Tarihi höyükler

Tarihi höyükler

Konya ve çevresi tarihin en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Tarihin ilk çağlarından günümüze kadar ulaşan bu höyüklerin güncel durumunu ve Konya’da yaşanan tarih tahribatını okurlarımızın nazar-ı dikkatine sunuyoruz.

Altınekin : Höyüğün kuzey batısı kesilerek, Altınekin ilçe merkezine ulaşan asfalt bir yol yapılmış. Yamaçlarına stabilize yollar açılarak tüm çevresi tahrip edilmiş. Höyüğün eğiminden yararlanarak, kuzey eteğine bir çocuk parkı inşa edilmiş. Üzerine de evler kurularak höyüğü tahrip etme konusundaki çalışmalar şimdilik (!) tamamlanmış.


Alibey (Konya/Merkez): Yaklaşık 7000 yıllık bir Kalkolitik Çağ yerleşmesi olan bu höyüğün hemen eteklerinde Alibey Hüyüğü Kasabası’nın evleri başlıyor. Höyüğün üzerinde, artık kullanılmasa da “korunan” kasabanın eski su deposu bulunuyor. Höyüğün üzerinde yollar, elektrik direkleri gibi ­er türlü yerleşme öğesi mevcut. Höyükte hakim tahribat türü olan yapılaşmanın uygulanamadığı alanda, -yine bir tahribat biçimi olan- ağaçlandırma yapılarak sorun çözümlenmiş!


Çarıklar (Konya/Meram): Bir İlk Tunç Çağ yerleşmesi olan bu höyük ilk olarak Çarıklar Beldesi’ne giden yol tarafından kesilmiş. Ardından muhtemelen yolu genişletmek amacıyla höyükten toprak çekilmiş, birkaç yerine telefon direkleri dikilmiş, kısmen tarıma açılmış ve bununla da kalmamış, üzerinde defineciler tarafından açılan yaklaşık 17x15 m genişliğindeki iki çukur ile tahrip edilmiş.


Çobankaya (Konya/Ilgın): Kalkolitik Çağ’a ait bu höyük, kısmen Çobankaya Köyü’nün evleri altında kalmış. Höyüğün etekleri kesilerek toprak alınmış. Çekilen toprak, köy evlerinin yapımında kullanılmış.


Eksile/Çataören (Konya/Akören): Höyük, aynı adlı köyün altında. Üzerinde çeşitli yapı malzemelerinden inşa edilen evler höyüğün arkeolojik dokusunu yok etmiş. Tepesine açılmış oldukça derin bir çukura, bu evlerin foseptiği boşaltılıyor. Foseptik çukurunun yanısıra höyükte birçok defineci çukuru bulunuyor. Bu yoğun yapılaşma 1970’lerde başlamış. Çekilen toprak, evlerin inşasında ve yakınındaki köprünün yapımında kullanılmış. Yaklaşık 30 yıl içerisinde höyüğün 5000 yıllık kültür toprağı, köyün her yanına dağıtılmış.


Eldeş/Nodalar Höyük (Konya/Ilgın): Kalkolitik ve İlk Tunç Çağlarında yerleşim yeri olan höyük, bugün üzerinde ve eteklerinde yapılan tarım ile günbegün tahrip ediliyor. Üzerinde anız yakılmış olan höyükte çok miktarda define çukuru da bulunuyor.


Ertuğrul (Konya/Sarayönü): Höyüğün etekleri tarım arazilerini büyütmek için sürekli kesiliyor, ayrıca stabilize yol yapımı için höyükten büyük hacimlerde toprak çekilmiş. Kuzeybatı eteği ağaçlık alan olarak kullanılan höyüğün üzerinde 8 m derinliğinde bir define çukuru bulunuyor.


Evderesi (Konya/Karatay): İlk Tunç Çağı’na ait bu yerleşmenin güneybatı eteği kesilerek asfalt yol yapılmış ve yamacına bir ev inşa edilmiş ayrıca önce höyüğün güneydoğusundan toprak çekilmiş, ardından bu bölge moloz döküm alanı haline getirilmiş.


Hatip Höyük (Konya/Hatip): 9000 yıllık Neolitik Çağ yerleşmesi ve SİT alanı olan höyükteki tahribat yoğun bir biçimde devam ediyor. Batısına stabilize yol yapılmış, kuzeyinden toprak çekilmiş, doğu eteğine evler inşa edilmiş... Ayrıca höyüğün üzerinde iki tane define çukuru bulunuyor. Bunlardan biri 10 m derinliğinde.


Hatunsaray (Konya/Meram): İlk Tunç Çağı’na ait höyük bugün, demir parmaklıklı girişiyle, Orman Koruma Merkezi’nin altında "korunuyor". Höyüğün üzerine kaldırım taşları döşenmiş ve birçok yeri ağaçlandırılmış. Üzerine orman koruma görevlisine ait bir lojman binası inşa edilmiş. Tam tepesine ise, belediye tarafından, park yapma düşüncesiyle dikdörtgen planlı büyükçe bir havuz yapılmış, ancak daha sonra, tapusu Orman Bakanlığı’na ait arazide park yapımına izin verilmemiş.


İşgalaman Çingen Höyük (Konya/Karatay): İlk Tunç Çağı’na tarihlenen höyüğün etekleri kesilerek yapılaşmaya kurban edilmiş: Güneybatısında Tekel’in depo binası, doğusunda Fetih Sitesi, kuzeyinde cami ve ekili bir tarla, batısında başka bir site inşaatı ve Yazıcıoğlu Sokak. Üzerinden de toprak çekilmiş, çukurlar oluşturulmuş.


Karahöyük I (Konya/Merkez): Kazısı 1953 yılında başlayan ve 1966 yılına kadar süren bu arkeolojik yerleşme araştırmacılar tarafından İç Anadolu Bölgesi’ndeki en büyük höyüklerden biri olarak tanımlanmaktadır. Bugün, stabilize yol açmak için kesilmiş olan höyük, ayrıca bölgenin çöplük alanı olarak da kullanılmaktadır.


Karapınar I (Konya/Karapınar): Etrafı duvar ve tel örgülerle çevrili höyüğün kuzey kesimi Ali Tepe Dinlenme Parkı olarak kullanılıyor. Tüm yamaçlarında teraslama ve ağaçlandırma yapılmış. Ayrıca höyüğün üzerinde TV vericileri, baz istasyonları, elektrik trafoları bulunuyor.


Karasevinç (Konya/Akşehir): 7000 yıllık Kalkolitik Çağ höyüğünün tüm yüzeyi parsellenerek tarıma açılmış. Özellikle doğu yamacında tarımın yol açtığı yoğun tahribat, açık bir şekilde görülüyor.


Konya Höyük (Konya/Karatay): Höyük, Karatay ilçe merkezi içinde yer alıyor. Üzerinde ağaçlandırma için çukurlar açılmış ve bu çukurların birbiriyle bağlantısını sağlayan sulama kanalları yapılmış. Doğusundan toprak çekilmiş ve güneybatı yamacı otoparka dönüştürülmüş. Doğu eteğinden batısına doğru bir yay biçiminde uzanan yol da höyükte önemli ölçüde tahribata yol açmış.


Mahmuthisarı (Konya/Ilgın): En eski sakinlerinin Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı’nda yerleştiği höyük, bugün Mahmuthisarı Köyü’nün yerleşim alanının tam içindedir. Etekleri, höyüğü çevreleyen toprak yol tarafından kesilmiş, köy evleri höyüğün içerisine girmiş, güneydoğusu ise mezarlık alanı olarak kullanılmaktadır.


Nazir/Nadir (Konya/Akşehir): 7000 yıllık Kalkolitik Çağ höyüklerinden biri. Yerleşmenin tüm yüzeyinde, tarımın yol açtığı yoğun tahribat görülüyor. Ayrıca höyüğün yarısı tarım arazisine eklenmek üzere yok edilmiş.


Okçu I (Konya/Çumra): Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı’na tarihlenen höyüğün tüm etekleri kesilerek tarım alanına dönüştürülmüş. Kuzey yamacından toprak çekilmiş. Birçok yerinde, kaçak kazılarla açılmış defineci çukurları bulunuyor. Eteklerine yollar açılmış. Kuzeybatı eteği ise moloz boşaltma alanı olarak kullanılıyor. Tahribat konusunda bir çeşitlilik arz eden höyük, bizim saptayabildiğimiz tahribat türlerinin neredeyse tümünü bünyesinde barındırıyor.


 Osmancık Höyük (Konya/Kadınhanı): Tüm yüzeyinde tarım yapılıyor. Güneydoğusu tarımsal faaliyetlerle birlikte orijinal yüksekliğini önemli ölçüde kaybetmiş. Ayrıca yine güneydoğu eteği Kadınhanı’na ulaşan karayolu tarafından kesilmiş. Bir yamacı da mezarlık alanı olarak kullanılıyor.


Sırçalı/Çumra (Konya/Çumra): Oldukça yüksek ve geniş olan höyük farklı şekillerde değerlendirilmiş! Arkeolojik tahribatın tüm türlerinin görüldüğü höyüğün girişinde belediye şantiyesi bulunuyor. Höyüğün tepesine doğru bir stabilize yol yapılmış. Üzerinde geniş bir alanı kaplayan alanda belediyeye ait bir mesire yeri bulunuyor. Burada, çay bahçesi, otopark, çocuk parkı yer alıyor. Bir bölümü de ağaçlık alan olarak kullanılıyor. Türkiye’deki tahribatın biçimlerini ve yoğunluğunu göstermek için adeta bir ders malzemesi...


 Sızma Höyük (Konya/Selçuklu): İlk Tunç Çağı’ndan beri yerleşilen höyüğün üzerinde elektrik direkleri, TV vericileri ve baz istasyonları bulunuyor. Antik Çağ’da ana tanrıça kült merkezi olduğu bilinen yerleşmede 1920’lerde araştırmacılar tarafından kazılar yapılmış. Günümüzde ise, defineci çukurlarıyla dolu höyüğün etekleri kesilerek yerleşime açılmış.


 Tavşançalı (Konya/Cihanbeyli): Höyüğün kuzeyinden batısına doğru, yaklaşık 30 m’lik bir alandan toprak çekilmiş. Doğusunda da aynı durum söz konusu. Bununla birlikte üzerindeki reklam tabelalarıyla höyüğün bir kısmı “reklam amaçlı” kullanılıyor.


 Tombaktepe (Konya/Akşehir): 7000 yıllık Kalkolitik Çağ’a ait höyüğün tüm etekleri kesilmiş, üzeri düzleştirilmiş ve tarıma açılmış. Bir Konya klasiği daha...


Yörükmezarı (Konya/Akşehir): 9000 yıllık bir Neolitik Çağ höyüğü. Yoğun tarım tahribatına maruz kalmış ve kalmakta. Bu da yetmemiş, höyüğün tam ortasından toprak yol geçirilmiş.


Yunak Höyük (Konya/Kulu): İlk araştırmacılar tarafından çapının 210 m olduğu belirtilen höyüğün tüm eteklerinden yıllarca toprak alınmış ve alınmaya devam ediyor. Yoğun biçimde tahrip edilen höyük, artık orijinal formunu tümüyle kaybetmiş.