Taksit düzenlemesine "sektörel seçicilik" önerisi
Birkaç yıl önce cari açığa olumsuz etkisi nedeniyle uygulamaya alınan taksit sınırlandırmasına yönelik çalışma tekrar gündeme gelirken düzenlemenin süre ve kapsamının cari açık için kritik nitelikte olduğu belirtiliyor- Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyes
İSTANBUL (AA) - BELGİN YAKIŞAN MUTLU - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) tüketici kredileri ile kredi kartlarında taksit sayısının artırılmasına yönelik çalışmasının yeniden gündeme gelmesiyle uzmanlar, cari açığı olumsuz etkilememesi için düzenlemenin süresi ve kapsamının önemli olduğunu, sektör bazında seçici davranılması gerektiğini belirtti.
BDDK'nın vatandaşların ödeme şartlarını rahatlatmak için tüketici kredileri ile kredi kartlarında taksit sayısının artırılmasına ilişkin çalışma yaptığını açıklaması, birçok sektörde memnuniyetle karşılanırken, çalışmanın cari açığa etkisi de tartışılmaya başlandı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin, taksit düzenlemesine yönelik değerlendirmesinde, cari açık noktasında kontrollü şekilde çalışma yapıldığını ve bunun ekonominin genel gidişatını bozacak bir etkisi olmayacağını belirtmesi, düzenlemenin cari açığı minimum etkileyecek şekilde yapılacağı beklentilerini artırdı.
Uzmanlar, özellikle ithalat yoğun sektörler için çalışmanın kapsamının önemli olduğunu vurgularken, cari açık boyutu dikkate alındığında, taksit sınırlaması uygulamasının kaldırılmasının kısa vadeli bir politika olması gerektiğini savunuyor. Uzmanlar, uzun vadede ise söz konusu düzenlemede "sektörel seçicilik" yapılması önerisinde bulunuyor.
- "Sektör bazında seçici olmak daha doğru"
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, taksit düzenlemesinin kısa dönemde Türkiye ekonomisinin canlandırılmasına yönelik politikaların bir parçası şeklinde düşünülebileceğini, bu anlamda iç talebin hareketlendirilmesinin doğru bir seçenek olduğunu söyledi.
Aslanoğlu, bu önlemin ekonomiyi bir miktar hızlandırmak adına kısa vadede kullanılabileceğini, mobilya ve tekstil gibi katma değeri yüksek sektörlerde ise sonradan da devam ettirilebileceğini bildirdi.
Cep telefonu gibi ithal ürünlerde sınırlamanın devam etmesinin ya da diğer sektörlere göre daha az taksit imkanı sağlanmasının daha doğru olacağını vurgulayan Aslanoğlu, şunları kaydetti:
"İthal ürünlerde taksit sayısının artırılması, orta vadede cari açık için olumsuz etkide bulunabilir. Bu nedenle burada biraz sektör bazında seçici olmak, içeride katma değeri yüksek ve ithal girdi oranı düşük sektörleri öncelikli düşünmek daha doğru. Türk halkı iç talebin büyümesinde önemli bir lokomotif görevi görür. Bu anlamda iç talebi öncelikli düşünmek, tüketimi artırmaya çalışmak yanlış değil. Ama bunu orta ve uzun vadede daha iyi düzenlemek gerek. Taksit sınırlandırmasının kaldırılması kısa vadeli bir politika olmalı ve sektörel seçicilik yapılmalı."
Ekonominin şu anda bir lokomotife ihtiyaç duyduğunu, bu açıdan taksit düzenlemesinin talebin artırılması için önemli olduğunu dile getiren Aslanoğlu, "2009 yılında geçici bir süreyle otomotiv sektöründe ÖTV indirimleri yapılmıştı. Bu indirimler, sektöre bir ivme verdikten sonra kaldırıldı. Bu uygulamayı da bu şekilde düşünmek gerekiyor." dedi.
Aslanoğlu, taksit sayısının, ekonomi belli bir ivmeye ulaştıktan sonra yeniden kademeli olarak indirilmesinin seçenekler arasında bulunması gerektiğini, bunun Türkiye'nin cari dengesi açısından önemli olduğunu söyledi.
- "Taksit düzenlemesinde kapsam çok önemli"
İş Yatırım Araştırma Bölüm Yönetmeni Muammer Kömürcüoğlu da taksit düzenlemesinde kapsamın çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Taksit sınırlandırmasının kaldırılmasının neleri kapsayıp neleri kapsamayacağı bütün hikayeyi belirleyecektir. Şimdilik net bir şey söylemek zor. Ancak ithal ürünlere yönelik taksit uygulamaları yapılırsa o zaman cari açık üzerindeki etkisi daha büyük olacaktır. Biz bu durumu cari açık tahminimiz üzerinde risk unsuru olarak gördüğümüzü belirttik. Uygulamanın kapsamı görüldükten sonra cari açığa net etkisini rakam olarak söyleyebileceğiz. Neticede tüketimi artırdığınız her durumda tüketimin bir kısmının ithalata gitmesinden dolayı cari açığı etkileyecek bir durum ortaya çıkacaktır."
Kömürcüoğlu, hükümet yetkililerinin, taksit düzenlemesi konusundaki çalışmalarının cari açığa etkisinin minimum olacak şekilde yapılacağını belirttiğini anımsatırken, tamamen sınırsız bir genişletmenin olmayacağını düşündüğünü ifade etti.
- "Şu anda cari açık ve enflasyonun ikinci planda"
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal ise taksit sınırlaması uygulamasının kaldırılmasının cari açık üzerinde sınırlı bir etkisi olacağını düşündüğünü dile getirerek, konuşulanların taksitlerin 9 ayla sınırlı kalacağı yönünde olduğunu, şu anda cari açık ve enflasyonun ikinci planda bulunduğunu, hükümetin tamamen üretim ve tüketimin koordineli bir şekilde canlandırılması için çalıştığını söyledi.
Atılal, bu kapsamda taksit sayısının artırılmasının gündeme getirildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Hem tüketici elektroniğine hem de BDDK tarafından atılması beklenen adımlara baktığınızda, kredi kartlarında asgari ödemenin yüzde 10'unun aşağı çekilmesi, taksitlerin uzatılması, yeniden ağırlıklandırmaların yapılması gibi tüm adımlar bankalar tarafında kredi mekanizmasını rahatlatır. Tüketici tarafında da nakit sıkışıklığını giderip, harcama yönünde ekonomik büyümeye destek atılmış olur. Zaten dünyada faizler düzenli olarak aşağı gelmeye devam ederken, bizim de sıkılaştırma tedbirlerimizi yavaşlatmamız şu kompozisyonda son derece olumlu olur."
- BDDK'nın taksit sınırlamasına ilişkin yönetmelikleri
Hükümetin tasarrufları artırıp cari açığı kısmak için aldığı önlemler doğrultusunda BDDK, Aralık 2013'te Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik'te değişikliğe gitmiş, kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresinin 9 ayı geçemeyeceğini duyurmuştu. Söz konusu değişiklikle kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyon ve kuyumla ilgili harcamalar, yemek, gıda ve akaryakıt alımlarında da taksit uygulaması kaldırılmıştı.
Söz konusu gelişmeden 5 ay sonra BDDK, yönetmelikte yine değişikliğe giderek hediye kart, hediye çeki ve benzeri şekillerde herhangi somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürünlerin alımlarında da taksit uygulanamayacağını açıklamıştı.
BDDK, Ekim 2014'te yaptığı duyuruyla kuyum harcamalarında taksitlendirme süresinin 4 aya çıkarıldığını, Kasım 2015'te de beyaz eşya, mobilya, eğitim ve öğrenim ücretine ilişkin harcamalarda taksit sayısının 12 ay olarak uygulanacağını bildirmişti.
AA
Kaynak: