"Türkiye-AB ilişkileri ivme kazanıyor"

"Türkiye-AB ilişkileri ivme kazanıyor"

Türkiye'nin AB Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Kaymakcı:- "25 Mayıs görüşmeleriyle ilişkilerde bir ivme doğdu. Bu ivmenin ilerletilmesi, iki tarafa da bağlı ancak Türkiye, bu ivmeyi kendi istediği şekilde kullanabilir ve kendi ilerletebilir"- "Bizim i

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "25 Mayıs görüşmeleriyle ilişkilerde yeni bir ivme doğdu. Bu ivmenin ilerletilmesi, iki tarafa da bağlı ancak Türkiye, bu ivmeyi kendi istediği şekilde kullanabilir ve kendi ilerletebilir." dedi.

Kaymakcı,  Türkiye-AB ilişkilerinde son durumu ve gündemde öne çıkan konuları değerlendirdi.

Brüksel'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude-Juncker, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani arasında 25 Mayıs'ta yapılan "liderler toplantıları"nın ilişkilerde yeni bir dönüm noktası olduğunu belirten Kaymakcı, bu tarih öncesinde AB ile Türkiye arasında ciddi bir algılama ve güven sorunu yaşandığını dile getirdi.

Kaymakcı, "25 Mayıs görüşmeleriyle ilişkilerde bir ivme doğdu. Bu ivmenin ilerletilmesi, iki tarafa da bağlı ancak Türkiye, bu ivmeyi kendi istediği şekilde kullanabilir ve kendi ilerletebilir." ifadesini kullandı.

15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini AB tarafının tam olarak anlayamadığını ya da bazı kesimlerin anlamak istemediğini vurgulayan Kaymakcı, "Türk demokrasisine ve yönetimine yapılmış bu başarısız saldırı konusunda bizim beklediğimiz desteği maalesef AB liderleri göstermedi ve bu bizde ciddi bir güven bunalımına neden oldu." şeklinde konuştu.

Türkiye'deki halk oylaması sürecinde AB ülkelerinde Avrupa demokratik standartlarına uygun olmayan bazı engellemeler yaşandığını ifade eden Kaymakcı, bu durumun Türkiye'yi "haklı tepki" vermeye ittiğini söyledi.

Kaymakcı, 25 Mayıs'a böyle bir geçmiş ve algıyla girildiğini belirterek "25 Mayıs bence gerçekten önemli bir noktaydı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin AB'den beklentilerini açıkça ortaya koydu. Türkiye'nin AB üyelik sürecinde kararlı olduğunu en üst düzeyde net şekilde vurguladı ve Türkiye'nin hedefinin tam üyelik olduğunu, başka bir ilişki türü düşünmediğini açıkça ortaya koydu." dedi.

AB tarafına 2005'te imzalanıp yürürlüğe giren Müzakere Çerçeve Belgesi ile 18 Mart 2016'da varılan mutabakatta yer alan taahhütleri hatırlattıklarını aktaran Kaymakcı, bu taahhütlerden hangilerinin AB tarafından yerine getirilmediğini de vurguladıklarını kaydetti.

Kaymakcı Türkiye'nin mesajını açık şekilde ilettiğini, böylelikle "güven bunalımı"nın önemli ölçüde aşıldığını dile getirdi. Büyükelçi Kaymakcı, AB tarafının, Türkiye'deki halk oylaması sonrasında Türkiye'nin
daha ileri bir demokrasi ve daha reformcu bir yapıya ulaşmasını beklediğini anlattı.

- Yol haritası

Kaymakcı, 25 Mayıs görüşmeleri sonrasında bir yol haritası ve takvimin gündeme geldiğini bildirdi. Yol haritasının, Türkiye'nin AB'den beklentileri ve AB'nin yerine getirmesi gereken taahhütleri de içerdiğini kaydeden Kaymakcı, bu takvimin Türkiye'nin AB'ye üyelik yolunda nasıl ilerleyeceğine dair ortak bir takvim olduğunu ifade etti. Kaymakcı, yol haritası ve takvimin, 1 yıl içinde atılacak ve esasen 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'deki referandum ve bazı AB ülkelerindeki seçimler nedeniyle ertelenmek durumunda kalan adımlardan oluştuğunu söyledi.

AB'nin Türkiye'yi kucaklayan ve teşvik eden bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine dikkati çeken Kaymakcı, "Bizim için öncelikli konu AB'nin Türkiye'ye eşit ve adil muamele yapması." ifadesini kullandı.

- Vize serbestisi

Kaymakcı, vize serbestisi konusunu çok önemsediğini, Türkiye'nin 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi öncesinde 72 kriterden 65 tanesini yerine getirdiğini ve kalan kriterlere ilişkin çalışmalar yaparak tamamla noktasına yaklaştığını hatırlattı.

Darbe girişimi nedeniyle sürecin yavaşladığını belirten Kaymakcı, "15 Temmuz sonrasında bir taraftan FETÖ diğer taraftan PKK ve DEAŞ ile mücadele ederken özellikle vize serbestisi için gerekli olan bazı konularda istediğimiz her şeyi istediğimiz hızla yapamadık." diye konuştu.

Vize serbestisine ilişkin atılması gereken adımların "zor" olmadığını ancak karşılıklı anlayış ve güven gerektirdiğinin altını çizen Kaymakcı, yakın zamanda Türkiye'nin bu alanda kendi yararına da olacak adımları atabileceğini ve Türk vatandaşlarının Schengen ülkelerine vizesiz seyahat edebilmelerine imkan sağlayacak sürecin hızlandırabileceğini ümit ettiğini söyledi.

Kaymakcı, AB tarafının bir taraftan düzensiz göçten korkarken bir taraftan da Türk halkının Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat etmesinin halklar arasında diyalog, Avrupa halklarındaki ön yargıların aşılması ile turizm ve ticaret açısından yararlı ve önemli gördüğünü belirtti.

- Gümrük Birliği'nin güncellenmesi bir kaç yıl sürebilir

Kaymakcı, Türkiye ve AB arasındaki mevcut Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin iki tarafın da yararına olduğunu söyleyerek "Gümrük Birliği güncelleme müzakereleri, AB ile yapılan diğer ticaret anlaşmalarında olduğu gibi en az birkaç yıl sürecektir. Bu orta vadede gerçekleşecek ve birçok konuda müzakere yapılacak bir çalışma." açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin Gümrük Birliği ve Avrupa Birliği'nin ticaretle ilgili konularında ve üçüncü ülkelerle yaptığı ticari anlaşmalarda karar alma mekanizmasında uygun şekilde yer alması gerektiğini vurgulayan Kaymakcı, "Çünkü Türkiye aslında ticari olarak AB'nin bir üyesi gibi." dedi. Kaymakcı, Türkiye'nin AB ile ticaret hacminin birçok AB ülkesinin AB ile ticari hacminden kat kat daha fazla olduğuna dikkati çekti.

Kaymakcı, Gümrük Birliği'nde sanayi mallarının serbest dolaştığını ancak malları taşıyan Türk tırları, kamyonları ve sürücülerinin serbest veya engelsiz dolaşamadığını, bunun Gümrük Birliği'nin ve serbest ticaretin ruhuna aykırı olduğunu belirtti. Büyükelçi Kaymakcı, Türkiye'nin bu engellere son verilmesini istediğini anımsattı.

AB tarafının da Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve genişletilmesini istediğini anlatan Kaymakcı, AB ülkelerinin güncellemenin tarım, kamu alımları, hizmetler sektörü, yatırım ve bankacılık gibi alanları da kapsamasını istediğini söyledi. Kaymakcı, Türkiye'nin hassas sektörlerinin korunması veya yeniden yapılandırılması gerektiğini belirterek "Biz de çıkarlarımıza uygun olan şekilde güncellemeden yanayız ve sonuçta AB'ye henüz tam üye değiliz. Dolayısıyla Türkiye bu güncelleme ve genişletmede her şeyi kabul edecek diye bir şey yok." diye konuştu.

- Terörle mücadele

Kaymakcı, Türkiye'nin AB'den terörle mücadele konusunda kararlı ve tutarlı bir tutum izlemesini beklediğini ifade etti.

AB tarafının son dönemlerde Avrupa'da düzenlenen terör saldırıları sonrasında Türkiye'yi daha iyi anlamaya başladığını ifade eden Büyükelçi Kaymakcı, "Türkiye yıllardır terörden çeken bir ülke. Binlerce insanını terör nedeniyle kaybetmiş bir ülke ve birçok terör örgütüyle aynı anda mücadele eden bir ülke. Dolayısıyla bunun şu anda daha iyi anlaşıldığını görüyoruz." dedi.

Kaymakcı, AB'nin bazı açıklarını da kapatmak için "terörle mücadele direktifini" değiştirdiğini, bu çerçevede bazı AB ülkelerinde olduğu gibi AB kurumlarında da PKK terör örgütü sembollerinin ve terörü teşvik eden eylemlerin yasaklanabileceğini dile getirdi.

Büyükelçi Kaymakcı, "Gerek FETÖ ile mücadelede gerek DEAŞ'ın ortadan kaldırılmasında, gerek PKK gerek DHKP-C ile mücadelede AB ile Türkiye'nin çok daha yakın iş birliği yapması gerekiyor." görüşünü paylaştı.

- "Düzensiz göç konusunda Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yaptı"

Sığınmacılar konusunda Türkiye'nin üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını belirten Kaymakcı, "Türkiye'nin yaptığını AB ülkeleri gerçekten takdir ediyor." açıklamasında bulundu.

Kaymakcı, "18 Mart mutabakatının önemli ayaklarından birisi düzensiz göçle mücadele konusunda iş birliği yapılmasıydı. Biz sözümüzü tutuk. Birebir anlaşmasını yerine getiriyoruz." şeklinde konuştu.

AB'nin bu çerçevede Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara fon akışını daha da hızlandırması gerektiğini vurgulayan Kaymakcı, AB'nin dünyanın en zengin kıtası ve en büyük ticaret bloku olduğunu, AB'nin çok daha cömert ve esnek olması ve gönüllü olarak göçmen kabulü programını en kısa zamanda başlatması gerektiğini söyledi.

- 13 Haziran toplantısı

13 Haziran'da Türkiye-AB arasında siyasi direktörler düzeyinde, siyasi diyalog toplantısı yapılacağını anımsatan Kaymakcı, "Bu toplantı aslında önümüzdeki 1 yıl içinde AB ile birçok alanda yapacağımız ortak çalışmaları kapsayacak." dedi.

Kaymakcı, tarafların katılım müzakereleri süreci, dış politika, enerji, güvenlik, uyum, düzensiz göç, radikalleşme, yabancı düşmanlığı, terörle mücadele, Türk vatandaşlarına Avrupa'da vize serbestisi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, ekonomi ve ulaştırma gibi alanlarda iş birliğini artırmayı ve somut karşılıklı adımlar atılmasını ele alacaklarını kaydetti.

13 Haziran siyasi direktörler toplantısına Türkiye'den Dışişleri ve AB bakanlıklarından müsteşar ve müsteşar yardımcısı düzeyinde katılım olacağını aktaran Kaymakcı, bundan sonraki süreçte de bakanlar ve AB komiserleri arasında görüşmeler olacağını bildirdi.

- "Katılım müzakereleri AB ile ilişkilerin bel kemiği"

Katılım müzakerelerini, Türkiye AB ilişkilerinin bel kemiği olarak gördüğünü söyleyen Kaymakcı, "Bizim temel hedefimiz AB üyelik süreci ve bu üyelik sürecinde kararlıyız. Dolayısıyla katılım müzakerelerini de canlandırmak istiyoruz." ifadesini kullandı.

Kaymakcı, tüm AB aday ülkeleri için bazı teknik kriterler olduğunu söyleyerek Türkiye'nin kriterleri yerine getirmeye hazır olduğunu ancak birçok müzakere faslının siyasi olarak bazı ülkelerin ulusal çıkarları doğrultusunda bloke edilmesinin iki tarafın da yararına olmadığını dile getirdi.

Büyükelçi Kaymakcı, 15 Temmuz travmasının atlatılması ve önemli seçim süreçlerinin tamamlanmasıyla doğmakta olan normalleşme ortamında müzakere fasılların da açılabileceğini ve bu süreçte tüm güçlüklere rağmen Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle ilerleme kaydetmesinin ülke çıkarına olduğunu vurguladı.

AB'de üyelik koşullarını yerine getirmiş bir Türkiye'nin üye olması gerektiğini savunanların çoğunlukta olduğunu ifade eden Kaymakcı, üyelik koşullarını yerine getirmiş bir Türkiye'ye hiçbir AB ülkesinin hayır deme lüksü olabileceğine inanmadığını dile getirerek "Çünkü o Türkiye kendi halkımıza, AB'ye ve dünyaya her anlamda en fazla ve en yararlı katkıda bulunan bir ülke olacaktır." görüşünü paylaştı.

- "Türkiye'nin AB üyeliği tüm dünya için kazanç olacak"

Türkiye'nin AB üyeliğinin doğu-batı, kuzey-güney arasında bir uyum sürecini başlatacağını ifade eden Büyükelçi Kaymakcı, "Türkiye'nin AB'ye üyeliği sadece Türkiye ve AB için bir kazanç olmayacak. Türkiye'nin üyeliği aslında dünya için de bir kazanım olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Kaymakcı, AB'nin son dönemde yaşananlara rağmen Türkiye'den vazgeçemeyeceğini gördüğüne dikkati çekerek Türkiye'nin Avrupa'da da önemli bir oyuncu olduğunu, ilişkilerin her alanda ilerletilerek sürdürülmesinin her iki tarafın da faydasına olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı