TSK'da Paralel Orgeneral var mı? Dursun Çiçek açıkladı
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a konuşan CHP İstanbul Milletvekili Emekli Albay Dursun Çiçek, “General rütbesinde bir Cemaatçi var mı?” sorusuna yanıt verdi.
Bir süre önce yaptığınız açıklamada “Genelkurmay’da yüzde 10 Cemaatçi var” dediniz. Bunu neye dayanarak söylediniz?
DURSUN ÇİÇEK: Ben 7 yıl Genelkurmay Psikolojik Harekât’ta görev yaptım. 7 yıl da Deniz Kuvvetleri Karargâhı’nda görev yaptım. Bize akan bilgiler ve tespitlerimiz bunu gösteriyor. AKP, iktidara gelince YAŞ kararlarına şerh koydu. Bu durum Silahlı Kuvvetler üzerinde baskı oluşturdu ve Cemaatçilerin ordudan uzaklaştırılmaları zorlaştı. 2003’ten itibaren atılmalar azaldı, ondan sonra da sıfırlandı.
*
Daha çok hangi rütbedeler Cemaatçiler?
DURSUN ÇİÇEK: Özellikle son 10 yıl içinde yapılandıkları için üst rütbelerden ziyade daha küçük rütbedeler. Cemaat, Emniyet’i ele geçirdi ama Silahlı Kuvvetleri ele geçirmenin çok uzun bir süreç gerektirdiğini bildiği için operasyon yapmayı tercih etti.
*
Kimdir bu Cemaatçi subaylar? İsimleri belli mi?
DURSUN ÇİÇEK: Şu anda temel sıkıntı bu. Haklarında delil bulunamıyor. En son görevden alınan birkaç kişi oldu, demek ki haklarındaki deliller olgunlaştı. Bir de şu var: Silahlı Kuvvetler şu anda çok meşgul. Terörle mücadele ediyor. Geçmişte herkes birbirini “Ergenekoncu” diye damgalıyordu, şimdi “Cemaatçi” diye damgalıyor. Silahlı Kuvvetler içinde böyle bir çatışmanın yaratılması, terörle mücadeleyi zafiyete uğratır. Buna dikkat ediliyor ve somut deliller aranıyor.
*
“Yüzde 10” diyorsunuz, bunu neye dayandırıyorsunuz?
DURSUN ÇİÇEK: Bu yaklaşık rakam. Bazıları yüzde 40 falan diyor. Öyle olsa orduyu teslim almış olurlardı ve Ergenekon, Balyoz operasyonlarını yaparak etkisizleştirmeye kalkışmazlardı.
*
Genelkurmay’daki bu yüzde 10’luk yapı, darbe yapabilir mi?
DURSUN ÇİÇEK: Ben buna güler geçerim. Böyle bir tehdit algılamıyorum. Fethullahçılar zaten şu anda Fethullahçı olmadıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar.
*
Genelkurmay’da Fethullahçı subaylar meselesinin üzerine nasıl gidiliyor?
DURSUN ÇİÇEK: Silahlı Kuvvetler içinde bu soruşturmayı yapan askeri yargı. Askeri yargı, somut delil olmadığı sürece bu tür suçlamalara prim vermiyor. “Deliliniz varsa getirin” diyor. Komuta kademesi de bu yaklaşımı destekliyor.
*
Siyasi iktidar Genelkurmay’a “İçinizdeki Cemaatçileri temizleyin” diye mesaj vermiyor mu?
DURSUN ÇİÇEK: Baskı yapıyor. Geçmişte YAŞ kararlarına şerh koyarak Cemaatçilerin atılmasına itiraz eden siyasi iktidar, şimdi “Biz polisi temizliyoruz, yargıda operasyon yapıyoruz, siz kendi içinizdekileri niye atmıyorsunuz” diyor.
*
General rütbesinde bir Cemaatçi var mı?
DURSUN ÇİÇEK: Mutlaka vardır. Bir ara siyasi iktidarın danışmanları, bu konuda bizden isim istediler, “İsim verin, bunları terfi ettirmeyelim” dediler. Biz de “Geçmiş askeri şûralarda size Cemaat mahfillerinden ‘terfi ettirin’ diye isimler vermişlerdi, onlara bakın” dedik. Haklarında somut bilgimiz olan bazı isimleri de o danışmana verdik.
*
İşlem yapıldı mı onlar hakkında?
DURSUN ÇİÇEK: Yapıldı. Bir kısmı pasif görevler aldı, bir kısmı terfi edilmeyerek sistemin dışına çıkarıldı. Askeri savcı da daire başkanı da Paralelci’ydi
*
‘İRTİCA ile Mücadele Eylem Planı’nın altındaki ıslak imzanın size ait olup olmadığı günlerce tartışıldı. Siz “İmza benim değil” dediniz ama Jandarma Kriminoloji Laboratuvarı imzanın size ait olduğuna dair rapor verdi. Bu nasıl oldu?
DURSUN ÇİÇEK: O raporu veren Kriminal Daire Başkanı Albay, şu anda Paralel’den tutuklu. Kapalı devre içinde verildi o rapor.
*
Nasıl bir kapalı devre?
DURSUN ÇİÇEK: Askeri savcı Paralelci, Kriminal’deki daire başkanı Paralelci… İki Paralelci arasında kapalı devre bir ilişki… Diğerleri de uzak duruyorlar, çünkü konu tehlikeli.
*
Dönemin jandarma komutanı da mı bir şey yapamazdı?
DURSUN ÇİÇEK: O dönemde Gölbaşı’nda bir lokantada dönemin Jandarma Genel Komutanı’yla karşılaştık. Ortamda benim bulunmamdan rahatsız oldu ve 15 dakika sonra ayrıldı. Böyle bir dönem yaşadık. AKP hiç değilse ‘Hata yaptık’ diyor
*
OLUP bitenlerden dolayı AK Parti ile Cemaat’i aynı oranda sorumlu görüyor musunuz?
DURSUN ÇİÇEK: AKP’li biri geliyor, “Komutanım, kusura bakmayın, biz inandık onlara, sizlere eziyet ettik, bizi affedin” diyor. “Bundan sonra ne yapabiliriz” diyorlar. Ama Cemaat tarafında yok böyle bir yaklaşım. Onlar tam bir örgüt. Talimat alıyorlar. İşte bakın: Polisler konuşmuyor, hâkimler konuşmuyor, savcılar konuşmuyor. Hepsi durdukları yerde bekliyor. Örgüt bunlar.
*
Cemaat’e karşı tavrınız bu yüzden mi çok keskin?
DURSUN ÇİÇEK: Evet. AKP, her şeye rağmen biraz özür dileyerek, biraz kabullenerek mücadelede ikinci sıraya inmiş durumda. Hem siyasi olarak hem de hukuki olarak. Öbürü özür dilemiyor, hatasını kabul etmiyor, hâlâ “Bugün olsa aynı şeyi yaparım” diyor. Yani bugün olsa aynı kumpası kuracak, aynı haksızlığı yapacak.
*
SİLAH arkadaşlarınızın tümü size destek verdi mi?
-DURSUN ÇİÇEK: Destek verenler çok oldu. Işık Koşaner istifa etti. Şu anki Hava Kuvvetleri Komutanımız Abidin Ünal, Yargıtay’daki duruşmaları izleyerek somut destek verdi.
*
Ama sessiz kalanlar, uzak duranlar da oldu değil mi?
-DURSUN ÇİÇEK: Siyasi iktidar Cemaat’le birlikte ve kumpasın arkasındaydı. Bundan çekindiler. Bir de istikbal beklentisi vardı.
*
Kırgın mısınız o arkadaşlarınıza?
-DURSUN ÇİÇEK: Empati yapınca onları anlıyorum. Korkudan ziyarete gelemeyenleri falan anlıyorum. Ama bu konuda kızım İrem ve eşim benim kadar hoşgörülü değiller