"Terörle mücadele yaklaşımımızda seçici davranmamalıyız"
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı:- "Terörle mücadele yaklaşımımızda seçici davranmamalıyız. Terör, DEAŞ'tan ibaret değildir. Terörün, Türkiye'de PKK ve FETÖ boyutları da var. Birbirimize yardım etmeli ve güveni yeniden inş
BRÜKSEL (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "Terörle mücadele yaklaşımımızda seçici davranmamalıyız. Terör, DEAŞ'tan ibaret değildir. Terörün, Türkiye'de PKK ve FETÖ boyutları da var. Birbirimize yardım etmeli ve güveni yeniden inşa etmeliyiz." dedi.
Türkiye-AB Siyasi Direktörler toplantısı için Brüksel'de bulunan Kaymakcı, Avrupa Politika Merkezi (EPC) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) düzenlediği "Türkiye-AB ilişkilerinde güvensizlik çıkmazının nasıl aşılacağı" konulu programda konuştu.
Kaymakcı, "Sığınmacı krizi ile Türkiye'nin jeostratejik önemi, Türkiye'nin Avrupa'nın, NATO'nun ve aynı zamanda AB'nin sınırı olduğu anlaşıldı. Bu kriz aynı zamanda terörle beraber mücadele etmemiz gerektiğini de anımsattı." diye konuştu.
Terörle mücadele yaklaşımında seçici davranılmaması gerektiğini vurgulayan Kaymakcı, "Terör, DEAŞ'tan ibaret değildir. Terörün, Türkiye'de PKK ve FETÖ boyutları da var. Birbirimize yardım etmeli ve güveni yeniden inşa etmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Kaymakcı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'nin AB ülkelerinden ve liderlerinden hızla destek beklediğini, bazı liderlerin destek mesajı için geç kalmasının ilişkilerde bir travmaya neden olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 15 Temmuz'dan itibaren güvenlik politikalarına daha fazla odaklandığına dikkati çeken Kaymakcı, bu süreçte Türkiye'nin terör örgütleri DEAŞ, PKK ve FETÖ ile mücadeleye hız verdiğini söyledi.
-18 Mart mutabakatı
Türkiye ve AB arasında 2015 -2016 yıllarında üç zirve gerçekleştirildiğini ve 18 Mart mutabakatı yapıldığını anımsatan Kaymakcı, 18 Mart'ın göç alanında iş birliği, Türk vatandaşlarına vize serbestisi, geri kabul, katılım müzakerelerinin canlandırılması, Gümrük Birliği güncellenmesinin hızlandırılması, teröre karşı daha iyi mücadele ile yüksek seviye diyalog ve düzenli biçimde Türkiye-AB zirvelerinin yapılması boyutları olduğunu anlattı.
- Yunanistan yanlış mesaj veriyor
Kaymakcı, 18 Mart mutabakatı kapsamında 1'e 1 anlaşmasının çalışmaya devam ettiğini hatırlatarak, "Türkiye, Yunan adalarından gönderilenleri geri kabul ediyor ama sorun şu ki Yunanistan bu kişileri geri göndermiyor. Bizim hesaplamalarımıza göre 18 Mart mutabakatından beri yaklaşık 60 bin kişi Yunan adalarına gitti ama sadece bin 900'ü geri gönderildi. Eğer Yunanistan bu kişileri göndermek istemiyorsa bu onların bileceği durum ama bu durum yanlış mesaj veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "6 milyardan 2,1 milyar avro Suriyelilere harcandı ve ulaştı"
AB'nin Türkiye'deki Suriyelileri desteklemek için taahhüt ettiği 6 milyar avroluk mali kaynakla ilgili Kaymakcı, "AB bir ulus devlet gibi davranmıyor. Göçmen krizi bize 40 milyar dolara mal oldu. AB, 6 milyar avrodan bahsediyor. İlk 3 milyar avro 72 projeye ayrıldı. Paranın bir kısmı sağlandı. Ama bizim açımızdan bu para Suriyelilere ulaşmadı. 6 milyardan 2,1 milyar avro Suriyelilere harcandı ve ulaştı. AB, para vermiyor değil. AB Komisyonu ve Dış ilişkiler Servisi işini yapıyor ama burada sorun projelendirme, ihale, onay ve bürokrasiden kaynaklanıyor. AB sistemi beklediğimiz kadar hızlı değil. Bizim ihtiyacımız kriz durumunda özel mekanizma kurularak bu paranın hızla harcanması."
Kaymakcı, AB'nin gönüllü insani kabul mekanizmasını halen kuramadığını anımsatarak, Suriyelilere yasal biçimde AB ülkelerine geçiş imkanı verilmemesinin bu kişileri yasa dışı geçişe yöneltebileceğini söyledi.
Vize serbestisi sürecinde Türkiye'nin son 6 kriteri yerine getirmek üzere çalıştığını belirten Kaymakcı, ekim ayından itibaren bu konudaki çalışmaların hızlanacağını vurguladı.
- "Türkiye, Lüksemburg değil"
Kaymakcı, AB tarafının Türkiye'den terörle mücadele yasalarını radikal biçimde yumuşatmasını beklememesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye, Lüksemburg değil. Bizim bölgemizde çatışmalar ve 3 azılı terör örgütü var. Biraz anlayış ve esneklik gerekiyor." ifadesini kullandı.
- Gümrük Birliği güncellemesi
Gümrük Birliği güncellemesi hakkında AB Komisyonu'nun 2016 yılı sonunda AB Konseyi'nden görev yetkisi talep ettiğini ancak bunun verilmediğini anımsatan Kaymakcı, "Umarız Gümrük Birliği güncellemesi gecikmez." dedi.
Kaymakcı, Türkiye'nin AB'nin 5'inci büyük ticaret ortağı olduğunu belirterek, Gümrük Birliği güncellemesinin hizmetler, tarım, kamu alımları ve enerji gibi alanlarda büyük fayda sağlayacağını dile getirdi.
Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde tekrar güvenin inşa edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, AB üyelik perspektifinin Türkiye için önemli olduğunu ifade etti.
AB Komisyonu başkanlığını 1 Kasım'da devralacak Ursula von der Leyen'in açıkladığı yeni kabinesinde Macar Laszlo Trocsanyi'nin komşuluk politikası ve genişleme müzakerelerinden sorumlu olmasının beklendiğini anlatan Kaymakcı, yeni dönemde Türkiye'ye diğer aday ülkeler gibi adil ve dengeli davranılmasını umduğunu söyledi.
Kaynak: