Türkiye işkenceye tolerans göstermedi

Türkiye işkenceye tolerans göstermedi

Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ve atılan adımlarla işkence ve kötü muameleye karşı ağır yaptırımlar getirildi

Türkiye'de, son yıllarda gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ve atılan adımlarla, işkence ve kötü muameleye karşı ağır yaptırımlar getirildi.

İşkence ve kötü muamele ile mücadele için yeni adımlar atıldı. İşkence ve kötü muameleye karşı getirilen çeşitli yaptırımlar ve yasal düzenlemelerle "işkenceye sıfır tolerans" politikası hayata geçirildi.

Avrupa Birliğine adaylık sürecinde de işkence ve kötü muamele konusunda tavizsiz bir politika izleyen Türkiye'de, "İkinci Uyum Paketi" kapsamında 2002 yılında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki düzenlemeyle işkence, gayriinsani veya haysiyet kırıcı muamele suçları nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde Türkiye'nin tazminat ödemeye mahkum olması hallerinde sorumlu devlet görevlilerine rücu imkanı getirildi. Böylece caydırıcılığın sağlanması hedeflendi.

"Dördüncü Uyum Paketi" kapsamında ise 2003 yılında işkence ve kötü muamele suçlarından dolayı verilen cezaların, para cezası veya diğer tedbirlere çevrilmesi ve ertelenmesi düzenlemesi ile işkence ve kötü muamele suçlarını işleyen kamu görevlilerinin soruşturulması için mülki amirden izin alınması gerekliliği kaldırıldı.

Aynı yıl "Yedinci Uyum Paketi" ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'na (CMUK) ilave edilen ek maddeyle işkence ve kötü muamele suçlarının soruşturma ve kovuşturması öncelikli sayıldı. Bu suçların yargılanmasında, duruşmalara 30 günden fazla ara verilemeyeceği ve davaların adli tatilde de görülmeye devam edileceği hüküm altına alındı. Böylece, bu konuda davaların zaman aşımı sebebiyle düşmesinin engellenmesi amaçlandı.

- Cezalar artırıldı

Caydırıcılık sağlanması için Türk Ceza Kanununda (TCK) yapılan değişikliklerle işkence ve kötü muamele suçları için öngörülen cezalar arttırıldı. Bu düzenlemeyle, işkence yapılan kişinin ölümü durumunda failin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmedildi.

Uluslararası alanda da yeni adımlar atan Türkiye, 23 Şubat 2011 tarihinde "İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Ek İhtiyari Protokolü"nü onaylayarak protokole taraf oldu.

Resmi Gazete'de 11 Nisan 2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren "Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu"nda da işkence yasağına ilişkin düzenlemeler yer aldı.

Söz konusu Kanun'un 4'üncü maddesinde "Hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez." hükmüne yer verildi.

Aynı kanunun 55'inci maddesine göre ise sınır dışı edileceği ülkede işkenceye maruz kalacağı hususunda ciddi emareler bulunan kişilerin sınır dışı edilemeyeceği hüküm altına alındı.

- İşkence suçunda zaman aşımı kaldırıldı

Öte yandan söz konusu kanun ile işkence mağduru kişilere yeterli tedavinin sağlanması zorunluluğu getirildi, kişileri işkenceye karşı koruyan düzenlemeler yapıldı.

"İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la, 2013 yılında işkenceye ilişkin hükümlerin yer aldığı TCK'nın 94'üncü maddesine "Bu suçtan dolayı zaman aşımı işlemez." fıkrası eklendi. Böylece işkence suçunda zaman aşımı kaldırılmış oldu.

Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) ilave edilen ek maddeyle işkence suçuna ilişkin soruşturmaları Cumhuriyet savcılarının bizzat ve öncelikli yapmaları sağlandı. Kolluk görevlileri hakkında açılacak davalar da acele işlerden sayıldı, bu tür davaların kanun yolu incelemesine öncelik tanındı.

- Darbe girişiminin ardından ziyaret

Türkiye'deki cezaevleri, uluslararası denetimler kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsünün ardından da Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesinin ziyaretine açıldı.

Darbe teşebbüsü sonrası tutuklanan ve halen cezaevinde bulunan bazı şüpheliler tarafından kötü muameleye tabi tutuldukları ve yaşam haklarının tehlikede olduğu iddiasıyla AİHM'e tedbir talebiyle yapılan 3 başvuru reddedildi. AİHM, tedbir taleplerinde, hükümet tarafından sunulan bilgi ve belgelere dayanarak başvurucuların iddialarını dikkate almadı.

Bunların yanı sıra önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler İşkence Özel Raportörü'nün Türkiye'ye ziyaret gerçekleştireceği öğrenildi.

- Denetim ve incelemeler

Cumhuriyet başsavcıları veya Cumhuriyet savcıları, gözaltına alınan kişilerin bulundukları nezarethaneleri, ifade alma odalarını denetleyebiliyor. Öte yandan gözaltına alınan kişilerin durumları, gözaltına alınma neden ve süreleri, yakalama ve gözaltına alınmayla ilgili tüm kayıt ve işlemler de savcılar tarafından incelenebiliyor.

"Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği" kapsamında şüphelilerin gözaltı sürecindeki sağlık durumları doktor kontrolünde yapılıyor. Bunun yanı sıra gözaltına alınan kişinin herhangi bir nedenle yerinin değiştirilmesi, gözaltı süresinin uzatılması, serbest bırakılması veya adli makamlara sevk edilmesi işlemlerinden önce de sağlık durumu hekim raporuyla tespit ediliyor.

Öte yandan, mülkiye müfettişlerince periyodik olarak uygulanan il ve ilçe genel teftişleri kapsamında polis merkezi ve nezarethaneler denetleniyor. Bu denetimlerle ilgili tespit, değerlendirme ve tenkitlere, teftiş raporlarında yer veriliyor.

Ülke genelinde faaliyet gösteren bin 268 Polis Merkezi Amirliğinin bin 203'ünde ve 81 il asayiş şube müdürlüklerine bağlı toplam 303 nezarethanede kamera ve görüntüleme sistemi bulunuyor. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde bulunan toplam 2 bin 12 nezarethaneden bin 946'sında kamera sistemi yer alıyor.

Kolluk şikayetinin daha etkili ve hızlı işlemesini sağlamak amacıyla Kolluk Komisyonu kuruldu. Böylece, kolluk görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçlardan veya disiplin cezasını gerektiren eylem, tutum veya davranışlarından dolayı idari merciler tarafından yapılan, yapılması gereken iş ve işlemlerin merkezi bir sistemde kayıt altına alınarak izlenmesi hedefleniyor.

- Cezaevleri uluslararası denetimlere açık

Yapılan düzenlemeler ve kanun değişikliklerinin yanı sıra ceza infaz kurumları parlamento, ulusal ve uluslararası denetim mekanizmaları tarafından periyodik olarak ihtiyaç olduğunda denetlenebiliyor.

Adalet Bakanlığı müfettişleri, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kontrolörleri, Cumhuriyet başsavcıları ile ceza infaz kurumlarından sorumlu Cumhuriyet savcıları da cezaevlerinde idari denetimlerde bulunabiliyor.

Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu da izin almaksızın ceza infaz kurumlarından gelen şikayetleri değerlendirmek üzere yerinde incelemeler yapabiliyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, izleme kurulu üyeleri, infaz hakimleri, denetimli serbestlik personeli ve kanunlarla yetkili kılınmış heyetler de tutuklularla özel görüşmelerde bulunabiliyor.

Ceza infaz kurumları ve gözaltı merkezleri Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi, Birleşmiş Milletler İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi ve BM İşkence ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani ve Küçültücü Muamele ve Cezaların Önlenmesi Özel Raportörü gibi uluslararası mekanizmalar tarafından denetlenebiliyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı