ANKARA (AA) - ZUHAL DEMİRCİ - Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa, Türkiye'de son 10 yılda kadın sağlığı alanında oldukça belirgin ilerleme kaydedildiğini vurgulayarak, "Özellikle anne ve yenidoğan bebek ölüm oranları düştü. Yoksul kadınların sağlık hizmetlerine erişimi noktasında önemli ölçüde yol katedildi." dedi.

Kulessa, UNFPA'in yayımladığı "2017 Dünya Nüfusunun Durumu" raporuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

UNFPA'in her yıl aile planlaması, aile içi ve kadına yönelik şiddet gibi farklı konulara odaklanarak dünya nüfusunun durumuna ilişkin rapor yayımladığını hatırlatan Kulessa, bu yıl yayımlanan raporda üreme sağlığı konusunun ele alındığını belirtti.

Daha önce yayımlanan raporlar ile bu yılki raporu karşılaştıran Kulessa, "Bu yılki rapor, 2015-2016 yılları arasında 68 ülkedeki durumun daha kötü olduğunu gösterdi. " ifadesini kullandı.

Kulessa, "Özellikle Türkiye'yi ele aldığımızda şunu söyleyebilirim ki son 10 yılda kadın sağlığı alanında Türkiye'de oldukça belirgin gelişmeler olduğunu görüyoruz. Türkiye'de özellikle anne ve yenidoğan bebek ölüm oranları düştü. Yoksul kadınların sağlık hizmetlerine erişimi noktasında önemli ölçüde yol katedildi." dedi.

Türkiye'deki sağlık sisteminin gelişmesiyle kadınların bu durumdan olumlu fayda sağladığını söyleyen Kulessa, "Bu oldukça benzersiz bir durum. Uzun bir süre Sağlık Bakanlığı ile beraber çalışmalar yürüttüğümüz için şahsen bu sonuç beni şaşırtmadı. Rakamsal veriler oldukça ilginç." değerlendirmesinde bulundu.

Karl Kulessa, raporda yer verilen sorunların çözümüne ilişkin UNFPA'nın ajandasında hangi çözüm önerilerinin yer aldığı sorusu üzerine, UNFPA'nin özellikle üreme sağlığı ve kadına karşı şiddete odaklanarak çalışmalar yürüttüğünün altını çizdi. Kulessa, "UNFPA olarak temel hedefimiz, nerede olurlarsa olsun kadınların ihtiyaç duydukları yeterli sağlık hizmetlerine erişimlerini sağlamak." diye konuştu.

Kulessa, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan yoksul ve eğitim seviyesi daha düşük kadınların, sağlık hizmetlerine erişimlerinin kentlerde yaşayan kadınlara oranla daha kısıtlı olduğunu söyledi.

Kadınların güçlendirilmesi için karşılaştıkları sorunların üzerine gidilmesi gerektiğinin altını çizen Kulessa, "Kariyer gelişimi gösteren kadınların üreme sağlığı konusunda tercihleri ve iş gücü piyasasındaki kabiliyetleri arasında doğrudan bir ilişkiyi görüyoruz." açıklamasında bulundu.

- "Çocuk sahibi kadınlar, çocuk sahibi olmayan kadınlara göre daha az kazanıyor"

Rapora göre çocuk sahibi kadınların çocuk sahibi olmayan kadınlara göre daha az kazandığına işaret eden Kulessa, "Bence bu büyük bir adaletsizlik. Her hükümet ve toplum, bu konunun üzerine gitmeli. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, ekonomik açıdan cezalandırılmamalı." ifadelerini kullandı.

Karl Kulessa, raporda yer alan başlıklardan "Dünya genelinde kadın ve erkekler arasında cinsiyete göre gelir eşitsizliğinin" de ele alınması gereken önemli sorunların başında geldiğini kaydetti.

Kulessa, ABD'deki Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) çalışan bir Türk bilim kadınıyla yaptığı muhabbet esnasında bu kişinin, “MIT'de bile genel olarak kadınlar erkeklere oranla yüzde 10 daha az kazanıyor.” ifadesini kullandığını aktardı.

İş dünyasında aynı görev ve sorumluluğu yerine getiren kadın ve erkeklerin maaşları arasında bu denli farklılıklar bulunmasının sebebini, konunun müzakere edilmemesi olarak yorumlayan Kulessa, MIT’de çalışan Türk bilim kadının verdiği mücadele sayesinde erkek çalışanlarla aynı maaşı aldığını anlattı. Kulessa, "Amerika'da iş dünyasında özellikle de özel sektörde çok sıkı müzakere yapmalısınız." değerlendirmesinde bulundu.

Kulessa, ayrıca Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kadınlar konusuna da değinerek, UNFPA Türkiye Ülke Ofisinin 35 Kadın Sağlığı Danışma Merkezi ile özellikle insani krizden etkilenen Suriyeli sığınmacı kadın ve kız çocuklarına hizmet sunulduğunu belirtti. Krizden etkilenen kadınların bu merkezlere gelerek, ihtiyaç duydukları hizmetin yanı sıra Türkçe dersleri de alabileceklerini aktardı.

AA