TBMM Genel Kurulu
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin:- "Depremle alakalı herkese düşen; sorumlulukları yerine getirmek, gereken neyse de yapmaktır"- CHP Grup Başkanvekili Engin Altay:- "İnşallah bu, hepimize ders olur. Bu şiddetteki depremlerde can kaybımız son olsun"
TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Depremle alakalı herkese düşen; sorumlulukları yerine getirmek, gereken neyse de yapmaktır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Elazığ'daki depremden sonra milletin gösterdiği birlik ve beraberliğin takdire şayan olduğunu belirterek, "Bu birlik ve beraberlik, zor günlerdeki kenetlenmemiz, Türk milletinin ne kadar yüce gönüllü olduğunu göstermektedir." diye konuştu.
Türkkan, Marmara depreminin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen yaşanan acılardan ders çıkarılmadığının bir kez daha görüldüğünü söyleyerek, "Elazığ depremi, İstanbul'da beklenen büyük deprem öncesinde bir uyarı olmuştur. Depreme ne kadar hazırız? Depremin, ülkemiz için her an tehdit olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, deprem kuşağında yer alan Türkiye'de, depremle yaşamaya her an hazır olmak gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin deprem gerçeğini kabul etmekten, buna uygun plan yapmaktan başka çare bulunmadığını belirten Akçay, olası depremler için gerekli fizibilite ve diğer teknik çalışmanın ve idari koordinasyonun yapılması gerektiğini ifade etti.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, deprem sonrasında milletin birlik ve beraberlik içerisinde olduğunu söyledi. Bunun depremle ilgili tartışmaları engellemeyeceğini aktaran Oluç, "Ölümler esas itibarıyla depremden değil, önlemlerin alınmamasından kaynaklanmaktadır. Konu aynı zamanda siyasidir. Konunun enine boyuna tartışılması son derece önemlidir." diye konuştu.
HDP'li Oluç, Elazığ ve Malatya'nın "afet bölgesi" ilan edilmesine yönelik hazırladıkları kanun teklifini TBMM Başkanlığına sunduklarını da belirterek, parti gruplarından destek istedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye'nin üzerinde bulunduğu fay hatlarının göz önünde bulundurularak tedbir almanın zorunlu olduğunu söyledi.
1992'deki Erzincan depreminden bugüne kadar Türkiye'de 6,0 ve üstünde 18 deprem kaydedildiğini aktaran Altay, aradan geçen bunca sürede yürütmenin, yasamanın, devletin bu konuda, sadece depremin yaşandığı an ve sonrasında konuşmanın dışında bir şey yapmadığını savundu.
Altay, "Yasama organına düşen, yürütmenin bu konudaki kusurlarını, ihmallerini hatırlatmak; yürütme organının görevini, Meclisten aldığı bütçeyi, milletten topladığı vergileri, bu konuda bihakkın akla ve bilime dayalı olarak kullanmasını temin etmektir. İnşallah bu, hepimize ders olur. Bu şiddetteki depremlerde can kaybımız son olsun." ifadesini kullandı.
Hükümetin, siyasi partilerin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın depremden sonra güzel bir sınav verdiğini dile getiren Altay, "Herkes elinden geleni yaptı, itirazım yok. Ama ben, hükümetin bu sınavı, depremden önce Anayasa ve kanunlarca verilen görevleri yerine getirmesini beklerim." dedi.
Altay, hükümetin kentsel dönüşüm, güçlendirme, arama kurtarma noktasında çok ciddi tedbirler alması gerektiğini vurgulayarak, "Bu konuda, hükümetimizin Meclisimize gösterebileceği, şu tedbirleri aldık, şunları yaptık diyebileceği üç paragraflık metnin olduğunu da zannetmiyorum. Grubumuz, TBMM'ye, depremlerle ilgili samimi bir araştırma önergesi verecek. Derdimiz bağcı dövmek değil. TBMM'nin bu konuya el atması kaçınılmazdır." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, deprem sonrasında herkesin elinden gelenin en iyisini yapmak için gayret sarf ettiğini söyledi.
Zengin, son 20 yıl içerisinde yaşanılan pek çok depremin bulunduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
"Son 20 yıl içerisinde depremlerle alakalı yaklaşımımızda fevkalade değişiklikler oldu. Bunları elbette konuşalım. Dünyanın her yerinde, her şeye rağmen depremlerde maalesef insanlar hayatını kaybedebiliyor. Gittiğimiz yerde hayatını kaybeden ailelere onları teselli edebilecek bir şey söylememiz lazım. Bu da çok tabii olarak inancımız gereği bunun bir takdir olduğunu söylemektir. Bu, depremi normalleştirmek değildir. Depremle alakalı herkese düşen sorumlulukları yerine getirmek, gereken neyse de yapmaktır."
Kaynak: