadar, Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınması talep edilen bildiride, soruşturma tamamlanana kadar, Batılı ülkelerin Suudi Arabistan'a silah satışını durdurması çağrısında bulunuldu.
Kaynak: