TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop:

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop:

"Bizim bugüne kadar yapmış olduğumuz değişiklikler, hep anayasanın sözüyle ilgili değişikliklerdi, ruhuyla ilgili değil. İlk defa belki bu değişiklikle anayasanın o vesayetçi ruhuna dokunmuş oluyoruz"- "CHP maddelerin, bizim teklifimizin içeriğini saptıra

BURSA (AA) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, "Bizim bugüne kadar yapmış olduğumuz değişiklikler, hep anayasanın sözüyle ilgili değişikliklerdi, ruhuyla ilgili değil. İlk defa belki bu değişiklikle anayasanın o vesayetçi ruhuna dokunmuş oluyoruz." dedi.

Şentop, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde, AK Parti Bursa İl Başkanlığınca düzenlenen "Anayasa Değişikliği ve Referandum" konulu konferansta, Türkiye'nin geleceğini ve istikrarını teminat altına alacak bir sistem değişikliği önerdiklerini söyledi.

Milletten alınan destekle ve enerjiyle çalışmaya devam ettiklerini belirten Şentop, "CHP gibi Türkiye'yi yaklaşık çeyrek asır geriden takip eden bir siyasi partinin bunları anlayabilmesi ve bunları onlara anlatabilmemiz, mümkün değil. Sorularından eleştirilerine kadar hem dünyanın bugünkü durumunu, etrafımızda gerçekleşen hadiselerin, Ortadoğu'nun, komşularımızın ve Türkiye'nin durumunu anlamakta acziyet içindeler." diye konuştu.

- "Anayasanın ilk 3-4 maddesiyle ilgili değişiklik teklifimiz yok"

İyi niyetle sorulmayan soruları da iyi niyetli farz ederek cevapladıklarını dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

"CHP maddelerin, bizim teklifimizin içeriğini saptırarak olmayan bazı düzenlemeleri varmış, var olan bazı düzenlemeleri de yokmuş gibi göstererek ve önerdiğimiz kuralların, kurumların belli yönlerini aktarıp belli yönlerini gizleyerek teklifin içeriğini çarpıtmaya çalışıyor. Bütün bu değerlendirmeler, CHP'nin itirazları, Türkiye'de 50 yıldır devam eden bir hükümet sistemi tartışmasının varlığını örtmeye ve izlemeye yetmiyor. Bugün CHP'nin bir algı operasyonuyla aslında bütün itirazlarının da ilki olarak koyduğu bir rejim değişikliği meselesi var. Aslında ne kastettiklerini de tam söylemiyorlar. Rejim değişikliği, aslında anayasanın 1, 2 ve 3. maddelerinde yapılacak değişikliklerle mümkündür. Halbuki bizim anayasanın ilk 3-4 maddesiyle ilgili bir değişiklik teklifimiz yok."

Şentop, 2012'de anayasanın 2. ve 3. maddesini değiştirme teklifinde bulunduğunu ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

"Siz eğer 'Anayasanın ilk 3 maddesine dokunuluyor, yok dokunulmuyor ama dolaylı yoldan dokunuluyor aslında' diye bir itiraz yöneltiyorsanız önce sizin bu konudaki samimiyetinizin sorgulanması lazım. CHP, 2012'de anayasanın 2 ve 3. maddesine dokunulmasını önermiştir. Bunun belgesi de var. Tabii 'Yok öyle bir şey' diyorlar ama biz bunu belgelendirme imkanına sahibiz. Milletin bazı hassasiyetlerini kurcalayarak bunlar üzerinden siyaset yapma anlayışının zamanı geçti."

- Sürücü adayı aracı benzetmesi

Aslında bütün partilerin anayasada hala düzeltilmesi gereken bazı noktalar ve hükümler olduğunu düşündüğüne dikkati çeken Şentop, "Bugüne kadar 18 değişiklik yapmışız ve 19'uncuyu yapıyoruz. Hala Türkiye'nin anayasayla ilgili sorununu çözebilmiş değiliz. Bu sorunun ve özellikle 19. değişikliğin sebebi olan husus, anayasanın zihniyeti ve ruhuyla ilgili bir problem. Bizim bugüne kadar yapmış olduğumuz değişiklikler, hep anayasanın sözüyle ilgili değişikliklerdi, ruhuyla ilgili değil. İlk defa belki bu değişiklikle anayasanın o vesayetçi ruhuna dokunmuş oluyoruz." dedi.

Şentop, seçilmiş iktidarın görev alanının milletin rutin ve günlük işlerini görmek olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

"Bunu bir örnekle anlatayım. Sürücü eğitimi verilen araçlar var. Bunlar, dışarıdan bakıldığında normal, trafikte seyreden araçlar gibi duruyor. Bazıların yazıyor, oradan anlıyorsunuz sürücü adayı aracı olduğunu. İçeriye baktığınızda da farklılık yok ama aslında dizaynında bir farklılık var. Sağ tarafta eğitmenin oturduğu yerde, önünde aracı kumanda edeceği mekanizmalar var. Aynen soldaki gibi gaz, fren, debriyaj, belki araca istikamet veren direksiyon benzeri bir şey. Sağ tarafta sürücü eğitmeni oturuyor. Soldaki aday sürücü, aracı kullanıyor. Sağdakinin kanaatine göre yanlış ya da hızlı gidiyorsa veya yoldan çıkmışsa sağdaki müdahale ediyor. Bu müdahaleler, bazen soldakinin fark etmeyeceği incelikte, bazen onun da fark edeceği boyutta olabilir. Bazen de sağdaki adam, bütünüyle soldakini devre dışı bırakarak aracın kumandasını eline alabilir. Türkiye'deki sistem, 61'den itibaren kurulan o seçilmiş-seçilmemiş iktidar sistemi, bu. Soldaki aday sürücü, siyasetçidir. Seçilmiş iktidar, millet onu getiriyor ve 'Bu arabayı sen kullan' diyor. Sağda da bir adam var, o seçilmemiş. Kendilerine göre seçilmiş iktidarın yanlış yaptığını düşünürse ona müdahale ediyor. Bazen de onu devre dışı bırakıyor, arabadan atıyor, 12 Eylül 1980'de olduğu gibi. Her zaman müdahale potansiyeli var. Bu sağdaki adam, vesayetçi."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı