Teşekkür şart!

Öncelikle yazılarımı okuduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum

Şükreder misiniz? Allah’a

Teşekkür eder misiniz? İnsanlara

Teşekkür edebiliyor musunuz herkese?

Dilimizde güzel bir söz var: “Acı bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”

Teşekkür sadece dille olmaz ama dille yapılan teşekkür teşekkürün en önemli yönüdür.

Tamam insan teşekkür beklemek için iyilik yapmaz ama iyilik yapılana da düşen kendisinden bir şey beklenmeksizin teşekkür etmesidir.

Buyurun çağlar öncesinden size eskimez bir öğreti Peygamberimizden:  “İnsanlara şükr (teşekküretmeyen Allah'a da şükretmez.” (Tirmizi Birr 35; Ebu Davud Edeb 11).

Bu hakikate göre Allah’a şükredebilmek için önce bize küçük büyük iyilik yapan herkese teşekkür etmeyi öğrenmemiz gerekiyor demektir.

Toplum olarak biraz teşekkür özürlüyüz gibi geliyor. Yapılan iyilikleri küçümsüyoruz ve küçük görüyoruz. İyiliğe böyle bakınca şükredemiyoruz.

İyiliği değersizleştiriyoruz bundan iyilik mi olur deyip yapılanı küçük görüyoruz bundan dolayı da teşekkür edemiyoruz.

Fransızlarda gördüğüm Müslümanca bir davranış var. Yaptığınız en küçük bir iyiliğe bile hemen “Merci beaucoup.” “Çok teşekkür ederim.”  Derler.

Allah bize hamdetmeyi, teşekkür etmeyi öğretiyor. Demek ki teşekkür öğrenilen ve öğretilen bir şeydir.

Bu konuda bir çabamız var mı?

Mesela Allah, her gün kendisine hamdetmeyi öğretiyor. Bunun için hamd ve teşekkür ifade eden cümle her namazın içine hatta başına yerleştirilmiştir.

Namaz kılan bir Müslüman günde 40 defa Allah’a teşekkür eder. Hamd ve teşekkür o kadar önemli ki bir de namazdan sonra tesbihatın içine her vakit 33 defa bir daha Allah’a hamd etmemiz gerekiyor. Öyleyse teşekkürü öğrenmek ve hatırda tutmak önemli ve bunun için çaba göstermek gerekiyor.

TEŞEKKÜR ŞART!

Peygamberimizden muhteşem bir hatırlatma daha: “Her durumda Allah’a hamdetmek gerekir.”

“Şükür, ele geçene teşekkürdür. Şükür nimet verilince yapılır, hamd her zaman yapılır. Nimet verilse de alınsa da. Zira alırken de verirken de kul Allah’ın gözetimindedir. Allah’ın gözetiminde olmak hamdi gerektirir.”

Akla şu soru gelebilir. “Tamam Allah verince şükredeceğiz anladık ama aldığında, başımıza bir musibet ve bela geldiğinde de mi hamdedeceğiz? Bu sorunun cevabı evettir. Çünkü:

  • Nimetin daha büyüğünü vermek için almış olabilir.
  • Bu musibet daha büyük bir belaya kalkan olabilir.
  • Dünyada alıp ahirette daha büyüğünü verebilir.

O zaman başımıza gelen hiçbir olayda Allah’a isyan etmeyeceğiz. “Allahım neydi günahım?” Demeyeceğiz.

Bir kardeşimizin başına bir musibet geldi trafik kazası oldu. Bir evladını kazada kaybetti ama bu annemiz Allah’a hamdediyordu. Çünkü kazada aynı arabada iki oğlu daha vardı.

Her halukarda Allah’a hamdolsun.

Her nimetim şükrü kendi cinsinden olmalıdır. Her durumda dille teşekkür etmek yetmez. Bazen o nimetten vermek teşekkürdür. Bazen zaman ayırmak teşekkürdür. Bazen gitmek, gelmek, okumak, kılmak, tutmak teşekkürdür.

Size çok büyük iyilikler yapan birisine sadece dilin ucuyla “teşekkür ederim” demek yeterli olmaz.

Organı verene teşekkürü unutuyoruz da organımız hastalanınca onu tedavi edeni yere göğe sığdıramıyoruz. Organlarımızı sapasağlam veren Allah’a her daim teşekküre devam etmeliyiz.

Rabbimiz bir hususu özellikle belirtiyor Kitabında: ”Bana ve anne babana şükret.” Anne babaya şükrü ve teşekkürü kendisine şükürle beraber zikrediyor.

Yazımızı Mustafa İslamoğlu’nun bir tespitiyle bitirelim:

1 vermeye 4 teşekkür gerekir:

  1. Veren beni verdiğin için teşekkür ederim Allahım
  2. Verdiğimi verdiğin için teşekkür ederim Allahım
  3. Verdiğim kişiyi verdiğin için teşekkür ederim Allahım
  4. Verme duygusunu verdiğin için teşekkür ederim Allahım

Muhabbetlerimle

AHMET ŞERİF İZGÖREN’DEN GÜZEL SÖZLER

-Derler ki konuşmaktan zevk alacağın biriyle evlen, çünkü yaşlılıkta konuşmak ve dinlemek en çok arayacağınız özellik olacaktır.

-Hem zekilerin hem de aptalların başarısızlıkları vardır, zekilerin farkı, ders almalarıdır.

- Bu ülkede 400.000 kahvehane, 15.000 meyhane ve 131 kütüphane olduğunu gördüm

- "Davranışlar görülebilir. Tutum, duygu ve düşünceler görülemez."

- Üniversitelerde, okullarda önce dersleri alırsınız, sonra sınav olursunuz. Gerçek hayatta tam tersidir; önce sınav olursunuz sonra ders alırsınız.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.