Toroslar'ın "organik" zeytini ilgi görüyor
Karasal iklimin hakim olduğu Karaman'ın mikroklima özelliği taşıyan Göksu Vadisi'ndeki köylerinde gübre ve ilaç kullanılmadan üretilen zeytinler, hem sofralık zeytin hem de zeytinyağı olarak birçok kente gönderiliyor
Genel olarak karasal iklimin hakim olduğu Karaman'ın mikroklima özelliği taşıyan Göksu Vadisi'ndeki köylerinde gübre ve ilaç kullanılmadan üretilen zeytinler, hem sofralık zeytin hem de zeytinyağı olarak birçok kente gönderiliyor.
Konya'nın Hadim ilçesinden doğan Göksu Nehri, Toros Dağları'nın ortasından geçerek derin bir vadi oluşturuyor. Geçtiği yerlerde mikroklima etkisi oluşturan nehir, bu bölgelerde Akdeniz ikliminde yetişebilen birçok meyve ve sebzenin üretimine olanak tanıyor.
Karaman'ın Göksu'ya yakın birçok köyünde de zeytincilik yüzlerce yıldır yapılıyor. Senede üretilen yaklaşık 4 bin ton zeytinin bir kısmı sofralık olarak tüketilirken, önemli bir bölümü de tesislerde işlenerek zeytinyağına dönüştürülüyor.
İlde zeytinyağı tesisi bulunmadığı için zeytinlerini Mersin'in Mut ilçesine bağlı Göksu Mahallesi'ne götüren köylüler, buradaki tesislere çuvallarla getirdikleri zeytinlerden çıkan organik zeytinyağını bidonlara dolduruyor.
Göksu Mahallesi'nde zeytin işleme tesisi bulunan Yusuf Aydoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zeytinciliğin vadideki köyler için önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu söyledi.
- "Ülkenin birçok yerine gönderiliyor"
Ekim ve kasım aylarında mahallenin zeytin alım merkezi haline geldiğini belirten Aydoğan, "Mahallemiz Mut merkezine hayli uzak. Yakındaki mahalleler ile Karaman'ın köylerinde üretilen zeytinler buraya gelir. Yani bir nevi zeytin borsası oluşur. Burada toplanan zeytinler tüccarlar tarafından alınarak ülkenin birçok yerine gönderiliyor." diye konuştu.
Üreticilerin satamadıkları zeytinin yağını çıkarttıklarını anlatan Aydoğan, şöyle devam etti:
"Buraya getirilen zeytinler elenir. İri olanlar sofralık olarak satılır. Elek altı olanlar da zeytinyağı olarak değerlendirilir. Birçok kişi fiyatı ucuz bulursa tüm ürününü zeytinyağı yaptırır. Zeytin yıkandıktan sonra 35 derece suda hamur oluyor, sonra makinede yağından ayrılıyor. Zeytinimizin kalitesi çok yüksek. Kendine has bir aroması var. Bölgenin coğrafi yapısından dolayı birçok yerde görülen zeytin hastalıkları burada gözükmüyor. O yüzden bahçelerde ilaç, gübre kullanılmıyor. Tamamen organik. İlaç kalıntısı olmaması ürünün kalitesini yükseltiyor. Bazı büyük fabrikalar buradan yağı tankerlerle alıp paketledikten sonra piyasaya sürüyor."
- "Zeytinyağı yöre insanının her şeyi"
Aydoğan, bölgede üretilen zeytinyağının asit oranının düşük olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asidi yüksek yağ rafine edilmeden tüketilmez. Rafine edilmeden yenebilen zeytinyağına naturel sızma denir. Naturel sızma en iyisidir. Hem çiğ hem de yemeklerde tüketilir. Zeytinyağı yöre insanının her şeyi. Yemekte kullanır, çiğ olarak tüketir. Yarasının üstüne, ağrıyan yerine sürer. Bizim için en iyi ilaçtır. Genellikle İç Anadolu'ya hitap ediyoruz. Ankara, Konya ve diğer illerden özellikle zeytinyağı için gelenler olur. Çünkü yağımız hem kaliteli hem de hesaplıdır. Zeytin üretimiyle meşhur birçok yere buradan zeytinyağı ve zeytin gider."
- "Biz başka yağ kullanmayız"
Tesise zeytinlerini satmaya gelen Mehmet Ali Hayıt ise zeytinciliğin oldukça zorlu olduğuna değinerek, "Zeytinimin birazını sattım, geriye kalandan da yağ çıkarttım. Biz başka yağ kullanmayız. Bu sene zeytin fiyatı düşük, o yüzden çoğundan yağ çıkarttık. Bu yağı da isteyenlere satıyoruz." ifadelerini kullandı.
Karaman'ın Bucakkışla köyünden zeytinyağı çıkartmaya gelen Cennet Çelik ise kullandıkları zeytinyağını kendilerinin ürettiğini vurgulayarak, "Köyde biraz zeytin ağacımız var. İhtiyacımızı karşılıyor. Kendi ürünümüz olduğu için güvenle tüketiyoruz." şeklinde konuştu.
Kaynak: