Türk diplomatları katleden örgütün liderinin öldürüldüğü günün yıldönümü 28 Nisan 2020
Bugünlerde Ermeni soykırımı palavrasıyla Türkiye'ye ayar vermeye uğraşan lobinin önderlerinden Agop Agopyan bundan tam 32 yıl önce milliyetçi gençler tarafından öldürülerek tüm dünyaya mesaj verilmişti.
Bugünkü PKK'nın ilk temelini attığı iddiası kuvvetli olan ve Türkiye'den toprak isteyen bu uğurda Türk diplomatları bir bir öldüren ve dünyanın sessiz kaldığı ASALA örgütü lideri Agop Agopyan bundan tam 32 yıl önce öldürülerek dünyaya net bir mesaj verilmişti.
Kimilerine göre İtalya'da kimilerine göre Fransa'da resmi kaynaklara göre Yunanistan'da Türk Milliyetçisi gençler tarafından infaz edilen Agop Agopyan Türk Diplomatların ve ailelerinin ölüm emirlerini veriyor kimi zaman da kendisi bizzat katliamlarda rol alıyordu.
Resmi kaynaklara göre tüm dünyaya nam salan antiterör birimleri olarak adlandırılan Türk Milliyetçileri 28 Nisan 1988 yılında yaptıkları başarılı operasyonla Agop Agopyan'ı öldürerek örgütün anında dağılmasında önemli roller üstlenmişlerdi.
1951 yılında, Irak'ın Musul şehrinde Harutün Tokaşyan adıyla doğdu. Agop Agopyan takma adını alarak Lübnan'a göç etti. Lübnan'da bulunduğu süre içerisinde çeşitli siyasi gruplara ve silahlı örgütlere katılan Agopyan; 1975'te Beyrut'ta, James Karnusyan ve Kevork Acemyan ile birlikte ASALA'yı kurdu.
ASALA örgütü liderliği boyunca; Agop Agopyan, Mihran Mihranian, Vahram Vahramian, Iran Irmian takma adlarını kullandı.
Fransız polisi gerçek adını Bedros Havanasyan olarak duyurdu.
O dönemlerde örgüt dağılmama adına infazı yalanlasa da resmi kaynaklar ölümü doğruladı ve bu süreçten sonra örgüt zaten ikiye bölünmüş durumda olduğu için varlık gösteremedi.
Soner Yalçın'ın Teşkilat'ın İki Silahşörü kitabında İttihat Terakki Cemiyeti'nin ve gizli servisi Teşkilat-ı Mahsusa'nın efsane ismi Yakup Cemil'in kendisi gibi istihbarat çalışanı olan torunu tarafından infaz edildiği yine torunu tarafından aktarılmaktadır.
Bunun yanı sıra ünlü yazar Aziz Üstel, bu konuyu 2017 yılında yazdığı köşe yazısında şöyle aktarmaktadır.
ASALA'nın gerçekleştirdiği, Paris'in Orly Havalimanı baskınının ardından önce Fransa ardından da diğer Avrupa ülkeleri ASALA'nın üzerindeki koruma şemsiyesini biraz olsun kaldırınca, iki ayrı ekip Türkiye'den ayrıldı. Bunlardan birinin başında Abdullah Çatlı vardı. Çatlı o sıralar Fransa'da yaşıyordu; ilk görüşme telefonda yapıldı. Arayan Ahmet adında bir MİT görevlisiydi. Sonra Viyana'da Mete Günyol Çatlı'yla masaya oturdu:
"ASALA ile yurt dışında mücadele ederek vatanına hizmet etmeni istiyoruz."
Çatlı hemen evet demedi. Türkiye'de 12 Eylül 1980 öncesinde kader birliği yaptığı kişilere sordu, "Ne diyorsunuz?"diye.
Arkadaşlarından beklediği olumlu yanıtı alamadı. Bazı kişiler vardı hapiste, onların serbest bırakılmasını istedi. Onlarla birlikte çalışacağını söyledi. MİT'in yanıtı kısa ve açıktı: "Hayır!"
MİT hiçbir pazarlığı kabul etmiyordu. Madem 12 Eylül öncesi "devlet ve millet adına silah sıktığını öne sürüyordu", o zaman bunu kanıtlamak zorundaydı! Sonunda Çatlı görevi kabul etti.
Avrupa'ya gidecek ikinci ekibin başına Nuri Gündeş, Sabah Ketene'yi önerdi. Ketene Türkmen'di ve Kuzey Irak'ta yaşıyordu; yanına da sadece iki Türkmen genç aldı.
İlk hedef ASALA'nın "asli unsurları", ikinci hedefse teröre destek veren "yan unsurlardı!"
İlk eylem 22 Mart 1983'te Paris'te, ASALA lideri Ara Toranyan'ın arabasına yerleştirilen bomba oldu. Ne var ki, bomba patlamadı. Benzer bir eylem daha sonra tekrarlandı ve 1 Mayıs 1984'de Paris'te Henri Papazyan'nın arabasına bomba kondu. Ancak, Çatlı'nın yaşarken anlattığı en önemli eylemse ASALA'nın lideri olarak gösterilen Agop Agopyan'ın öldürülmesidir.
Bugün ünlü isimleri, lobileri ve yıldızlarıyla Türkiye üzerine suç atmaya çalışan Ermeni diyasporası unutturmak istediği isimden nefret ediyor ama hiç bir Ermeni milliyetçisi bu katilin adını ağzına almıyor.