TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Köylü:
"(Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) Cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameyle ilgili Meclis kanun çıkarırsa kararname ortadan kalkar. Yani cumhurbaşkanı bu kadar başıboş değil, Meclisin ve kanunların sıkı denetimindedir. Cumhurbaşkanı hem idari hem cezai aç
KASTAMONU (AA) - TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili, "Cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameyle ilgili Meclis kanun çıkarırsa kararname ortadan kalkar. Yani cumhurbaşkanı bu kadar başıboş değil, Meclisin ve kanunların sıkı denetimindedir. Cumhurbaşkanı hem idari hem cezai açıdan denetim altındadır." dedi.
Köylü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bundan önceki iki anayasayı da darbecilerin yaptığını, hükümetin üstünde ayrı bir güç, ayrı bir kuvvet olarak da cumhurbaşkanının düşünüldüğünü söyledi.
"Nasılsa darbeci bir general ya da darbecilerin istediği bir kişi cumhurbaşkanı olur" düşüncesiyle cumhurbaşkanının yetkilerinin artırıldığını, hükümetin üzerinde bir baskı unsuru olarak konulduğunu anlatan Köylü, Türkiye'de cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında sürekli ihtilaflar yaşandığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanının 2007 yılında seçilememesi üzerine anayasa değişikliğine gittiklerini hatırlatan Köylü, şöyle devam etti:
"Artık cumhurbaşkanını halk seçiyor. Ondan sonra halkın gözünde cumhurbaşkanı başka bir yerde olmaya başladı. Darbecilerden gelen cumhurbaşkanları haricindeki Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Recep Tayyip Erdoğan 'Anayasanın bize verdiği yetkileri sonuna kadar kullanırız' dedi. Bunu kullandıkları zaman da alttaki hükümetle aralarında anlaşmazlıklar çıktı. Hatta Sezer ve Ecevit arasında kriz çıktı. Dolayısıyla bunun önüne geçilmesi gerekiyordu. Türkiye'de 93 yılda 65 hükümet kurulmuş. Ortalama 1,5 yılda bir hükümet değişmiş. İstikrar çoğu zaman kaybedilmiştir. Türkiye kalkınmayı güçlü iktidarların olduğu zamanlarda yapmıştır. Bu iki ana sebepten dolayı bu sisteme geçilmesi düşünülmüştür."
- "Cumhurbaşkanı Meclis'in ve kanunların sıkı denetimindedir"
Köylü, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde cumhurbaşkanının sınırsız yetkilere sahip olmadığını vurgulayarak, "Cumhurbaşkanı diktatör olacak, astığı astık, kestiği kestik olacak' gibi şeyler söyleniyor. 'Meclis'in hükmü kalmayacak' gibi eleştiriler var. Cumhurbaşkanının şu anki hükümet gibi kararlar alma, kararname çıkarma yetkisi var. Peki hangi hallerde yok? Anayasada eğer 'Bu husus kanunla düzenlenir' diye bir madde varsa bu konuda cumhurbaşkanı kararname çıkaramaz. Anayasanın 82 yerinde 'Bu konu kanunla düzenlenir' diye hüküm vardır. Onlarla ilgili cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi yoktur. Kanunla belirlenmiş bir konuda siyasal hak ve ödevler konusunda kararname çıkartamaz." ifadelerini kullandı.
Kararnamelerle ilgili Meclisin kanun çıkartabileceğinin altını çizen Köylü, "Cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameyle ilgili Meclis kanun çıkarırsa kararname ortadan kalkar. Yani cumhurbaşkanı bu kadar başıboş değil Meclisin ve kanunların sıkı denetimindedir. Cumhurbaşkanı hem idari hem cezai açıdan denetim altındadır." diye konuştu.
Hakkı Köylü, Meclisin feshedilmesi diye bir şeyin söz konusu olmadığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Anayasanın öngördüğü fesih değil, seçimlerin yenilenmesidir. Cumhurbaşkanı Meclis krize girdiğinde, çalışamaz hale geldiğinde seçime karar verebilir. Bu takdirde kendi seçimi de yenilenir. Yeni seçim yapılıncaya kadar görevlerine devam edeceklerdir. Cumhurbaşkanı süresi dolmadan 'Ben tekrar seçileceğim, yeniden seçilme hakkım var' diyerek seçime gidecek diyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil. Eğer TBMM cumhurbaşkanının ikinci döneminde seçimlerin yenilenmesine karar verirse bu takdirde cumhurbaşkanının yeniden seçilme hakkı doğar ama bu kararı cumhurbaşkanı alırsa üçüncü hakkı olmaz. Bu kadar açık. Ben 40 yıldır hukukçuyum, bundan nasıl böyle bir anlam çıkartıyorlar, anlamıyorum."
- Milletvekili sayısının 600'e çıkartılması
Milletvekili sayısının 600'e çıkarılacak olmasının da eleştirildiğini belirten Köylü, "50 kişiye daha maaş verilecek' diye düşünülüyor. Bu, temsili artırmak için yapılan bir şey. Nüfusu bize yakın ülkelerle ilgili örnekler verirsek, İngiltere'de bin 472, İtalya 945, Fransa 925, Almanya 699. Bizimki bunlardan daha az olacak. Esasında 1995'te 450 iken 550'ye çıkmıştı. Nüfus 40 milyondan 60 milyona çıkmıştı çünkü. Şimdi de 60 milyondan 80 milyona çıktı." değerlendirmesinde bulundu.
AA
Kaynak: