Şakir Tuncay Uyaroğlu
Teşekkürler ve sitemler-4
BABY ŞİŞ / BANVİT A.Ş.
Banvit ürünlerinden birinin adının “Baby Şiş” olduğunu öğrendiğim zaman dehşete düşmüştüm. “Baby Şiş” ne demekti? Bebek şiş; hâşâ huzurdan, evlerden ırak, kuşbaşı hâlinde şişe dizilmiş bebek... Yazarken dahi, insanın içi dışına çıkıyor, değil ki böyle bir şeyi düşünmek ve istemek... Olacak şey miydi bu?
Hemen, Banvit A.Ş. yetkililerine konuyla ilgili kaygılarımı dile getiren bir e-posta gönderdim. Cevap geleceğinden hiç de ümidim yoktu. Yirmi dakika sonra, e-posta kutumu öylesine bir yokladım. Baktım, Kırmızı-Beyaz’dan bir cevap gelmişti.
Üretim Kalite Müdiresi Çiğdem Kızılay imzasıyla gelen cevap mealen şöyleydi: Söz konusu ürün, hindi etinin fleto diye tabir edilen kemiksiz yerinden yapılıyor ve galeta ununa batırılarak çöp şişlere diziliyordu. Bu ürün, çocuklar için yapılmasından dolayı da bu adı almıştı.
Çiğdem Hanım, ürünle ilgili bilgiler aktardıktan sonra, ürün adıyla ilgili düşüncelerimizi ve kaygılarımızı haklı bulduklarını, yaklaşık 20 yıldır ürünün piyasada bu adla tanınması ve istenmesi sebebiyle değişikliğe gidemeyeceklerini, ancak yeni ürünlerine isim koyacakları zaman hassasiyetimiz dikkate alacaklarını ve titizlik göstereceklerini söylüyor, teşekkürlerini iletiyordu.
Niyet gayet halisane idi, ama farklı mecraya sürüklenecek kelimelerin kullanılması keyfe keder vermişti. Bu olay, bize eşyayı isimlendirmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermişti.
Biz de, elbette bir cevabî teşekkür mesajı gönderdik. Ancak, o günden beri dört gözle bekliyoruz. Neyi mi? Tabii ki, “Baby Şiş” adlı ürünün tadını merak ettiğimiz için bu üründen bir koli olsun gönderilmesini (!) ...
İlginize teşekkürler, sevgili Çiğdem Kızılay Hanımefendi, sevgili Kırmızı-Beyaz... Bir gün yolum o tarafa düştüğünde, -Baby Şiş’in tadına bakmak (!) maksadıyla bir koli Baby Şiş almak için değil- teşekkür ziyareti için yanınıza uğrayacağım, söz!
LYS SINAVINA GİRENLERİN ÇOĞUNU TAZE MEZUN ÖĞRENCİLER OLUŞTURUYOR. / BASINDAN
1. sayfa haberi! Hem “Lisans Yerleştirme Sınavı Sınavı” yani sınavın karesi, hem de taze mezun öğrenci. El insaf!.. Sanki pazardan sebze, meyve ya da simitçi fırınından yeni çıkmış simit veya poğaça alıyoruz.
LYS’ye girenlerin bir bölümünü de ileri yaşlarda olan devlet memurlarının ve özel kurumlarda çalışanların oluşturduğu dikkate alınırsa, bu grup için de; günü geçmiş, bayat, kartlaşmış, miadı dolmuş öğrenci dendiği zaman lütfen şaşırmayınız ve üzülmeyiniz.
ÇIKARIM SENLE HER YOLA. / BENİM BABAM TOYOTA GİBİ ADAM. / TOYOTA A.Ş.
Sevgili Toyotacılar, reklam filmleriniz çok hoş, çok güzel, çok dikkat çekici. Film müzikleriniz de mükemmel... Her şey göz ve kulak zevkini okşuyor. Hele hele bir reklam filminizde kullandığınız benzetme, akla hayale gelmedik cinsten: “Benim babam Toyota gibi adam...” Ne kadar güzel bir bağlantı. Hayran olmamak elde değil...
Ancak, reklam filmlerinizden birinin son karesinde ekranda bir cümle: “Çıkarım senle her yola... Toyota...” Az önceki güzelliği kaybettirecek kadar sıkıntılı bir cümle. Biz gençleri “senle” salgınından kurtarmaya çalışıyoruz, siz de sevdirmeye uğraşıyorsunuz.
Küçük, basit gibi görülen kusurlar, zamanla toplumun tamamını kuşatacak şekle geliyor ve doğru bildiğimiz yanlışlarla derdimizi anlatmaya başlıyoruz. Üşenmeyip İmla Kılavuzu’na baksak ne kaybederiz?