Türkiye, teknoloji  liginde yerini almalı

Türkiye, teknoloji liginde yerini almalı

Altunyaldız, “NASDAQ benzeri bir yaklaşımın yol haritası ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Fikri olup kaynağı kıt olan herkesi bu alana yönlendirilmesi sağlanıyor” dedi

Meclis Sanayi Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Ar-Ge Paketi ile üretimde yeni bir döneme geçileceğini belirterek, sanayide eşik atlatacak aşamaya geçileceğini kaydetti. Sanayi Komisyonunda kabul edilerek Meclis Genel Kurul’na inen Ar-Ge Paketini  ‘teknoloji ürünlerinin oluşturacağı bir lige doğru gidiş” olarak değerlendiren Altunyaldız, “NASDAQ benzeri bir yaklaşımın yol haritası ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Fikri olup kaynağı kıt olan herkesi bu alana yönlendirilmesi sağlanıyor” dedi. AK Parti Konya Milletvekili Sanayi Komisyonu Başkanı Altunyaldız, 2016 yılı ekonomik tablosu öngörülerini paylaştı.

2016 yılında ekonomide nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?

Gerek seçim beyannamemizde gerekse hükümet programımızda yer alan vaatlerimizi Meclis açıldığından bu yana bir bir hayata geçiriyoruz. Vatandaşa,  günlük hayata dokunan, onların gelir ve refahını artırmaya dönük düzenlemeler yaptık. Bütün bunlar olurken bir taraftan da Türkiye'nin bölgesindeki pazar daralmaları, ABD'nin FED kararı,  AB pazarının daralması, Rusya'daki gelişmeler, ana pazarlarımız olan bölge ülkelerindeki iç karışıklıkları dikkate aldığımızda büyümenin lokomotifi olan ihracattaki daralma iç piyasadaki dinamiklerle telafi edildi.  2015 yılında yüzde 4 civarında bir büyüme bekleniyor. 2016'ya dönük olarak küresel gelişmeleri çok fazla etkileme gücününüz yok ama ona ilişkin doğru pozisyon alırsanız bir taraftan az etkilenmiş bir taraftan da fırsat alanları varsa onu yakalamış olursunuz. 2016 Yılında FED' in kararı ama bunu dengeleyen AB Merkez Bankasının genişleme politikası, bunun yanında petrol fiyatlarındaki gerileme, Çin'deki büyümenin düşüşü ve ihracatın beklentilerin altında kalması yol haritası ve bir perspektif oluşturmak için önemli doneleri oluşturuyor. Türkiye’nin küresel piyasalardaki dalgalanmaları iyi yöneten bir ülke tecrübesi ve birikimi var. İç piyasaya baktığımız zaman hem üretim güven endeksi hem de tüketim güven endeksindeki rakamlar müsbet, yukarı yönlü seyretmekte.

img_8723-001.jpg

Üretimde nasıl bir dönüşüm sağlanmalı?

Şu an yapılmaya çalışılan üretimin tetiklenmesiyle birlikte, piyasadaki sirkülasyonunun sağlanması,  tedarik zincirinde tıkanmalar varsa bunların hızlı bir şekilde aşılması diğer taraftan da getirilen yeni unsurların genç müteşebbislere yönlendirilmesi. Genç girişimcilerin belli başlı yerlerde istihdam edilmesi yerine teşviklerle sahaya sürülmesi, dinamizminden, yaratıcılıklarından, müteşebbis gücünden üretime yönelik yeni bir hamle yaratılması hedefleniyor, bunun olabileceği kanaatindeyim. Ayrıca mevcut üretim ve kurumsal yapılar, düşürülen personel sayısı ve artırılan destek unsurlarıyla kurulumu kolaylaştırılan ar-ge merkezleriyle üretim yapılarının rekabetçi ve katma değeri yüksek üretim yapılarına dönüştürülmesi. Bu şekilde toplam üretimdeki niteliksel sıçramanın gerçekleşmesi.

Yaşanan terör olayları üretim ortamını bozmuyor mu?

Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde terörle kararlı bir mücadele sürdürüyoruz. Vatandaşımızın huzur ve güvenliğine, kamu düzenine kasteden terör tüm unsurlarıyla yok edilene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Ülkemizdeki istikrarı, güvem ortamını sürdürmeye kararlıyız. Bu durumu üretim ortamını bozan bir unsur olarak görmüyorum. Sonuçta ekonomi büyüyor. Ekonomik aktiviteler devam ediyor. 2015 yılında ihracat geriledi, ithalat düştü. Ancak bu küresel pazarlardaki gelişmelerden kaynaklandı. Büyümenin iç dinamiklerle telafi edilmesi ile üretimdeki motivasyon sürüyor ve bu perspektifle yolumuza devam ediyoruz.

 Ar-Ge Paketi üretimde dönüşüme nasıl bir katkı sağlayacak? 

Ar-Ge paketi ile yeni bir aşamaya geçiliyor. Türkiye sanayisini, endüstrisini dönüştüren; eşik atlatmayı, katma değer artırmayı öngören; hep konuşulan, arzu edilen düzeyde gelişmeyen sanayi üniversite işbirliğini bir anlamda modellemeye çalışan; tasarım merkezlerini, ar-ge

merkezleri gibi düşünüp tasarım merkezlerini de işin içine entegre eden bir yaklaşım var. Nitelikli personele dönük çalışmalar var. Buradaki temel unsur şu; ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payı OECD'nin gerisinde, yüzde 2 olduğunu hep söylüyoruz. İthalattaki ana açığında yüksek teknoloji ve orta yüksek teknoloji ürünlerden kaynaklandığını biliyoruz. Şimdi oluşan üretim yapısı içerisinde bir üst eşiğe nasıl geçireceğimizin çalışması ve modelini getiriyoruz. Burada üzerinde çalışılmış temel başlıklardan bir tanesi ar-ge çalışmaları sonrasın ortaya çıkacak eşyanın ticarileştirilmesi. Ne kadar ar-ge yaparsanız yapın ekonomik değere dönüşmezse kağıt üzerinde kalır. Sahanın ya da endüstrinin bir ihtiyacı da bu, yani ar-ge çalışmalarının endüstrileşmesi ve ticarileşmesi. Getirilen hükümlerle özellikle girişim sermayesinin ar-ge'ye yönelik yatırım yapma imkanı sağlanırken hem fon bazında hem de yatırımcı bazında bu kanal açılıyor. Bu kanal açılırken de buraya yatırdığınız miktarın vergi matrahından düşmesi sağlanarak bir teşvik unsuru sağlanıyor.

Genç müteşebbislere açılan,  fikri olan ama sermayesi kıt olan kesimin teknoparklardaki çalışmaları sonucunda elde edilen ürünlerin ticarileştirilmesi sağlanacak.  Teknoloji ürünlerinin oluşturacağı bir lige doğru gidiş yani NASDAQ benzeri bir yaklaşımın yol haritası ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Fikri olup kaynağı kıt olan herkesi bu alana yönlendirilmesi sağlanıyor.

Somut olarak ne getirir?

Bunların hepsi bir eko- sistem, bu işin bir atmosferini oluşturmak bu işin olabilirliğini hissettirmek. Birkaç örnek ile diğer kesimlerin akışını sağlamak önemli. Burada sağlıklı bir eko sistemi yakaladığımız zaman kesinlikle olumlu sonuç alabileceğimiz kanaatindeyim.

NASDAQ böyle mi başladı?

Özellikle yazılım endüstrisinde temel yaklaşımlarda küçük alanlardan başlayarak büyük şirketler oluştu. Apple, Microsoft buna örnek,  bunların hikayesi belli. Çok büyük yapıların içinde, ar-ge merkezlerinde olmak gerekmiyor burada önemli olan kıvılcımı yakalayıp kanala sokmak. Türkiye’de bir üretim altyapısı var, fikri olup sermayesi kıt olan, buralara gelsin ben vergisini düşeyim orada bir ekonomik değer oluşsun ve herkes bundan istifa etsin, şu anda oluşturulmaya çalışılan eko sistem bu. Ar-ge tasarım ve markalaşmayı sanayideki dönüşümün vazgeçilmezleri arasında görüyorum. Tasarımın bu yasanın içine girmesini çok nitelikli bir dönüşüm olarak görüyorum. Türkiye’de sanayinin dönüşümünde önemli bir katkı verecek. Özellikle temel bilimlerde arzu etmediğimiz gerilemeyi de bertaraf edecektir. Temel bilimlerdeki mezunların bu alandaki çalışmalarını teşvik eden onlara destek unsuru sağlayan bir yaklaşımla ar-ge altyapısının güçlendirilmesine dönük bir yaklaşım var. Dönüp baktığımız zaman Türkiye'de üretiminde sıçrama yaratacak bir katalizör olacak. Bir yandan finansmana erişimi kolaylaştırıyor diğer taraftan esnek yapılar getiriyor. Bir taraftan temel bilimleri işin içine sokuyoruz, diğer taraftan ticarileştirmeyi kolaylaştırıyoruz insan kaynağının teminindeki engelleri kaldırıyoruz. İnsan kaynaklarını bu alana kanalize ediyoruz. Ar-ge merkezleri ile mevcut üretim yapılarını dönüştürüyoruz. Böylece komple dönüşüm hedefleniyor. Türkiye’nin sanayide nitelikli sıçramasını sağlayacak bir paket.

Bu tek başına yeterli mi?

Hayır asla değil, ancak diyelim ki yeni bir ürün ortaya çıkardınız ama kamu ihalelerine giremiyorsunuz orada da ortaya çıkan teknolojik ürün ile ilgili Bakanlık size bir ürün belgesi veriyor bu ürün belgesiyle iş bitirme belgesi aramadan doğrudan ihaleye girebiliyorsunuz. Bu da genç girişimcinin ortaya çıkan ürünün hemen ticarileşmesini sağlayacak önemli bir kanal olacak.  Öte yandan sanayi üniversite işbirliği sağlanacak, sanayicinin akademisyenle çalışamamasındaki tıkanıklıklar giderilecek. Akademisyenlerin, sahada da çalışmasını özendiren düzenlemeler var.  Akademisyenlere dönük teşvikler var, ayrıca yurtdışından nitelikli insanların buralarda çalışmalarının kolaylaştırılmasına yönelik düzenlemeler var.

Ar-Ge konusunda böyle bir adım atılması olumlu ancak yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırım sürecindeki prosedürün kısaltılması konusunda hala sıkıntılar sürüyor. Bu konuda yeni düzenlemelere ihtiyaç yok mu?

AK Parti Hükümetlerimiz döneminde yatırım ortamının iyileştirilmesinde önemli mesafeler alındı fakat yeterli mi, alınacak mesafeler var. Bu alandaki dünya liginde bulunduğumuz yer yeterli mi, gidilecek yolumuz var. Yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda yeni çalışmalar gündemde. Türkiye,  kâr transferi, sermayeye güven unsurlarında çok iyi ancak izin süreçlerinde, ÇED raporu gibi diğer alanlarda daha iyi olması gerekiyor.

Türkiye şirket kurma ve diğer yatırım süreçleri konusunda neden hala gelişmiş ülkeler kadar hızlı değil?

Türkiye dijital devrimi e-Türkiye'yi yapmak zorunda. Kamunun büyütülmesi değil, e -Türkiye ile kamunun küçültülmesi sürecine gitmemiz gerekiyor bu yönde de adımlar atılıyor. Bizim vizyonumuzda bu var, kamuyu küçültecek ve her türlü belgenin dijital ortamdan temin edildiği bir yöne doğru gidiyoruz. Bunun yolu da küçülen kamu kampüsleri yani herkesin evinden, iş yerinden elektronik ortamda bilgiyi belgeyi temin edebildiği etkin kamu yönetiminin vatandaşa yansıdığı bir anlayış. Bunu gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için de bir zihin transformasyonu gerekiyor.  

Komisyon olarak önümüzdeki dönemde nasıl bir çalışma yöntemi izleyeceksiniz sahaya inecek misiniz?

Hükümetimiz reformlardan hızlı bir şekilde sonuç almak istiyor, vaatlerimiz var bu kapsamda ar-ge paketi hızlı bir şekilde geldi. Üyelerimizden de saha çalışması talepleri geldi. Bakanlıklarımız bu çalışmaları Meclise sunmadan çalışmaları yapıyor.  Ama biz yine de arkadaşlarla birlikte sahaya ineceğiz,  sanayi tesislerini, OSB’leri gezeceğiz.  Orada sıcak temaslarımız olacak, bunları yasal düzenlemelere yansıtmaya çalışacağız, tespitlerimizi Hükümetimizle paylaşacağız. Komisyon bir mutfak, yapıcı olacağız, katkı vereceğiz, değer katacağız. Dolayısıyla bu alanı mümkün olduğunca verimli ve etkin kullanacağız.  Haber Merkezi